Bir eğitimci olarak ve yıllarını Türkiye'nin farklı coğrafyalarında gençlerin eğitimine adayan birisi olarak, eğitim sistemimizi burada tartışmak isterim. Bu eğitim sistemimiz doğrumudur. Bu konuda ne dersiniz?
Bir eğitimci olarak ve yıllarını Türkiye'nin farklı coğrafyalarında gençlerin eğitimine adayan birisi olarak, eğitim sistemimizi burada tartışmak isterim. Bu eğitim sistemimiz doğrumudur. Bu konuda ne dersiniz?
Konu Ramazan Tarhan tarafından (18.12.08 Saat 08:30 ) değiştirilmiştir.
LİSE EĞİTİMİ GEREKSİZDİR
Resulullah Efendimiz’in (sas) ashabına bir şeyler öğretirken takip ettiği yol ile eğitimle ilgili çok önemli kuralları da ortaya koymaktadır. Allah Resulü’nün eğitim metodunda çağdaş eğitimde ‘öğrenmeye hazır olma’ denilen prensibe öncelikle dikkat ettiğini görüyoruz. Hadislerdeki kısalık ve özlük, her birinin birer vecize niteliğinde oluşu bu sebebe dayanır. İbn-i Mesud bu durumu şöyle anlatır: “Ashabı usanıp sıkılır düşüncesiyle Resul-i Ekrem bize her gün değil, arada bir va’z ve nasihat ederdi.”
Günümüz insanların veya o kadar üniversitelerde yapılan araştırmaların ulaştığı sonuçlara bundan 1400 yıl önce Peygamber uygulamıştı. Hatta, günümüz batı eğitim sisteminin ulaşamadığı bir çok noktaları da Peygamber görmüştü. Bugün, dünyada eğitim sistemi büyük bir krizin içinde. Okulların çok olması, insanların bu okullarda iyi bir eğitim görmeleri cehaleti kaldırmıyor. İnsanlar, daha iyi birer eşkıya, hırsız ve terörüst oluyor. Hapishanelere baktığımızda büyük ve karmaşık suçların eğitimli kişilerce işlendiğini görmekteyiz. Bu durum, eğitimin tek başına yeterli olmadığını, eksik bir şeyler olduğunu göstermektedir.
Eğitimdeki diğer bir handikap da insanların ömürlerinin üçte birinden fazlasının saçma bir eğitim ve meslek öğrenmeyle geçtiğidir. İlk, orta, lise, üniversite, ihtisas gibi aşamaları geçen birisinin yaşı 25’e ulaşmaktadır. Bu döneme kadar gencin bakımını ailesi veya devlet sağlamaktadır. Bu aşamaya ulaşıncaya kadar kişi hayatı boyunca bir kere bile ihtiyaç duymayacağı, kullanmayacağı saçma bilgilerle kitap yüklü merkeplere dönüştürülmektedir. Bu da eğitim sistemimizdeki açmazların başında gelmektedir. İnsanın en üretken çağı, saçmalıkları öğrenmekle geçirilerek, beklide insanları bir yarış atı haline getirerek asli görev ve fonksiyonlarından uzaklaştırılmaktadır. Bu süreç daha da kısaltılabilir. Kişilerin ne olacağı daha erken yaşlarda tespit edilerek yetişmek istediği alana yönelik eğitim verilerek daha genç bir çağda hayata atılabilir. Örneğin lise eğitimi tamamen lüzümsuz bir eğitimdir. Burada verilen bilgilerin daha az yoğunluğu ilk öğretimde verilmektedir. Aynı bilgilerin burada tekrarlanmasının hiçbir akli mantığı yoktur. Bu uygulamayla milyarlarca kaynak, sermaye israf edildiği gibi, milyonlarca gencin de en güzel yılları heba olmaktadır. Yapılması gereken en doğru yöntem, ilk öğretimin kalitesinin artırılarak, gence temel eğitim verildikten sonra doğrudan ihtisaslaşmaya yönelmektir. Böylece gencimiz bir dört yıl kazanacaktır. Düşünebiliyor musun? Yirmi yaşında doktorlarımız, mühendislerimiz ve öğretmenlerimiz olacak. İnsanlar daha erken bir çağda üniversiteyi bitirdiklerinden iş hayatına atılarak daha verimli olacaklar. Okul bittiğinden daha erken çağda evlenerek, çocukları ile aralarındaki makas fazla açılmamış, kuşak çatışması fazla doğmamış olacaktır.
