Kiymetli arkadaslar yillar önce bir büyügümden dinledigim bu hikayeyi sizlerle paylasmak istedim, rivayete göre yasanmis bir olay;
Osmanli imparatorlugunun en güçlü oldugu zamanlarda, dönemin padisahitedbil-i kiyafet ve bir kaç atli ile sehrin uzak bölgelerini dolasirken bir nehir kenarinda balik tutmaya çalisan yasli adam görür, bir müddet seyrettikten sonra yanina yaklasir gördügü manzara içini sizlatir yasli adam çok kötü durumdadir, anlarki kimsesiz, çok yoksul. Adamin ifadesine göre sadece tuttugu baliklarla geçinen tutarsa tok tutamazsa aç kalan küçük bir kulübebe tek basina yasayan biri; padisah kendini ifsa etmeden ona derki ’’bu gün oltana takilan ilk baligi falan yere getir sana agirlinca altin vericem böylelikle sende ömrünün geri kalanini rahat geçirirsin’’der ve yoluna devam edip gider;
Bizim ihtiyar biraz keyiflenir ve tutucagi baligi beklemeye baslar ama epeyce bir vakit geçmesine ragmen bir sey tutamaz neredeyse gün batmak üzeredir yüzü asilmis bir sekilde kendi kendine hayiflanmaktadir son bir defa daha oltasini sudan çikarip taktigi yemi yenileyip tekrar suya daldirir biraz çeker, sanki olta bir seye takilmistir heyecanlanir tekrar oltanin ipini yoklar, dogru oltaya bir sey takilmistir sevinç ve heyecan karisik aceleyle oltayi disari çeker ve oltanin ucundakini görünce her zaman yaptigi gibi yine kaderine söylenir evet oltanin ucunda balik degil sadece bir kemik parçasi vardir, tutar firlatir ve söylene söylene kulübesine dogru gider artik gün batmis kendisine altin sözü veren adamin süreside dolmustur; zaten bu karanlikta istesede balik falan tutamaz. ama ne çareki aç karnina yatilmaz,uyunmaz ...
Birden aklina tekrar O adam gelir belki dedigi yere giderse altin degilde bu kemik parçasina bir kap yemek yada bu kemik agirligi kadar altin alabilirdi neden olmasin ne kaybedecekti ki kalkti o kemik parçasini buldu ve bir iki saatlik yürümeyle söylenen yeri buldu ama burasi O adamin dedigi yer olabilirmiydi acaba çünkügeldigi yersaray di, her neyse bizimki daldi içeri bana verilmis bir söz var bu elimde gördügünüz kemik agirliginca bana altin verileceksöz verdiniz diye ortaligi ayaga kaldirir, padisah zaten ihtiyari beklemektedir hemen talimat verir yasli adami altinini verip karnini doyurun üstelik sürekli ziyaret edilip gerekirse bu durumun tekrar edilmesini söyler.
Ilgili kisiler o kemik parçasini is olsun diye teraziye koyup tartarlar yoksa o kemik parçasinin gelecegi topu topu 3 -4 sikke altindir ama dedim ya is olsun diye teraziye koyarlar karsisina da altinlari bir, üç, bes Allah Allah terazi mi bozuk ne kemik hala altinlardan agir on, onbes, yirmi tik yok kemik banami sin demiyor bu arada bizim ihtiyarin gözleri simsek gibi oluyor hadi hadi biraz daha biraz daha görevlilerde aynen devam artik tane degil bes, on kilo altin kemikten yine tik yok ihtiyar sesleniyor padisah söz verdi agirliginca altin vereceksiniz doldurun doldurun diye konusuyor. Durum tabi padisaha iletiliyor ve bir çözüm yolu bulunmazsa altinlarin tümü gidecek, ihtiyarda bu arada iyice haddini asarak daima sözünüzde durun biraz daha biraz daha diyerek acele etmelerini istiyor ;
Bu arada tabi Padisahin kalb gözü açik durumu kavriyor ve hemen kendisine yol gösteren ilim sahibi hocasina haber saliyor, gelmesini istiyor;
O zat sarayin bahçesinden geçerken egilip çiçeklerin arasindan bir avuç toprak aliyor kimseye hissettirmeden ve direk altinlarin bulundugu odaya geliyor hakikaten durum vahim bizim ihtiyar neredeyse hazinenin tamamini alacak ve ihtiyara diyorki bak Ey filan kisi sen bu altinlarla bu yastan sonra ne yapacaksin bir ayagin çukurda kimin kimsen de yok gel biz seni saraya alalim bundan sonra burada kal seni rahat ettirelim sana bakalim bu yastan sonra elini birseye vurma hadi biraz da altin al nefsini körle,
bizimki; Yok öyle diyor ne söz verildiyse tutun ben anlamam, sarayda da kalmam alacagim altinlarla kendime sarayi pekala yaptirabilirim falan bir türlü kabul etmiyor,
Hoca söylüyor O yok diyor Hoca söylüyor O yok diyor ...
tamam diyor Hoca çaktirmadan kemigin bulundugu terazi kefesine elindeki topraktan biraz savuruyor ve birden herkes hayretler içinde kaliyor çünkü o kilolarca altinin tartamadigi kemik parçasi birden bire üste çikiyor ve terazinin altin dolu kefeside büyük bir gürültüyle asagiya basiyor...
Ihtiyar hem saskin hemde pisman terazi sanki önce yanlistida simdi düzeldi sadece iki altin sikke bile kemikten daha agir geliyor keske altinlar 10-15 kilo olgugunda alip sessizce gitseydim diye yine hayiflaniyor.
Tabi bu nasil oldu böyle herkes saskin Padisah olaya müdahale ediyor ve ihtiyarla hocayi huzura çagiriyor olayin açiklamasini istiyor ;
Evet arkadaslar belki biraz uzattim ama isin asli söyle; Ihtiyarin nehirden çikardigi kemik parçasi bir insan kafatasinin gözün oldugu bölümü yani olta suyun içinde kafatasinin göz çukurunun oldugu bölüme takilmis su yüzüne çikmis bundan sonrasi malum.
Hani su meshur atasözü varya ’’INSANOGLUNUN GÖZÜNÜ ANCAK BIR AVUÇ TOPRAK DOYURUR’’ diye
belki de bu söz buradan çikmistir, yorum sizin
saglicakla kalin...
Edited by - kkasim on 10/30/2006 00:51:57