Peygamber Efendimiz (s.a.v),vefat eden din kardeşimizin evine gidip tâziyede bulunmamızı tavsiye etmiş,bizzat kendisi de vefat edenlerin evlerine giderek tesellide bulunmuştur.
Bundan dolayıdır ki,islam âdetinde bir Müslüman,diğer bir Müslümanın ölümünden sonra yakınlarının evine gidip onları ziyaret eder,tesellide bulunur.
Bu tâziye sünnetinin tam müddeti üç gündür.
Bu müddetten sonra yapılmasında kerahet vardır.Ancak uzakta olanlarla haberi olmayanlar için bir müddet yoktur. Baş sağlığı için özel bir söz yoktur. Örfe göre münasip sözler söylenir : Allah ölüye rahmet etsin, size sabır ve sağlık versin, Allah verir Allah alır...Ondan geldik dönüşümüz onadır kabilinde sözlerle ölü yakınlarına teselli verilir.
Üç günden sonraki ziyaretler, zamanı geçmiş tâziye ziyaretleri olur.Unutmaya çalışan kederli aileye,dert tâzeleme mâhiyeti arz eder.Tabi ki,Uzakta olanlar ve duymayanlar müstesna...
Bu sebeple,taziyeler umumiyetle üç gün içinde yapılır, geç kalınmaz. Kalınırsa mümkün olduğu kadar yeniden üzüntüye vesile olunmayacak mevzular seçilir, dert tâzelenmez.
İlçemizdeki taziye şekli,insanların musibet ve hüzünlerini paylaşmadaki gayretleri takdire şayandır.vefat edenin dostları tarafından gelen konuklara ikramların yapılması,taziye ortamının maneviyat yüklü olması,ilim ehli kardeşlerimizin ortamı özetleyen,insanımızı aydınlatan bilgiler sunması ayrı bir güzellik arz eder.Bu yönüyle taziye bir mekteptir diyebiliriz.
Bu arada,belediyemizin faaliyet gösteren,taziye evlerini anmadan geçemeyeceğim.Şöyle bir hatırlayın,Ölümüzün yasını paylaşırken,sokak ortasında,sağa sola dizilmiş sandalyelerde oturan insanlar,aradan gelip geçen araçlar ve geçmekten haya eden bayanlar...Hulasa öylesi bir ortamda bir araya gelen cemaate,sohbet etme ortamı ve imkanı bulmanız neredeyse imkansızdı.
Ama şimdi bu hususta ilçemiz,gıpta edilecek ve örnek alınacak bir konuma geldi. Allaha şükür,lüks,nezih ve her türlü hizmetin verildiği bir ortam oluştu.başta sayın belediye başkanımız olmak üzere,vesile olanlardan Mevlam razı olsun...Sevgili peygamberimizin şu ifadeleriyle sözlerimi noktalamak istiyorum: “ Size iki nasîhatçı bıraktım. Biri susar, diğeri konuşur. Susan nasihatçı ölüm, konuşan ise,Kur'ân-ı Kerîm'dir.”
Huzurla kalın…