Alternatif Bir Eğitim Modeli
Çoktandır üzerinde düşündüğüm lise eğitimi sistemi hakkında aykırı bir görüş öne süreceğim. Bu görüş bir çoklarınızın tepkisine neden olabilir. Ama unutmayın ki her yeni görüş tepkiye neden olmuştur. Çiçeklerle karşılanan hiçbir peygamber olmamıştır.
Öncelikle Türkiye’de uygulanan lise eğitimi sistemi bence tamamen kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir amacı ve hedefi olmayan, gençlere sadece zaman kaybına yol açan böylesine gereksiz bir eğitim tarihin hiçbir aşamasında uygulanmamıştır. Lise eğitim hem gereksiz ve hem de masraflı bir eğitimdir. Lise eğitimin hiçbir amacı olmadığı gibi, günümüzde liseyi bitirmiş olmanın kişiye kazandıracağı hiçbir artı özellikle de bulunmamaktadır. Eğer kişi üniversiteye gitmeyecekse lise eğitimi ve diploması onun için bir lüks olmakta ve orda öğrendiği bilgiler, hayatının hiçbir aşamasında kendisine yararı dokunmamaktadır.
Düşünebiliyor musunuz solucanın sindirim sistemini bilmek veya firiglerle ilgili tarihi bilgileri ezberlemiş olmak, ya da trigonometriyi atomun numarasını bilmek kişiye ne kazandırcaktır. Tamamen gereksiz ve fuzuli bir bilgi verilerek kitap yüklü merkepler (kurani bir deyimdir) yetiştirilmektedir. İnsanların her şeyi bildiği ama aslında hiçbir şeyi bilmedikleri bir sistem. Cehli mürekkep dedikleri durum. Bilen cahiller. İşin ironisi de kimse cehaletini kabul etmiyor. Çünkü bundan 100 seneye göre oldukça çok okumuşlar. Bundan yüz sene önce bu kadar okumuş olan insanlar standart üstü ve bilgin olabilirdi. Şimdi birer cahil….
Bu lise programları ve müfredatları tamamen batı orjinli. Büyük olasılıkla sömürge ülkelerine uyguladıkları programlardır. Biz missisipinin uzunluğunu ezberlemekle meşgulken onlar petrolümüzü ve kaynaklarımızı çalmayla uğraşıyorlardı. Yani zihnimizi boş şeylerle dolduruyorlar. Böylece genç ve dinamizmimizi çalıyorlar. Artık bu uykudan uyanma vakti gelmiştir.
Uykudan uyanmanın yolu lise bölümlerimizi tamamen kaldırmaktadır. Ya da ilk öğretim 4, orta öğretim 2, lise 2 olmak üzere sekiz yıla sığıdırabilirizi. Zaten lisede öğretilen bilgiler ortaöğretimin bir tekararından başka bir şey değildir. Bir öğretmen olarak lise öğrencilerinde edindiğim intiba, zoraki bir eğitimden geçtikleridir. Öğrenciler, okumamak için direnmektedirler. Halbuki bu okullar kaldırılsa gençler bu işkencelerden kurtulacaklardır. Lisede harcadıkları dönemi üniversitede harcayacaklar, daha akademik ve ihtisasa yönelik bilgi edineceklerdir. Üniversite, gençlere bir hedef vereceğinden gençlerin gelecek kaygıları daha aza inecek, hedefe yoğunlaşacaklar, derslere daha iyi konsantre olabilecekleri gibi okullardaki şiddet olgusu da kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Düşünebiliyor musunuz? 18- 20-22 yaşlarında doktorlarımız, mühendislerimiz ve yetişmiş elemanlarımız ortaya çıkmış olacak, toplum daha dinamik olacak. Halbuki lisenin olduğu sistemde gençlerin hayata atılmaları 30’lu yaşlara ulaşıyor. Bu dönemlerde dinamizm ölmüş, gelecek kaygısı ağır basmış hayatın ellerinden kaymaması için mücadele etmektedirler.
Liselerin ortadan kalkması ile devletin ve ailelerin üzerindeki büyük bir maliyet de ortadan kalkacak. Devlet liselere harcadığı masrafı üniversitelere harcayarak daha kaliteli eğitim verecektir. Mevcut liseler de üniversitelere veya ilköğretimlere devr edilerek kalabalık sınıflar ortadan kalkacak, çocukları liseye göndermek için köyden kente gönderen ailelerde bu külfetten kurtulacaklardır.
