Emin Hoşgeldin,
Ama ne demek istediğin tam olarak anlayamadım.Biz buradayız görüşmek dilkellerimle
Selamlar Saygılar
Emin Hoşgeldin,
Ama ne demek istediğin tam olarak anlayamadım.Biz buradayız görüşmek dilkellerimle
Selamlar Saygılar
Emin kardeşim hoş geldin!
Tekliflerinin hepsine de varız inşaallah! Biz, yıllardan beri bağırıp çağırdık çok az arkadaşımız uğradı.Aramıza hoş geldin!
Selamlar,saygılar
MUHARREM
____________________________
Yarabbi, sen bu ülkeyi hainlerden ve onların oyunlarından uzak eyle!
Dostlar,
Hikayede olsa acaba böyle dostluk varmıdır diye bazen soruyor insan kendine...
"Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok
beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.
Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir
ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider
ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.
Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını
öğrendiği kadına; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte
yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç
düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine
uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl
bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir
kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler
sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi
kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da
geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir .
Düğün günü gelir çatar. Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek
isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; Eskiden çok
sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha
fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya;
Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını
istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı)
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu
şekilde kurtardım.İşleri bozulduğunda gelip benden iş
istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim.
Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek
üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim.
Değerli misafirler, işte biz böyle dostuz..."
Selamlar Saygılar
Dostlar Sn.Ali Rıza Ündeş'e ait eskiye özlem isimli şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Selamlar Saygılar
Eskiye Özlem
Eskiye özlem olur ya, hatırlarsın anıları
Yaşarken değerini bilmediğin dakikaları özlersin
Hatta bazen saniyeleri
Arkadaşları özlersin
Aslında ne sen, ne de onlar gitmemiştir bir yere
Anılar doğduğu yerde, insanlar olduğu yerdedir halbu ki
Ufak bir sızı saplanır göğsüne
Eski yaşananları özlersin bazen
Konuşmaları, suratları, hareketleri
Yaptıklarınızı özlersin
Düşünürsün dünü, bugünü, yarını
Düşünürsün, geri gelmeyecek tonla yaşananı...
Sabahleyin Yusuf ile görüştük. Acı bir haber aldım. Değerli kardeşimiz ÖMER KESKİN rahmet-i rahmana kavuşmuş.İnanın şu anda ne diyeceğimi bilmiyorum.Anlaşılan hazan mevsimi bizden de yapraklar koparmaya başladı.
Hepimizin başı sağolsun!
Yarabbi, biz kardeşimizin salihlerden olduğuna şehadet ediyoruz.Onu salihler zümresine kat, ona mağfiret eyle, mekanını cennet, kabrini pürnur eyle!
MUHARREM
____________________________
Yarabbi, sen bu ülkeyi hainlerden ve onların oyunlarından uzak eyle!
etem kaplan 94 mezunları buraya
etem kaplan mezunlar burada toplanın
Bowling Oyunu hakkında biraz araştırma yaptım;BOWLİNGİN TARİHÇESİ
Bu oyunu ilginç kılan önemli bir yanı var.
Batıda esirlerin (bu esirler Müslümanlar oluyor) vucudunu başı dışarda kalacak şekilde toprağa gömüp başlarına bu topları atarlarmış. Topu başa isabet ettiremeyenler kendini günahkar sayıp kiliseye dua etmeye gidermiş.
Biz çocukken futbol oynamamıza karşı çıkılırdı. Gavurlar Hz. Hüseyinin başını top yapıp oynamış derlerdi.
Bizde azıcık tarih okumuşluktan olur mu ozaman futbol yoktu derdik.
İşte kulaktan duyma tarih bilinci böyle saçma ve yanlış oluyor. Bu işin doğrusu Batıda Müslüman esirlerin başıyla oynan Bowling olduğunu anlıyoruz.
Bowling oynamak günah mı derseniz
Topu herhangi bir insanın başına vurmadığınız sürece günahı yoktur.
Bowling basit anlamda dizilmiş 10 adet kuka'yı (pin, lobut) bir topla devirmeye çalışmak olarak görülse de bugün 90 dan fazla ülkede 100 milyondan fazla oyuncu ile hem keyifle oynanabilen, hem de yarışma sporu olarak son derece ciddi bir çalışma gerektiren bir strateji ve koordinasyon sporudur.
