MAYINLI ALANLARIN ARKEOLOJİK POTANSİYELİ PANELİ SONUÇ RAPORU
Tarih: 11 Mart 2011
Yer: Karkamış Lisesi
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mustafa GÜNDÜZ - Adıyaman Üniversitesi Rektörü
Yrd. Doç. Dr. Rifat ERGEÇ - Gaziantep Ün. Arkeoloji Bölümü
Arkeolojik Alanlar ve Sınır Mayınları
Doç. Dr. Turgut Hacı ZEYREK - Gaziantep Ün. Arkeoloji Bölümü
Geçmişi ve Geleceği ile Karkamış
Doç. Dr. Mehmet ÖNAL - Harran Ün. Arkeoloji Bölümü
Mayın hattında Tel Halaf, Ra's al Ayn, Ceylanpinari ve Nusaybin Antik Kentleri
Hülya KAYAÖZ – Antep Müzesi, Hititolog
Karkamış Ören Yerinde Mayın Temizleme Çalışmaları
******************************************************************
Duygu Sucuka
duygu@hotmail.com
Mayınlı Alanlardaki Tarihi Potansiyel:
Türkiye’nin Sınır Mayınları konusu, çok tartışılan önemli gündemlerden birisi iken, kısa bir süre öncesinden beri bu konu sanki halloldu gibi, rafa kalktı. Aslında kamuoyu ilgisi rafa kalktı demek lazım. Çünkü mayın temizleme işi henüz yapılmıyor ama Devlet nezdinde bir sonuca ulaştırılmış durumda. Bu iş, Milli Savunma Bakanlığı’nın inisiyatifinde, hizmet alma usulüyle yapılması kararına bağlanmış bulunuyor.
Mayın konusunu ben de epeyce uzun bir zamandır okuyor, araştırıyor, yazıyor, takip ediyorum. Hatta bu konuda iki de panel yaptık. Birincisi, Ankara’da, “Güneydoğu Sınır Mayınları” başlığıyla, genel anlamda bir irdeleme idi. İkincisi ise, yaklaşık 3 hafta önce, Gaziantep’in Karkamış İlçesinde, “Mayınlı alanların arkeolojik potansiyeli” konulu detay bir çalışmadır.
Türkiye-Suriye Sınırında, mayınlı alanlardaki tarihi potansiyeli tartışmaya açmak, bu konuya dikkat çekmek için Karkamış’ı seçmemizin nedeni, Karkamış’ta mayın temizliği yapılmakta olduğu, bu antik kentin arkeolojik kazısının yakında başlayacağı söylentileri idi.
“Mayının Altındaki Tarih” adlı yazımla (http://www.sanliurfa.com/koseyazisi2910-mayinin-altindaki-tarih.htm) bu konuya değinmiş, hatta Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, bilgi edinme kapsamında başvurmuş, kazı işinin herhangi bir ülkeye verilip verilmediğini sormuştum.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden aldığım, 21.02. 2011 tarihli cevabi mektupta aynen şöyle denilmektedir:
[…Karkamış Antik Kenti’nde arkeolojik kazı çalışmaları gerçekleştirmek amacıyla, 2008 yılında İtalya, Bologna Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Nicolo MARCHETTİ Bakanlığımıza başvurmuştur.
Söz konusu talep, Bakanlığımızca değerlendirilerek prensipte uygun görülmüş olup mayınların tamamen temizlenmesini müteakiben Karkamış Antik Kenti’nde arkeolojik kazı çalışmalarına başlanabilecektir….]
Kazı işinin yabancı bir ülkeye verilmesine daha önceki yazımda da sıcak bakmamış, bu konuda kendimizi organize etmeliyiz demiştim. Yine aynı şekilde düşünüyorum. İtalya, Japonya bu konuda ileri olabilirler. Bu işi tamamen onlara vermek yerine bizim öncülüğümüzde yürüterek onlardan destek alabilirdik. İtalya bu işi yaparken Türkiye’de hangi üniversitenin takipçi olacağı konusu bile sanırım belli değil. Şu an için, ‘Karkamış’ta mayın temizliği bitti, İtalya tarafından yapılacak olan kazı çalışmaları bugünlerde başlayacaktır’ beklentisi mevcuttur.
