Konu: Atatürkün dini hayatý neden saklanýyor?

ATATÜRKÜN DÝNÝ HAYATI NEDEN SAKLANIYOR?


‘Her evde seccade varken Çankaya’da olmaz mý?’ demiþti Ýsmet Ýnönü’nün torunu Gülsüm Bilgehan, Vatan’dan Mine Þenocaklý’ya ninesi Mevhibe Haným’ýn seccadesini göstererek.. Abdullah Gül’ün cumhurbaþkaný seçilmesini ‘Köþke ilk kez seccade girecek.’ þeklinde yorumlayan The Guardian Gazetesi’ne tepki gösteriyordu. Ýkinci Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnönü’nün ve ailesinin namaz kýldýðýný kamuoyuna açýklamýþtý böylece. Gülsüm Bilgehan’ýn sorusu yerindeydi: ‘Her evde seccade varken Çankaya’da olmaz mý?’



Müslüman milletimizin devlet merkezinde, Çankaya’da namaz kýlýnmasýndan doðal ne olabilirdi? Ne var ki medya ve belli çevreler, yýllardýr savunduklarý ve uyguladýklarý ateizim odaklý laiklik anlayýþý sayesinde devletin Ýslam’la problemi varmýþ gibi göstermeyi baþarmýþlardý.. Dolayýsýyla namaz kýlan, eþi örtülü olan birinin “Atatürk’ün koltuðu”na oturamazmýþ gibi bir anlayýþý ne kadar acýdýr ki egemen kýlmýþlardý.. Bu nedenle Abdullah Gül, Çankaya’ya çýkarken özel hayatý, dini hayatý yüzünden pek çok güçlükle karþýlaþtý..

Oysa kendisinden önceki Cumhurbaþkanlarý gibi, pek çok Türkiye Cumhuriyet vatandaþý gibi Abdullah Gül de kendini Müslüman olarak tanýmlýyordu.. Türkiye’de yaþayan insanlarýn yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduðu malum çünkü. Her millet evladý gibi Mustafa Kemal Paþa da, Ýsmet Ýnönü de, Celal Bayar da ve diðer Cumhurbaþkanlarýmýz da elbette Müslümandý. Çankaya’da bulunduklarý süre içinde yaþadýklarý bir dini hayatlarý vardý.



Çocukluk dönemlerinde, aileleri sayesinde Ýslam inanç sistemine baðlandýlar, Ýslam terbiyesi ile büyüdüler ve elleri iþ tutar olunca da Müslüman milletimize hizmet ettiler. 12 Cumhurbaþkanýmýzýn hepsi de Müslümandý, . Milletimiz, hepsinin de kendi din, örf, adet ve kültürümüzü paylaþtýklarýndan emindi, baþka türlü de olamazdý.. Bir Yahudi’nin, bir Hýristiyan’ýn veya bir ateistin “Atatürk’ün koltuðu”na oturabileceðini bu ülkede kimse iddia edemez.. Milletimiz buna izin vermez. Laikliðin de sýnýrlarý vardýr ama bunu kimse konuþmak istemiyor.

Dolayýsýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Paþa da bir Müslüman olarak namaz kýlýyordu ve seccadeleri vardý. Seccadeyi ilk olarak Çankaya’ya taþýyan da Mustafa Kemal Paþa’ydý elbette. Bu yüzden Ýsmet Ýnönü’nün torunu Gülsüm Bilgehan’ýn ‘Her evde seccade varken Çankaya’da olmaz mý?’ sözünden seccadenin ilk kez Ýnönü’yle Çankaya’ya girdiði anlamýný çýkarmak çok büyük yanlýþtýr..

MUSTAFA KEMAL PAÞA’NIN GÝZLENEN SECCADELERÝ

Nitekim Mustafa Kemal Paþa’nýn Terekesi’nde 37 adet seccade varmýþ.. Þamil Tayyar, Star Gazetesi’ndeki köþesinde (15 Ekim 2007) Mustafa Kemal Paþa’nýn vasiyetini ve Terekesi’ni anlatýrken belirtmiþ, 37 adet seccadesi olduðunu..