İngiliz antropolog, Sir Flinders Petrie'nin 1930'da Mısır'da yaptığı araştırmalarda bir çocuk mezarında bowling benzeri bir oyuna ait malzemeler bulması bu oyunun M.Ö. 5200 yıllarına uzanan (bazı kaynaklarda M.Ö. 3200 olarak geçiyor) bir geçmişi olduğunu, en az 5000 yıllık bir oyun olduğunu ispatlamıştır. Bu dönemde bu oyunun mermer yarım daire şeklinde bir alandaki 10 adet taş kukayı taş toplarla devrilerek oynandığı düşünülüyor.
Eski Polonezyalıların oyandıkları ula maika adlı oyun da 60 feet mesafeden k*****rın devrilmesine dayanan bir oyun olarak bowling oyununun geçmişinde yer almakta. İşin ilginci bu mesafe hala günümüzde de kullanılıyor.
Tüm bu dönemlerde avcı ve savaşçıların yeteneklerini geliştirmek için benzer oyunlar oynadıkları ve bu oyunların bowling'in temelini şekillendirdikleri biliniyor. Alman tarihçi William Pehle M.S. 300 lü yıllarda bu oyunun Almanya'daki izlerine değinmekte. 3. ve 4. yüzyıllarda bu oyun pek çok kilisede günahlardan arınmanın bir simgesi olarak kullanılıyordu. Tapınanlar kegel adındaki 9 ahşap kukayı devirerek günahlarından ne kadar kurtulduklarını gösteriyorlardı. Bu testi başarı ile geçenler tamamen günahlarından da kurtulmuş sayılıyordu. (Protestanlığın kurucusu Martin Luther tüm k*****rı devirmesiyle anılıyor) Bowlingçiler için kullanılan kegler deyimi bu döneme aittir.
Dinsel bir törenden tekrar bir spor haline dönüşen bowling tipi oyunların kayıtlarına Avrupa'da 14. yy.da rastlandı. Bu yıllarda oyun o kadar popüler oldu ki ünlü 100 yıl savaşlarında askerler ok talimleri yerine kendilerini oyuna kaptırınca King Edward III (1327-1377) ve King Richard II (1377-1399) bu oyunun oynanmasını yasakladılar. Daha sonra King Henry VIII oyunu yasallaştırdı ve hatta kendisi de oynadı.
Tarihi boyunca dış mekanlarda oynanan bowling oyunu 1840 yılında New York'ta iç mekana inşa edilen ilk kulvarların yapılmasıyla 19. yy. da artık popüler bir iç mekan oyunu haline geldi.
Tüm dünyada oynanmasına rağmen kuralları belirli olmayan bowling oyunu ilk organizasyonuna 1875 yılında 9 kuka bowling oynatan 9 kulüp tarafından oluşturulan "National Bowling Organisation" ile kavuştu. Bu organizasyon ve diğer kulüpler standartları belirlemek için yıllarca çalıştı ve sonunda 1895 yılında New York'ta kurulan ABC - American Bowling Congress ile tek bir çatı altında toplandı ve bugün de geçerli olan pek çok kuralı saptadılar.
20 yy.da bu sporda çok ciddi gelişmeler oldu. 1905 yılına kadar kullanılan sert ahşap topların yanında plastik toplar kullanılmaya başlandı. 1914 yılında Brunswick Evertrue adında gizli plastik formülü ile ürettiği ilk marka plastik topunu üretti (bu malzemeye Mineralite adını verdi).
Belki hiç bir şey bowlingin tarihinde 1940 yılında American Machinery & Foundry (AMF) tarafından üretilen otomatik Pin Yerleştirme Makinesinin (Automatic Pinspotter) bulunması kadar önemli bir değişiklik yapmadı. 1950'lerin başlarında artık pinleri yerleştiren pinboy denilen çocukların yerini bu makinalar almaya başladı.
Günümüzde gelişen teknolojiler, otomatik skorlama makinaları ile gelişen bowling sporu tüm dünyada 100 milyondan fazla oyuncusu ile bir Olimpiyat Sporu olma yolunda ilerliyor.
Osman Demir Istanbul
ZİZİP TEN KASIT NEDİR ANLAMADIM.
SIKINTI YARATMA...!
BURDAYIZ KARDEŞ SENİ DİNLİYORUZ 96 LİSE MEZUNUYUM