Gaziantep Üniversitesi Nizip Meslek Yüksekokulu’nda Gaziantep Milli Prodüktive Merkezi Uzmanı Halil Arslan tarafından “Öğrenen Organizasyon” konulu konferans düzenlendi. Nizip Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yaşar Büyükoğlu tarafından yapılan açılış konuşmasında verimliliğin bireyler, kurumlar ve toplumlar için öneminin altı çizilerek, öğrencilerimizin bu konferans sonucu edineceği bilgileri gündelik hayata uygulamalarının önemi anlatıldı. Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Uzmanı Halil Arslan yaptığı açıklamada belirsizliklerin hakim olduğu iş dünyasında organizasyonların rekabet edebilmesinin temel anahtarının bilgi olduğunu söyledi. Arslan, \'öğrenen organizasyon\' kavramının organizasyon çalışanlarının bilgi üretmelerini, ürettikleri bilgiyi paylaşmalarını ve bu bilgiyi örgütsel hafızaya aktararak organizasyonun bilgisi haline getirmelerini esas almakta olduğunu belirtti. Günümüzde organizasyonların ortalama yaşam sürelerinin değişime ayak uydurabilmelerine ve öğrenme yeteneklerine bağlı olduğunu kaydeden Arslan, \"Öğrenen organizasyon kavramı, bir işletmenin sürekli olarak yaşadığı olaylardan sonuç çıkarması, bunu değişen çevre koşullarına uymakta kullanması, personelini geliştirici bir sistem oluşturması ve böylece değişen, gelişen, kendini yenileyen dinamik bir organizasyon olmasını ifade etmektedir. Öğrenen organizasyon bilgiyi oluşturan ya da edinen, bu bilgiyi aktaran ve yeni bilgi ve kavrayışları yansıtmak için davranışlarını değiştiren örgüttür. Dolayısıyla öğrenen organizasyonlar işletmedeki bilgi paylaşım sürecinden etkilenir. İşletmelerin varlığını sürdürmesi, çalışanların bilgiyi ürettiği, sentezlediği ve tüm işletmeye transfer ettikleri bir ortamda mümkündür. Oluşturulan ya da elde edilen bilginin işletme içi paylaşımının nasıl sağlandığı önemlidir\" dedi. Paylaşılan bilginin bir işletmeyi başarıya ulaştıracak örgütsel gücü oluşturduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi: \"İşletmelerde örtük bilgilerin bireylerden örgütsel hafızaya transfer edildiği, bu bilgilerin diğer bireylere ulaştırıldığı, paylaşılan bilginin geri dönüşünün geliştirildiği bir örgüt ortamının oluşturulması önemlidir. Bilgi paylaşımının desteklenmesi için bilgi paylaşımını teşvik eden bir yapının kurulması, organizasyon içi adaletin sağlanması, savunmacı rutinlerin engellenmesi ve bilgi paylaşımının ve kullanımının ödüllendirilmesi gerekir. Organizasyon içi açık iletişim ve bilginin iletilmesinde saydamlık önemlidir. Değerlendirmelerin ve ödül sistemlerinin bilgi paylaşımını ve kullanımını desteklemesi gerekir. İşletmede ödüllendirilen davranış, bireyin çalışma arkadaşları arasında sivrilmenin bir aracı olarak bilginin tek sahibi olduğunu göstermesi değil, daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak ve tüm işletmede performansı yükseltmek amacıyla çalışanlarla paylaşmasıdır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişle birlikte bilginin işletmelerin ve toplumların başarısında ve gelişmesinde temel rol oynamaya başladığını belirten Arslan, \"Sanayi ekonomisinde yatırımların önemli kısmı makine, teçhizat, fabrika gibi maddi varlıklara ayrılırken, günümüzde yatırımların önemli bir kısmı bilginin artırılmasına yönelik olarak gerçekleşmektedir. Belirsizliklerin hakim olduğu iş dünyasında organizasyonların rekabet edebilmesinin temel anahtarı bilgidir. Pazar unsurlarının sürekli değiştiği, yeni teknolojilerin çok kısa aralıklarla ortaya çıktığı, ürünlerin çok kısa sürelerde demode hale geldiği, rakiplerin hızla çoğaldığı, sanayi kolları arasındaki farkların belirsizleştiği bir ortamda bir işletmenin başarılı olabilmesi mevcut bilgilere ulaşıp bu bilgiler doğrultusunda kendi faaliyetlerini yönlendirmesi yanında, yeni bilgiyi bulup tüm organizasyona yayması, kısa sürede bunu uygulayıp yeni ürünler geliştirmesi ile mümkündür. Bu nedenle organizasyonlar bilgi meydana getiren veya üreten birimler olarak görülmelidir. Bilgi ve teknoloji günümüzün anahtar kelimeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgi, sermaye kadar önemli olan yeni üretim faktörüdür. Teknoloji ise bilginin vazgeçilmez bir parçasıdır. Yaşadığımız çağ bu nedenlerle bilgi çağı, toplumumuz bilgi toplumu, insan ise bilgi işçisi olarak nitelendirilmektedir. Ekonomik faaliyetin temeli olan değer meydana getirme ve değişim, fiziki anlamda üretim ve ürünün fiziksel olarak el değiştirmesi faaliyetleri yanında; teknolojilerin kullanarak ve yenilikler yaparak, değer olarak bilgi meydana getirmek, bilgiyi kullanarak fiziksel akımları (hammadde-imalat-satış) yönlendirmek ön plana geçmiştir\" diye konuştu. İşletmelerin globalleşme, temel yetenek, dış kaynaklardan yararlanma gibi uygulamalarla fiziki akımlardan uzaklaşarak, bunları başka işletmelere yaptırmaya, kendileri de daha çok bilgi meydana getirme ve bilgiyi kullanarak fiziksel akımları yönlendirmeye başladıklarını ifade eden Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: \"Yeni ekonomide ya da bilgi ekonomisinde bilgi, işletmeler açısından en fazla katma değeri olan çıktı olmuştur. Bilgiyi yönetmek, işletmelerin en önemli ekonomik görevi haline gelmiştir. Bilginin yönetilmesi için hem bireysel hem de toplu öğrenme ve paylaşım gerekir. Paylaşımın sağlanması çalışanların istekli katılımlarının sağlanması ile mümkündür. Günümüzde yaşanan temel sorun, bilgilerin işletme içinde yayılıp, örgütsel hafızaya aktarılmasıdır. Aksi takdirde kurumsallaşamayan bilgi, işletmeyi bireye bağlı kılar ve bireyin işletmeden ayrılması durumunda bireyin sahip oldukları değerli bilgiler işletmeden ayrılır. Bu nedenle entelektüel sermayenin yönetilmesi de bilgi yönetimi kadar önemlidir.\" diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak NrtMedya