Mustafa Kemal Paþa, vasiyetini 5 Eylül 1938’de hazýrlamýþ, vefatýndan 65 gün önce. Çankaya’daki kiþisel eþyalarýný, kurucusu olduðu CHP’ye miras býrakmýþ. Miras listesinde yer alan tüm eþyalar, Atatürk’ün ölümünün hemen ardýndan 3 Aralýk 1938’de dönemin CHP temsilcisi ve Erzurum milletvekili Nafi Atuf Kansu’ya teslim edilmiþ. CHP, eþyalarýn bir kýsmýný müzelere devrederken bir kýsmýný devralmayýp Çankaya’da býrakmýþ.

10. Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer’in 2006 yýlýnda yaptýrdýðý bir envanter çalýþmasý, Mustafa Kemal Paþa’nýn vasiyetiyle ilgili çarpýcý bir ayrýntýyý gün ýþýðýna çýkarmýþ: Sözkonusu envantere göre, Mustafa Kemal Paþa’nýn Terekesi’nde, CHP’ye miras býraktýðý, ancak partisinin almadýðý eþyalarýn dökümü varmýþ. Çankaya’da CHP’nin malý olarak gözüken bin 708 eþya bulunuyormuþ.Bu eþyalar arasýnda da 37 adet seccade varmýþ. Hepsi Mustafa Kemal Paþa’dan CHP’ye miras.

Seccadeler bereket versin ki Mustafa Kemal Paþa’nýn Müslümanlýðýnýn tanýklarý olarak Çankaya’da sessiz sedasýz duruyorlar. Fakat bugüne kadar varlýklarýyla yokluklarý belli deðildi.

Seccadeler mevcut CHP yönetimi için Ýþ Bankasý hisseleri gibi deðerli bulunmayabilir ama Mustafa Kemal Paþa için öyle deðildi þüphesiz.

“Atatürkçülük”, “laiklik” kisvesine bürünüp Ýslam düþmanlýðý yapanlar, Mustafa Kemal Paþa’nýn Müslüman Türk devlet adamý oluþunu içlerine nedense sindiremiyorlar.. Ellerinden gelse, Mustafa Kemal Paþa’nýn seccadelerini þimdiye kadar çoktan yok ederlerdi.

Diyenet Ýþleri Baþkanlýðýna bir öneride bulunuyorum: Mustafa Kemal Paþa’nýn Kur’an-ý Kerim’i ve seccadelerini sergi yapmalý, büyük þehirlerimizde. Bu hizmet, toplumda çok büyük bir heyecan yaratacaktýr.

MUSTAFA KEMAL PAÞA’YI ÝSTÝSMAR

Belli çevreler, yýllardýr Mustafa Kemal Paþa’nýn Ýslam’la problemi varmýþ gibi göstermeye büyük çaba gösterdiler. Bütün dertleri, laikliði ‘Ýslam karþýtlýðý’ gibi sunmak ve dindarlar üzerinde bir baský oluþturmak..
Mustafa Kemal Paþa’yý materyalist, hatta ateist göstermeye çalýþýyorlar. Dindarlara karþý uyguladýklarý olumsuz politikalarýný Mustafa Kemal Paþa’nýn laiklik anlayýþýna dayandýrdýklarý gibi bir izlenim uyandýrmaya özen gösteriyorlar..
Oysa Mustafa Kemal Paþa, Müslüman bir Türk devlet adamý.. Müslümanlýkla ne problemi olabilir ki? Kendisine “Gazi” diye hitap edilmesinden çok hoþlanýrdý. “Þehit” ve “Gazi” Ýslam medeniyetinin önemli kurumlarý.. Gazi Mustafa Kemal Paþa’nýn Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere, kaza ve kadere, hayýr ve þerrin Allah’tan olduðuna, kýsaca Ýslam inancýna sahip olduðundan kimin kuþkusu olabilir?
Ýslam’la problemi olanlarýn, Mustafa Kemal Paþa’yý istismarlarýna müsaade edilmemeli. Öncelikle devlet, Mustafa Kemal Paþa’yý istismara müsaade etmemeli. Medyaya da görev düþüyor kuþkusuz: Gazi’nin inancý, dini hayatý ve Ýslam’a iliþkin düþünceleri halkýmýza açýk bir þekilde anlatýlmalý, diyorum.

