Barak, Barak Ovasi, Gaziantep'in Nizip ilçesi, Firat Nehri, Sacir Çayi, Carablus ilçesi (Suriye'de) ve Suriye siniri arasinda kalan verimli topraklari kapsayan ovadir. Barak Ovasi'nda yüzden çok köy vardir. Burasi, verimli oldugundan ilkçag uygarliklarinin merkezi olmustur. Barak bölgesindeki topraklarin ve köylerin çogu, Türkiye ile Suriye siniri çizilirken Suriye topraklarinda kalmistir. Suriye, Kilis, Oguzeli, Gaziantep ve Nizip yerlesme birimlerinin çevreledigi alanlarda; Ezo Gelin, dilden dile anlatilir, türküleri söylenir. Barak sözcügünün anlamini, Kasgarli Mahmut, en eski Türkçe sözlük olan Divani Lügat'it Türk'te açiklarken bir söylenceyi de aktariyor: 'Barak çok tüylü köpek. Türklerin inandiklarina göre, kerkez kusu kocayinca iki yumurta yumurtlarmis, bunlarin üzerine otururmus, yumurtanin birisinden barak çikarmis. Bu barak köpeklerin en çok kosani, en iyi avlayani olurmus. Öbür yumurtadan da bir yavru çikarmis; bu, son yavrusu olurmus.' Orta Anadolu'nun kimi yerlerinde, uzun tüylü bir tür av köpegine, Barak ya da Kilbarak denmektedir. Barak Ovasi'nda yasayan Barak Türkmenleri'nin Oguzlarin Kinik ve Begdili oymagindan olduklari ileri sürülmektedir. Gaziantepli arastirmaci Mehmet Solmaz'in, Barak ve Baraklilar üzerine yazdiklarinin çogunu, oldugu gibi buraya geçiriyorum: 'Barak kelimesinin anlami hakkinda Türkçe Sözlük'ün 82.ci sayfasinda sunlari yaziyor: 1- Tüylü, killi çuha, kebe. 2- Bir cins tüylü av köpegi. 3- Agaçlara sarilan büyük asma. Ebulgazi Bahadir Han'in Türklerin eski çaglari hakkinda tespit ettigi söylentilere göre: Oguz Han Güney Muhit Denizinin kiyilarinda, yüksek daglarda yasayan kabilelerin padisahi (Itbarak Han'a) ilk seferinde yeniliyor. 17 yil sonra onu yenip öldürüyor. Mogollarin Tarihçisi Residüddin bu kabileyi (Kilbarak) diye adlandiriyor. Oguz Kilbaraklarin karanliklar diyarindaki memleketine gittigini söylemekle Kilbarak'lar diyarinin kuzey ülkeleri oldugunu göstermis oluyor. 18.ci yüzyilda Cengiz Han'in memleketine gitmis olan Italyan gezgini Garpini bunlarin güneyde olduklarini, Cengiz, Hindistan Seferinden dönüste Barak'lara rastladigini anlatir. Cengiz Ordusu bunlarla savasa tutusmustur. Fakat Baraklar bir hileye basvurmuslar , sehre girip vücutlarini islattiktan sonra, kumda yuvarlanmislar ve vücutlarini kaplayan çamur, sogukta donarak buz kesilince derilerine ok islemez olmus; sonrada Cengiz'in askerlerini bozguna ugratmislar. Residüddin, kabilenin çamura girerek kumda yuvarlandiktan ve bu isleri üç defa tekrar ettikten sonra meydana gelen kalin tabakayi kurutmak ve savasa böyle gitmek adetleri oldugunu kaydeder. Yine çesitli kaynaklardan ögrendigimize göre, Baraklarin erkeklerinin ÇIRKIN ve kadinlarinin ise gayet yakisikli ve GÜZEL olduklarindan erkeklerine izafeten bu kabileye Kilbarak dendigi beyan edilmektedir. Battal Gazi'nin efsanevi romaninda da (Kilbarak) oymaginin adi geçer. Barak adinda dört tane Türk Hakani adi biliyoruz: