"FONT-SIZE: 10pt; FONT-FAMILY: Verdana" “Papa Gelmesin Mitingi”nde Taceddin Ural kardeşim bana “Papa Bir Puttur” kitabını verdi. (Etkin kitaplar. Tel: 0212-513 51 90) O gün havaalanında Dayımı beklerken bir gazetede Orman Bakanı Pepe’nin papa kitabının yazarı danışmanı Taceddin Ural’ı görevden aldığını okumuştum. Ayak üstü bu konuyu konuştuk. O arada Taceddin Bey bana kitaptaki bir bölümü gösterdi. O bölümde Vatikan’ın bir raporundan bahsedilmekteydi. Vatikan o raporunda, Müslüman olan Hıristiyanların sayısının alabildiğine artmaya başladığını ve Müslüman olanların yüzde 32’sini “Risale-i Nur’un tercümesini okuyarak İslâmı seçtiklerini” belirtmekteydi. Ben de kendisine, “O rapor öyle söylendiği gibi 1970’li yıllarda değil, çok daha önceden hazırlandı. Bediüzzaman Hazretlerinin sağlığında...” dedim ve o raporla ilgili bildiklerimi aktardım. İşte İlk defa da bu sütunda yazıyorum: .
"FONT-SIZE: 10pt; FONT-FAMILY: Verdana" Risâle-i Nur eserleri, Kur’an-ı Azimüşşan’ın hârika bir tefsiri idi. Yüzlerce âyet-i kerimeyi ve hadis-i şerifi yine Kur’an’a ve hadise dayanarak bu asır insanlarının anlayacağı şekilde izah etmekteydi. O eserlerde; Allahu Azimüşşan’ın varlığı ve birliği, Peygamber Efendimizin (asm) risaletinin umumiliği, Kur’an-ı Kerim’in kırk vecihle mucize olduğu, ‘Muhammedürresulullah’ demeyen Hıristiyan ve Yahudilerin nasıl ebedî Cehennemlik oldukları, haşir hakikatı ve daha pek çok temel imanî konular izah ve ispat edilmekteydi. Gerçekten de raporda belirtildiği gibi bu eserleri okuyan Hıristiyanlar Müslüman olmaktaydı. İşte Vatikan, 1950 yılında dehşetli bir plan hazırladı ve 1960’ta Bediüzzaman’ın vefat ettiği gün bu korkunç planı devreye koydu. O plan da şuydu. Nasıl bu eserlerle Hıristiyanlar Müslüman oluyorlarsa, hazırlanacak plan dahilinde bu eserleri bahane ederek Müslümanları Hıristiyan veya en azından Hıristiyan dostu yapmak... Onları ya mürted hale getirmek, ya da inanç cihetinden “murdar” hale sokmak ve onlara günah-ı kebâir işlettirmek... .
"FONT-SIZE: 10pt; FONT-FAMILY: Verdana" Bu planın deşifre edilmesi ve açıklanması çok uzun sürer. Ancak burada bir haşiye halinde muhterem okuyucularımın dikkatini çok mühim gördüğüm bir husus üzerine çekmek istiyorum: . "FONT-SIZE: 10pt; FONT-FAMILY: Verdana" İslâm büyükleri hakkında yanlış değerlendirmede bulunan ve davranışlar sergileyen kimselere bakarak o büyüklerimizi sevmekten ve onlardan istifade etmekten vaz mı geçeceğiz? Meselâ bazı kimseler Hz. Ali’yi (ra), Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Mevlânâ hazretlerini “çok sevdiklerini” söyleyip de onların takip ettiği Peygamber yolunun dışına çıkıyorlarsa bizler o büyüklerimizden yüz mü çevireceğiz? Ya da daha başka büyüklerimizin “müntesibi” olduklarını söyleyenlerin yanlışlarına bakarak o büyüklerimize ve eserlerine karşı soğuk mu davranacağız? Bize düşen, yanlışları ve yanlışlıkları “yanlışçıların” ve Müslümanlar üzerine oyun oynayan çevrelerin omuzunda bırakıp o büyüklerimize ve eserlerine daha çok sahip çıkmak, onları ve eserlerini o yanlışçılardan kurtarmak olmalıdır. Burhan BOZGEYİK. 02.12.2006