Liselerin kalkmasını faydaları saymakla bitmez. Liseler, sadece gençlerin zamanını çalmakta, onları köreltmekte ve oyalamaktadır. Devlet, lise ve askerlik ile gençlerin neredeyse 6 yılın gasp etmektedir. Halbuki hayatımız o kadar da uzun değil.. Her şeyi bilmek zorunda değiliz. Bilgileri uzmanları bilsin. Biz hangi alana yoğunlaştıysak o alanda en iyisi olalım diyorum.
İbrahim Halil er
Bu konuyu yazdıktan sonra epey mail aldım. Ya da beni görenler konuyu benimle tartışmak istediler. Genelde bu konuda oluşan kanaatleri şu şekilde sıralayabilirim.
l. Liseler gerçekten artık işlevini bitirmiş durumdadır. Bunların ıslah edilmesi gerekir.
2. Düz liseleri kaldırarak meslek liseleri oluşturulmalı, sadece anadolu ve fen liseleri kalmalıdır.
3. Okumak isteyenler sınavla alınmalı geri kalanlar meslek liselerine gönderilmeli, meslek liselerinin kalitesi artırılarak gerçekten meslek öğretilen yerler haline gelmeli, ayrıca günümüzün ihtiyacı olan mesleklerde eklenmelidir.
4. Liseler gereksiz. Ortaöğretimden sonra insanlar ya mesleki eğitime yönlendirilmeli veya üniversiteye gidebilecek durumda olanlar üniversiteye gönderilmeli, liselerde zaman kaybettirilmemelidir. Liseler birer bekleme odası haline getirilmemelidir.
Genelde olumlu tepki aldım. Hatta bu konuyu genişletip dergilerinde yayınlanmasını talep edenler de oldu. Bense daha konunun olgunlaşmasını bekliyorum. Açıkçası sizlerin yol gösterici ve zihin açıcı yorumlarınızı bekliyorum.
Şuni bilinki bu satırların yazarı yıllardır okullarda eğitim veren bir öğrtemendir. Yani hariçten gazel çalmamaktadır. Doğuda da, Ankara'da devlet okulları ve kolejlerde de çalıştım. Gördüğüm tamemen bu eğitimin gereksiz olduğudur. Biz öğretmenler, artık bilgi öğretmek bir yana çocukları 40 dakika sınıfta tutabiliyorsak kendimizi başarılı görüyoruz. Zaten nottan başka da hiçbir yaptırım gücümüz yok. Birbirimizi aldatmanın anlamı yok... Türkiye'de Lise eğitimi ölmüş durumda...Batıda alternatif eğitim modelleri tartışılıyor. Hatta bir çok ülkede uygulamaya geçilmiş bile. Almanya'da çocuklar, ortaöğretimden itibaren ilgi ve yeteneklerine göre bir alana yönlendiriliyor. Üniversiteye gidecek olanlar daha ilköğretimde seçiliyor. Bizde ise tamamen sömürgeci bir eğitim. Gençlerin zamanını ve hayatını çalan bir eğitim. Lise çağı, gençlerin cinselliği keşfettikleri çağ olduğu içinde korkunç. Özellikle karma eğitimde iş daha da feci....
Ayrıca, hayatta hiç bir zaman kullanmayacağımız bir bilgiyi öğrenmenin ne anlamı var. O kadar ömrümüz uzun mu? Bırakalım insanlar ihtisaslaşsınlar. Zaten ihtiyacımız olan bilgileri bir şekide öğrenmiyor muyuz?
Konu ibrahimhaliler tarafından (16.12.08 Saat 21:33 ) değiştirilmiştir.
Üniversiteye gitmeyecek/gidemeyecek bir gencin (18 yaşından) liseden sonra hangi mesleğe yönelip başarılı olması beklenebilirki?
Sonucu iyi kötü belli, düşe kalka da olsa liseden mezun olma garantisi olan bir öğrenciyi en ateşli çağında sınıfta ders anlatmak (gerek aileden kaynaklanan gerekse sistemden kaynaklanan gayri ciddi disiplin anlayışı varken) cesaret ister.