MUSTAFA KEMAL PAÞA VE TEVHÝT ÝNANCI

Konuþmalarýna baktýðýmýzda, Mustafa Kemal Paþa’yý insanlýk tarihini ve peygamberlik tarihini araþtýrarak Kur’an-ý Kerim’de ifade edilen ve dünya görüþünün temelini oluþturan tevhit düþüncesine baðlý olduðunu görmekteyiz: "Ey arkadaþlar! Tanrý birdir, büyüktür; tanrýsal inanýþlarýn belirtilerine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sýnýfta, iki devirde mütalâa olunabilir. Ýlk devir insanlýðýn çocukluk ve gençlik devridir. Ýkinci devir, beþeriyetin erginlik ve olgunluk devridir.” Ýnsanlýðýn çocukluk döneminde paganizme (putperestliðe) yuvarlandýðýný, fakat olgunluk döneminde tevhidi düþünceye kavuþarak hakikati taþýyabilecek bir düzeye geldiðini ifade etmiþtir, Mustafa Kemal Paþa.
Mustafa Kemal Paþa, Allahu Teala’nýn rahmet sýfatýnýn bir tecellisi olarak insanlýðý pagan kültüründen kurtarmak için peygamber gönderiþine ýsrarla vurgu yapýyor: "Ýnsanlýk birinci devirde týpký bir çocuk gibi, týpký bir genç gibi yakýndan ve maddi vasýtalarla kendisiyle meþgul olunmayý gerektirir. Allah, kullarýnýn lazým olan olgunlaþma noktasýna eriþinceye kadar içlerinden vasýtalarla dahi kullariyle meþgul olmayý tanrýlýk özelliðinin gereklerinden saymýþtýr. Onlara Hazreti Adem Aleyhisselam'dan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayýsýz denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiþtir.” Mustafa Kemal Paþa, Ýslam düþüncesine baðlý kalarak, ilk insan Hz.Adem’in ayný zamanda bir peygamber olduðunu, Allahu Teala’nýn insanlýk tarihi boyunca peygamberler göndererek uyardýðýný açýkça belirtmektedir.

Mustafa Kemal Paþa, Ýslam’ýn Allah’ýn gönderdiði en son, en kamil din, Hz.Peygamber’in (s.a.v.) en son peygamber, Kur’an-ý Kerim’in de en son gönderilen hak kitap olduðuna inancýný da açýk bir þekilde ifade etmiþtir: “Fakat Peygamberimiz vasýtasiyle en son dini, medeni gerçekleri verdikten sonra artýk insanlýkla aracý ile temasta bulunmaða lüzum görmemiþtir. Ýnsanlýðýn kavrayýþ derecesi, aydýnlanma ve olgunlaþmasý sayesinde her kulun doðrudan doðruya tanrýsal düþüncelerle temas kabiliyetine eriþtiðini kabul buyurmuþtur ve bu sebepledir ki, Cenabý Peygamber, peygamberlerin sonuncusu olmuþtur ve kitabý, en eksiksiz kitaptýr." Mustafa Kemal Paþa’nýn dini düþüncesi budur.

MUSTAFA KEMAL PAÞA’NIN DÝNÝ HAYATI NÝÇÝN GÝZLENÝYOR?

Belli çevreler, Mustafa Kemal Paþa’nýn dini düþüncesini ve hayatýný gizlemek için belli bir çaba sarf ediyorlar.
Mustafa Kemal Paþa, Çankaya’ya dört hafýzý zaman zaman kabul edip Kur’an-ý Kerim dinlediði saklanýyor..
HzPeygamber’e (s.a.v.) sevgisi saklanýyor.. Siyer çalýþtýðý.. Bir komutan olarak savaþlarýný incelediði, hayran kaldýðý saklanýyor.
Seccadeleri saklanýyor..
Mustafa Kemal Paþa’nýn Türk milletinin bir ferdi olduðu, Müslüman olduðu, dini düþünce ve hayatýnýn olduðu niçin saklanýyor dersiniz?
Niçin olacak.. Milletimizin hak taleplerini gayri meþru göstermek için. Rahatça ‘irtica’ kampanyalarý yürütebilmek için. Elini kolunu sallaya sallaya darbe yapabilmek için. Ýktidarlarýný korumak için. Tuttuklarý mevzileri kaybetmemek için..Devleti elde tutarak topladýklarý rantlarý devam ettirebilmek için. Dindarlara rahat baský yapabilmek için..
Göbeðini kaþýyan adam.. Çarýklýlar.. Söz hakký ister diye, Mustafa Kemal Paþa’nýn milletimizle olan baðlarý tek tek koparýlmýþ. Atatürkçülük diye Ýnönücülük yapýlýyor.. Atatürkçülük kisvesiyle Tek Parti Dönemi, Milli Þef Dönemi, CHP diktotaryasý savunuluyor.
Özledikleri CHP diktasýna dönebilmek için Ýnönücülük yaparak gerçek Atatürk saklanýyor ülkemizde.
Oyun bu. N’aparsýn?