Panelle ilgili notlar:
9 Mart 2011 günü Adıyaman’da su panelini, 10 Mart 2011 günü Urfa’da sağlık sorunları panelini yaptıktan sonra 11 Mart günü Karkamış’ta idik. Yaklaşık 5-6 ay öncesinden beri tasarladığımız, Karkamış Kaymakamlığıyla görüşmeler yaptığımız “Mayınlı alanların arkeolojik potansiyelini” tartışmak, kamuoyu ile paylaşmak, Karkamış Antik Kenti’nin önemini ve başlayacak olan kazı çalışmalarını gündeme taşımak amacıyla tasarlamıştık bu paneli. Adıyaman, Gaziantep, Harran Üniversiteleri ve Gaziantep Müzesinin destek verdiği; Karkamış Kaymakamlığının ev sahipliği ve öncülüğünde organize ettiğimiz çalışmaya Gaziantep Üniversitesi’nin ilgili bölüm öğrencileri ve GAP İdaresi mensupları izleyici olarak katıldılar. Ayrıca Karkamış’taki bazı sivil toplum örgütleri ve kentin ileri gelenleri de bu paneli izleyenler arasındaydı. Bölgede, birçok arkeolojik çalışmaya katılmış Gaziantep ve Harran Üniversitesi hocaları oldukça detay sunumlar yaptılar.
Şanlıurfa’dan, paneli izleyecek olan GAP İdaresi mensuplarıyla birlikte gittik Karkamış’a. Yaklaşık 2 saate yakın süren yolculuk, bir süre önce açılmış bulunan Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolundaki ilk yolculuğumdu. Nizip yakınlarında, Otoyoldan çıkıp Karkamış’a doğru yönelince tam bir fıstık diyarının içinde bulduk kendimizi. Gaziantep’in fıstık üretim deposuymuş bu yöre. Ve biraz sonra o küçük yerleşim merkezi Karkamış çıktı karşımıza.
Burada geçireceğimiz zamanımız çok kısıtlıydı. 2 saat sonra başlayacak olan paneli yapıp tekrar dönecektik. O nedenle hep koşar adım idik.
Panel öncesi Kaymakam Bey eşliğinde gezdiğimiz Antik Kent; aşağıda süzülüp giden Fırat Nehri; Fırat’ın üzerindeki sınır sayılan tarihi demiryolu köprüsü; karşımızdaki sınır boyları ve sınırın ötesindeki, yarısı bizde kalmış yerleşim yerleri; daha da ötedeki Suriye şehirleri. Sanki hepsi birer efsane gibi duruyor karşımızda. İnsanın etkilenmemesi, tüylerinin diken diken olmaması mümkün değil. Bastığım şu topraklardan ne medeniyetler gelmiş geçmiş diye düşünmemek elde değil. Mezopotamya işte burası; bereketli topraklar, destanlar, medeniyetler fışkıran, efsane nehirler Fırat’la Dicle’yi koynunda yatıran Mezopotamya. Dünyanın gözü hep burada olmuş, halen de öyle değil mi?
Sonra da Gümrük kapısına uğradık. İki ülke topraklarını ayıran bir kapı. Tam kapının karşısında Beşar Esad’ın kapı boyunda, koskocaman dev posteri bizden tarafa, kapıya bakıyor. Bizim de neden onlara bakan bir resmimiz yok diye geçiriyorum içimden. Ve kapının öbür tarafına geçiyoruz. Orada bekleşen Suriye vatandaşlarının resmini çekiyorum. Resim çektiğimi fark edince poz veriyorlar. Belli ki bu tarafa geçmek için izin bekliyorlar.
Bu panele Halep Üniversitesi’nden de bir öğretim üyesini dâhil etmek istedik, uzun uğraşlar verdik, kendilerine yazdık, çizdik ama bir netice alamadık. Benzer bir başka çalışmaya Suriye’nin de dâhil olmasını çok isteriz. Çünkü bu sınır boyunca tarihi zenginlik hem bizi hem onları ilgilendiriyor. Sınır şehirleri bölmüş, yaşamları bölmüş, yer altı ve yer üstü zenginlikleri bölmüş, aynı zamanda tarihi de bölmüş. Bizden taraftaki arkeolojik potansiyel onlardan tarafta devam ediyor.
Bu çalışmada bize başından sonuna kadar destek veren, ev sahipliği yapan Karkamış Kaymakamı Sayın Ferhat Sinanoğlu’na;
Organizasyonda emeği geçen, aynı zamanda sunum yapan Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç ile sunumlarıyla katılan Doç. Dr. Turgut Zeyrek ve Harran Üniversitesinden Doç. Dr. Mehmet Önal’a;
Gaziantep Müzesine, Müzede görevli Hititolog Hülya Kayaöz’e;
Oturumu yönetmek için katılan Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz’e;
Paneli izlemek için katılan GAP İdaresine;
Ayrıca emeği geçen herkese teşekkür ederiz.