Son yıllarda (özellikle büyük şehirlerde artık iyice aşikar olan) çeşitli mesleklerde çalışacak kişi bulunamaması nedeniyle bazı meslek türleri nerdeyse yok olmak üzere,
Daha sayılabilecek bir çok nedenden dolayı lise eğitimi (aslında biz buna kabaca sistemden kaynaklanıyor diyorduk ancak Sn. Hocam tam adını koymuş) gençlerin önünü, ufkunu daraltarak tabiri caizse iğne deliğini göstererek kapıdan geçer gibi geç diyor.
Lafı uzatmanın anlamı yok İbrahim Halil Er hocamız çok önemli bir konuyu cesaretle gündeme getirerek hem sorunu ortaya çıkarmış hemde çözüm yolunu sunmuş.
Bana göre bunun üzerine söylenecek bir söz yok...
"Zaten nottan başka da hiçbir yaptırım gücümüz yok. Birbirimizi aldatmanın anlamı yok... Türkiye'de Lise eğitimi ölmüş durumda...Batıda alternatif eğitim modelleri tartışılıyor. Hatta bir çok ülkede uygulamaya geçilmiş bile. Almanya'da çocuklar, ortaöğretimden itibaren ilgi ve yeteneklerine göre bir alana yönlendiriliyor. Üniversiteye gidecek olanlar daha ilköğretimde seçiliyor. Bizde ise tamamen sömürgeci bir eğitim. Gençlerin zamanını ve hayatını çalan bir eğitim. Lise çağı, gençlerin cinselliği keşfettikleri çağ olduğu içinde korkunç. Özellikle karma eğitimde iş daha da feci...."
İslam'ı kurtarmayı bırakın, İslam'la kurtulmaya bakın.
Hocam benmi yanlış biliyorum yoksa sizmi hata yapıyorsunuz anlamadım, şu anki uygulamada isteyen liseyi okumadan meslek lisesine gidiyor zaten yani sizin dediğiniz gibi 18 yaşına geldiğinde meslek edinebiliyor illaki üniversiteye gitmesine gerek yok zaten herkes üniversite bitirirse ne olur bu memleketin hali, şimdiden üniversite diplomalı yüzbinler var mesleğini yapamayan, sizin dediğiniz normal liselerin kaldırılması ve herkesin meslek liselerine gitmesi konusu doğru bir tespit ama üniversite okumak isteyen gencin bence lise eğitimini alması şart, yoksa Üniversite bitiren birinin bilgi deposu çok boş olur, üniversite bitiren birinin konusunda otorite olması gerektiğini düşünürsek genel kültürününde çok iyi olması gerekmektedir, ben sizin fikirlerinize katılmıyorum, sizin önerdiğiniz sistem ancak yaş ortalaması çok yüksek olan ülkelerde olur Türkiyenin %75 i genç nüfus ve halada Sayın Tayyip Erdoğanında dediği gibi çocuk yapıp duruyoruz eğer nüfus artışımız bu hızla giderse üniversitelere gidecek çocukları elemenin başka da yolu olmaz bu kadar gencin üniversite okuması mümkün değil o yüzden gençleri meslek liselerine yönlendirmenin bir yolunu bulmalıyız aileler çocuklarının doktor mühendis olmalarını istediğinden bu yığılmalar oluyor yoksa şu andaki eğitim sistemimiz Türkiyeye özeldir ve geçerlidir, liseleri zorlaştırarak gençlerin meslek liselerine gitmeleri sağlanmalıdır bir müddet sonra zaten normal liselerin sayısı azalarak kendiliğinden yok olacaktır.
T.C VATANDAŞI, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Öncelikle benim buradaki alternatif tezim liselerin yerine meslek liselerine ağırlık verilsin veya liselerin sayısı azaltılsın şeklinde değil, lise eğitimin tamamen gereksiz olduğu ve kaldırılmasıdır. Meslek okullarını da bir lise hüviyetinden çıkarıp meslek yüksek okullarına dönüştürülebilinir.
Liseleri gereksiz görmem, liselerin müfredatının tamamen insanın hayatında işine yaramayacağı bilgilerle şişirildiğini bildiğimdendir. Böyle gereksiz bilgilerle vakit kaybetmek yerine direk üniversiteye başlansa ve üniversitelerin de kalitesi artırılsa daha yararlı olunmuş olunur. Hatta üniversitelerin ilk yılı ingilizce hazırlık şeklinde değerlendirilerek gençlerimizin ingilizce öğrenmek için uğraşmalarını ve para harcamalarıda engellenmiş olunur.