Alýntý: Mustafa YÜREKLÝ

iþlerine gelmiyor ya ondan...
güzel bir paylaþým teþekkürler...

Bu kýsým beni çok þaþýrttý;
10. Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer’in 2006 yýlýnda yaptýrdýðý bir envanter çalýþmasý, Mustafa Kemal Paþa’nýn vasiyetiyle ilgili çarpýcý bir ayrýntýyý gün ýþýðýna çýkarmýþ: Sözkonusu envantere göre, Mustafa Kemal Paþa’nýn Terekesi’nde, CHP’ye miras býraktýðý, ancak partisinin almadýðý eþyalarýn dökümü varmýþ. Çankaya’da CHP’nin malý olarak gözüken bin 708 eþya bulunuyormuþ.Bu eþyalar arasýnda da 37 adet seccade varmýþ. Hepsi Mustafa Kemal Paþa’dan CHP’ye miras.

Seccadeler bereket versin ki Mustafa Kemal Paþa’nýn Müslümanlýðýnýn tanýklarý olarak Çankaya’da sessiz sedasýz duruyorlar. Fakat bugüne kadar varlýklarýyla yokluklarý belli deðildi.

Seccadeler mevcut CHP yönetimi için Ýþ Bankasý hisseleri gibi deðerli bulunmayabilir ama Mustafa Kemal Paþa için öyle deðildi þüphesiz.

Chp nin bir kýsmý nasýl Mustafa Kemal ATATÜRK' ün Dini hayatýný saklamaya çalýþýyorsa diðer tarafta da bir takým dini gruplar Mustafa Kemal ATATÜRK' ü "dinsiz" iddia ederek ATATÜRK üzerinden Laiklik ve Türk Silahlý Kuvvetlerine saldýrýyor. Oyun tek taraflý deðil.

Paylaþým için Teþekkürler.

zeynel1982 Nickli Üyeden Alýntý

Chp nin bir kýsmý nasýl Mustafa Kemal ATATÜRK' ün Dini hayatýný saklamaya çalýþýyorsa diðer tarafta da bir takým dini gruplar Mustafa Kemal ATATÜRK' ü "dinsiz" iddia ederek ATATÜRK üzerinden Laiklik ve Türk Silahlý Kuvvetlerine saldýrýyor. Oyun tek taraflý deðil.

Paylaþým için Teþekkürler.

Bravo zeynel abi en güzel cümleleri kurmuþsunuz . . .

Atatürk yaþasaydý baþta sahte laikleri daha sonra sahte milliyetçileri ülkeden sürerdi

Yýldýrýmbey abim,tek kelime ile bravoooo...Herkes sizin gibi reel düþünebilseydi,inan bu millete top deðse kar etmezdi...Dimi ? Yazýný zevkle okudum...Ayný fikirdeyiz...

