Hz. Hüseyin(R.A.) için yas tutulması
Hazret-i Hüseyin, 10 Muharremde şehid edildi, bu büyük musibet ve üzüntüdür. Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hamza’nın şehid edilmeleri de, böyle büyük musibet ve üzüntüdür. Fakat, Peygamber efendimiz, Hazret-i Hamza’nın şehid edildiği günün yıldönümlerinde matem [yas] tutmadı. Matem tutmayı da emretmedi. Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Matem tutan, ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür.) [Müslim]
(İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birincisi, birinin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır.) [Müslim]
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin oğlu vefat ettiğinde defin sırasında; peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemin gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Bunun üzerine sahabeden birisi ya rasulallah sen de mi ağlıyorsun sorusuna cevaben: Benim de kalbim var buyurdu.
Hz. Hamza Radıyallahu anh’ın şehadetinden sonra Hz.Vahşi Radıyallahu anhu’yu görmek istemeyişi kendisine Hamza’yı hatırlattığından dolayıdır. Çünkü amcasının katili karşısındadır. Bu bir duygusal bir durumdur. Peygamber efendimiz sallalalhu aleyhi vesellemin matem yani yas tutmasına delalet değildir.
Hüzün yılına gelecek olursak eğer; bu yılda cereyan eden olaylardan dolayı bu isim verilmiştir. Bu yıl içerisinde cereyan eden olaylara baktığımız zaman:
1-peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e ilk vahiy , ilk emir OKU! İndiğinde –delirdin mi ayol? Neler söylüyorsun sen? Sözleri yerine ona sahip çıkan ilk islam ve ilk destek olan annemiz Hatice’yi kaybetmiştir.
2-Peygamber efendimiz sallalalhu aleyhi veselleme Kureyş’in tüm idaresi ona karşı koyarken yeri kuvvetli olup onu koruyan amcası Ebu Talip vefat etmiş; müslümanlara boykot başlamıştır.
3-Allah’tan başka koruyanı kollayanı kalmayan Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem çareyi başka şehire gidip davet yapmakla bulmuş bunun sonucunda Taif’e gitmiş ve oradan da taşlanarak dönmüştür.
Bu olayların cereyan ettiği olaylara da hüzün yılı denmiştir. Yani peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem amcası Hamza Radıyallahu Anh’ın ve oğlunun vefatına bir insan gibi üzülmüş ne matem, yas tutmuş ne de bunu periyodik olarak anma haline getirmiştir.
resulu ekreme cebrail hz.huseyni’in şehadetini haber verdiği zaman kendisi buna cok ağlamıstır onunla birlikte olanlarda ağlamıstır hatta o kadar cok ağlamıslardır ki seslerı dışarıya taşmıstır.dışarıdan sesi duyan diğer müminler neden ağladıklarını anlayınca onlarda ağlamışlardır.
Bu ve buna benzer haberler bize ulaşmıştır. Hatta ;Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in ashabından birisinin oğlunun gelecekte bir katliam gerçekleştireceğini bildirmiş. Bunun üzerine sahabeden o kişi “izin ver ey Allah’ın Resulü oğlumu öldüreyim” dediğinde; peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin izin vermediği bizlere bildirilmiştir.
Bu iki hadisede ki hadislerin sıhhatinin hangi derecede olduğuna dair bir bilgim olmaması ile birlikte. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin Hz. Hüseyin Radıyallahu Anh’ın öldürüleceği haberini almasında arkadaşları ile beraber yüksek sesle ağlaması da yalnızca; hüzündür! Yas değildir.
Bu günün hatırlanmasında asla bir yanlış görmediğimi bildirirken, yanlışın altını çizerek Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin yasaklamış olduğu YAS (matem) olduğunu bildirmek istyorum.
Elbette şehadetler, şehitler ;kanları ile bizlere yol gösterip ışık tutanlardır.
Ammar YAĞCI-sharjah-Aralık-2010-muharrem-1432
ALINTIDIR...