Müslüm bey, doğru biliyor. Öğrencilerin meslek liselerine yönelmelerinde bir engel yok. Ama kimse gitmek istemiyor. Çünkü başka engeller konulmuş durumda...Ama dediğim şekilde yapılırsa gençler ortaöğrenimden sonra üniversiteye giderek daha dinamik bir şeklide eğitim almış olurlar. Tabiki herkesin üniversite okuması gerekmez. Sözüm, üniversiteye gidecek olanlar içindir. Ama Sistem şöyle yapılabilir. Ortaöğrenimden sonra mesleki eğitim verilen meslek yüksek okulları ve diğer üniversiteler şeklinde dönüştürülerek bir anlamda herkes üniversiteli yapılmış olunur. Tabiki kim mesleki okullara, kim diğer üniversitelere gidecek onu da ortaöğretim başarı puanı, sbs, not ortalamaları ve sınıf öğretmenlerinin değerlendirme- kabiliyet kriteleri esas alınablinir.
Ama ne olursa olsun, liseler bu haliyle devam edemez. Liselerde bu şekilde bir eğitim verilmesi Emperyalist ülkelerin bizim gibi az gelişmiş ülkelerdeki dinamizmimizi öldürmek amacına yöneliktir. Sömürge ülkelerinde yoğun bir fikir savaşı verilir. Avrupada üniversite düzeyinde öğretilen logaritma, buralarda genç dimağlarda ezberletilerek zihni körelme sağlanır.
Ben yıllarını eğitime adamış birisi olarak sistemin ağır müfredatı altında ezilen çocukları gördükçe içim cız eder. O kadar ağır konular verilerek kendi yavrularımızı aptal yerine koyuyoruz. Tamamen ezberci bir gençlik istiyoruz. Bazıları son yapılan müfredat değişikliiğinde bunun ortadan kalktığnı söyleyebilirler. Bu müfredatı iyi biliyorum. Müfredatı hazırlayanlarla sürekli teşriki meşai yapıyorum. Müfretanın en büyük eksikliği, Türkiye şartlarına uymamasıdır.40-50 kişilik sınflara göre değil 20-25 kişilyik sınıflara göre yapılmıştır. Ayrıca, müfredat veliye büyük bir yük yüklemektedir ki her veli bu konuda donanımlı olmadığından çocuğunu yeterince bilgilendirememektedir. Bu da Etüt Merkezlerine yönelmeye yol açmaktadır.
Konu çok derin....Ama eğitim sistemini halledememiş bir ulus, büyüyümez. Eğer üç kuruş paranız varsa onu bir fabrikaya yatırırsanız bir kaç aileyi ama eğitime yatırırsanız belki de bir ulusu kurtarırsınız.
bence egitim sistemi bastan sona yanlıs yıllardır söyleniyo değişen ne oldu ha sadece benim dönemimde ilkokulda ingilizce yokken 4 ve 5. sınıfada bu ders kondu buda güzel bişi hiç yoktan.. mesela biçok insan ana okulunu es gecer halbuki 3_4 yas çocugun herseyi algıladığı gördüğü merak etiği ve anında kaptıgı yastır önce ana okul sonra ilkokulda gerekli bütün egitimler iyi bi şekilde verilecekki temel saglam olsun temel saglam olmadıktan sonra üstüne ne insa eddersen et olmaz.. en gec ortaokulda cocuğun hangi alana daha yatkın ve ne yönde yetenekleri var buda aile ve rehberlik ögretmenleri tarafından ciddi anlamda izlenip ele alınmalı ögretmenler bu konuda cok hassas davranmalı sonucta birçocuk =bir gelecektir.. ama surda bi gercek var lise tamamen gereksiz demeyelim ama lisede öyle seyler varki müfredatta belki onların bi çoğu günlük yasantıda kişiye bi getirisi olmayacak seyler.. ben tamamen yanlıs secimlerimle hayatımı mahvettim e.a. istememe ragmen sayısalda okudum sonrada hiç sevmediğim bölümü okudum istemeye istemeye simdi günlük hayatımda molden girip organik kimyadan cıkıyorum etanlar propanlar cok işime yarıyo ya ne de olsa.. mesela fizik bölümü en zor bölümlerin basını ceker hele helede kuantum fiziği adamlar olmayan seyi varmıs gibi düsünmek ve varmıs gibi analiz etmek zorundalar peki bu kadar cabadan emekten sonra noluyo fiziğin alımı cok az olduğu için anca dersanalerde yapabilirse yapıyolar işte ögretmenlik yada imkanı varsa gidiyo yurtdısına yabancı ülkede fizigi bitiren birine prof. gözüyle bakılıyo.. hersyi gecelim Türkiyede issizlik oranı böyleyken bence, hersey zor derim..