ATATÜRK'ÜN BALIKESÝR HUTBESÝ


Ey Millet, Allah birdir. Þaný büyüktür. Allahýn esenliði, sevgisi ve iyiliði üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabý Hak tarafýndan insanlara dini gerçkleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiþtir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur'an'daki mânasý açýk olan ayetlerdir. Ýnsanlara feyz ruhu vermiþ olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantýða, gerçeðe tamamen uyuyor ve uygun düþüyor. Eðer akla, mantýða ve gerçeðe uymamýþ olsaydý, bununla diðer ilahi tabiat kanunarý arasýnda çeliþki olmasý gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarýný yapan Cenabý Hak'týr.
Arkadaþlar; Cenabý Peygamber çalýþmasýnda iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diðeri Allah'ýn evi idi. Millet iþlerini Allah'ýn evinde yapardý. Hazreti Peygamber'in mübarek yolunda bulunduðumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe ve geleceðine ait hususlarý görüþmek maksadýyla bu kutsal yerde Allah'ýn huzurunda bulunuyoruz. Beni buna eriþtiren Balýkesir'in dindar ve kahraman insanlarýdýr. Bundan dolayý çok memnunum. Bu fýrsat ile büyük bir sevab kazanacaðýmý ümit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksýzýn yatýp kalkmak için yapýlmamýþtýr. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapýlmasýnýn gerekli olduðunu düþünmek yani konuþup tartýþmak, danýþmak için yapýlmýþtýr. Millet iþlerinde her kiþinin zihnini ayrý ayrý faaliyette bulunmasý zorunludur. Ýþte biz de burada din ve dünya için, geleceðimiz ve baðýmsýzlýðýmýz için, özellikle egemenliðimiz için neler düþündüðümüzü meydana koyalým. Ben yalnýz kendi düþüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düþündüklerinizi anlamak istiyorum. Milli amaçlar, milli irade yalnýz bir kiþinin düþünmesinden deðil, milletin bütün kiþilerinin arzularýnýn, emellerinin sonuçlarýndan ibarettir. Bundan dolayý benden ne öðrenmek, ne sormak istiyorsanýz serbestçe sormanýzý rica ederim.
Hutbeler hakkýnda sorulan sorudan anlýyorum ki, bugünkü hutbelerin þekli, milletimizin duygusal fikirleri ve lisaný ile medeni ihtiyaçlarýyla uygun görülmektedir. Efendiler, hutbe demek topluma hitabetmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin manasý budur.
Hutbe denildiði zaman bundan birtakým kavram ve manalar çýkarýlmamalýdýr. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber'in hayatta olduðu mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanýz görürsünüz ki, gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediði þeyler o günün sorunlarýdýr, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal konularýdýr. Ýslam toplumunun çoðalmasý ve Ýslam ülkeleri gerilemeye baþlayýnca, Cenabý Peygamber'in ve dört halifenin hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadýðýndan halka söylemek istedikleri þeyleri bildirmeye birtakým kiþileri memur etmiþlerdir. Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kiþiler idi. Onlar camilerde ve meydanlarda ortaya çýkar, halký aydýnlatmak ve doðru yolu göstermek için bir þart lâzýmdý. O da milletin lideri olan kiþinin halka doðruyu söylemesi, halký dinlemesi ve halký aldatmamasý! Halký genel durumdan haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her þey açýk söylendiði zaman halkýn beyni faaliyet halinde bulunacak iyi þeyleri yapacak ve milletin zararýna olan þeyleri reddederek þunun veya bunun arkasýndan gitmeyecektir. Ancak millete ait olan iþleri milletten gizli yaptýlar. Hutbelerin halkýn anlayamayacaðý bir lisanda olmasý ve onlarýn da bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarýmýza temas etmemesi, Halife ve Padiþah sýfatýný taþýyan despotlarýn arkasýndan köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkýn aydýnlatýlmasý ve ona yol gösterilmesidir, baþka þey deðildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yýl önceki hutbeleri okumak, insanlarý cahillik ve çaðýn gerisinde býrakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkýn günlük kullandýðý dil ile konuþmalarý gereklidir. Geçen yýl Millet Meclisi'nde söylediðim bir nutukta demiþtim ki "Minberler halkýn akýllarý, vicdanlarý için bir ilim irfan kaynaðý, ýþýk kaynaðý olmuþtur." Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaþýlmasý, ilim ve fen gerçeklerine uygun olmasý lazýmdýr. Hutbeyi verenlerin siyasi olaylarý, sosyal ve medeni olaylarý hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediði takdirde halka yanlýþ aþýlamalar yapýlmýþ olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalýdýr. Ve olacaktýr.

07 Þubat 1923 BALIKESÝR - Zagnos Paþa Camii