Woooowwww !..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
şimdi orda sıcak bir çay içme vardı...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinde sorunlarına yönelik olarak değerlendirme toplantılarına katıldı."Yoksulluğun azaltıldığı, hiç kimsenin ayrımcılığa uğratılmadığı bir Türkiye'yi bir inşa edelim" diyen Şahin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın sahadaki etkinliğinin daha da artacağını belirtti. Şahin sözlerine şöyle devam etti: "Toplumsal huzur ve barışı sağlarken yoksulluğun azaltıldığı, hiç kimsenin ayrımcılığa uğratılmadığı bir Türkiye'yi, bir Gaziantep'i inşa edelim. Birlik ve kardeşlik ruhumuzun daha da güçlenmesi gerekiyor. Daha çok güveni tesis etmemiz gerekiyor. Fitneye, fesada, dedikoduya müsaade etmemiz gerekiyor. Bu bizim inancımızın da gereğidir.
Toplantı çok yerinde ve güzel ancak; Resimler de çok güzel de, Koltuklarda yazan -tabi ki protokol için yazılmış ama- "milletvekili" yazıları çok "avam ve acemice" kaçmış. Sayın vekilim bir kaç resminizde de bunu gördüm.
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Samimi ve bir o kadar yürek dolusu, sevgi yüklü insanlar silsilesi...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..