Gözlerimdeki yansıman Senden öte bir Sen, Sana verecegim o can Benden öte bir Ben...
Peygamberimiz bir hadisinde "faydasız ilimden Allah'a sığındığını" belirtiyor. Günümüzde malesef o kadar faydasız ilim öğretiyoruz ki... Her yıl bir sürü seçmeli ders çıkmakta biz öğretmen olarak o derslerin kitabını alıp öğrenip ardan öğrencilere bunu anlatmaktayız. Ne işlerine yarayacaksa...
İslam ilim literatüründe ilimler Farzı Ayın, Farzı Kifaye, Müstehap ve Haram ilimler şeklinde sınıflandırılmaktadır. (ilmi anlamda ilimlerin tasnifi çok uzun bir konu ama kısaca böyle) Farzı ayın ilimler, her müslümanın öğrenmesi gerekli olan ve günlük hayatında lazım olacak ilimlerdir. Farzı kifaye ise toplumda bazı insanların bilmesi ile diğer insanların sorumluluktan kurtulduğu ilimlerdir. Mesela Tıp ilmi bunlardan birisidir. Müstehap ilimler çoktur. Yani öğrenilmesinde zorunluluk yok, ama öğrenildiğinde güzel olan ilimlerdir. Haram ilimler ise temelde insanlara zarar veren veya faydasız ilimlerdir. Sihir büyük vs.gibi.
Günümüzde biz topuzun ucunu iyice kaçırmışız. Lisede yoğun bir şekilde her ilimden bilgiler vermekteyiz. Gençlerin zamanlarını çaldığımızı, o güzel yıllarını heba ettiğimizi ve hayata geç attığımızı görmüyoruz. Bu işin temel mantığında gençlere güvensizlik gelmektedir. Yani 18-20 yaşlarında doktor olur mu? öğretmen olur mu? mantığı. Halbuki yeri geldiğinde 19. yaşında İstanbul'u fethettiğimizi övünerek anlatırız. Neden 19'unda başarılı insanlar yetiştirmiyoruz... Liseyi bitirip üniversiteyi kazanan bir gencin yaşı 20'ye dayanır. 5-6 yıl üniversite yaş olur 25-26, Askerlik yaş olur 28, iş arama, evlilik yaş olur 30. Otuzundan sonra eli para gören ve hemen ardından çoluk çocuk telaşı ile koşuşturan bir hayat...
Bence artık nasıl ki kapitalist sistemin sonu geldiğini görüyorsak, bu mantaliteyle verilen eğitimin de sonu gelmiştir. Bu ilköğretim, lise ve üniversite aşaması Allah'ın emri değil.. Kul yapımı ve çağ dışı bir uygulama...
Bu aşamanın ekonomiye verdiği kaybıda düşünürsek varın siz hesaplayın.. Bir lisede en az 30 öğretmen 5 personel var.. Her öğretmen ve personelin 1200ytl aldığını sosyal haklar ve emekli sandığı ödemesi ile 2000ytl masraf yaptığını hesaplarsak bir okulun sadece öğretmen parası ayda 60000ytl eder. Bunun elektirik, su, yakıt ve diğer masraflar da hesaplandığında rakam daha da artacaktır...
Boşa harcanan bir para. Bu parayla çok daha kaliteli eğitim verilebilinir... Ayrıca, bu para ile insanlara iş imkanları sağlanabilir...
Düşünsenize bir çok lise mezunu işsiz var çevremizde... Bir çok lise mezunu amele de var... Hayatları boyunca kullanmayacakları bir bilgi ile donatmaşız... Lüzümsüz bilgiden Allah'a sığınırım...
Konu ibrahimhaliler tarafından (20.12.08 Saat 21:02 ) değiştirilmiştir.