Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
şişştttt burda bir bayanın olduğunu unutmayalım lütfen.şaka da herşeyde dozunda olsun.ipin ucunu kaçırmayalım
CANIMSIN CANIM...
Yanlış anladın kardeş,Nizipte bir atasözü vardır derlerki; "fukaraya acur vermişler eğri diye beğenmemiş" ben o manada şey ettim yani
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Şimdi biz bu fukaraya acur versek eğri diye beğenmez yani.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Yok valla, ucunu biraz açık bıraktım ama gelmek istediğim yer burasıydı.Valla bak.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
şiir yazıyorum rahatsız etmeyin..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Niye...
Evet yıllar nasıl da geçti anlamadık...
Karanlık sokalarda kaybolup gitmek..
Amansız yollara, sebepsiz ve çaresiz girişimiz..
Nedenini bilmediğimiz çağlayan sesinin halehulayalarına kapılıp.. içimizdekini daha da demletmenin o aheng--ı şor.. u...
Bilmem belki de yalnızlık yapatırda bize bunları..
Bilemiyorum..
Ama nedenini gerçekten ben de bilmiyorum..
Bir Ufki de belki de özlememiz..
Gök tavanını vuran çığlığımıza duyarsızlıktı belki de..
Başbakanlık korumasının; 'Şerfsiz..' diye tekme vuruşuydu belki, Yüreğime oturan..
Elimde çantamla boş koridorlarda bakışım..
Bir dost eliydi belki de Taksim sokaklarrın da aradığım..
Bir beyaz mendil..bir beyaz gömlek giymekti..
Şöööyle fiyakalı kabiilinden..
İstediğim şeyler o kadar basitti ki hayatım da..
Ne ev ne araba..
Sadece sessiz çığlığımı duyacak bir dost eli..
Çok muydu?!..
Çaresiz ve kimsesiz soğuk gecelerin konunda..
Gitmek..
Belki de en bilinmeyenlere gitmek..
Ne yana döneceğini bilmeden..
Dost bildiklerine elveda bile diyemeden..
Sesizlik..ti belki de..
Belki de ağıttı..
Şööyle en derin vadileri bile inletircesine..
Niye beni duymuyosunuz diye bağırmak..
Niyeee..
Niye.
Ni.. ye..ha?!..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
sana bekle dedim
bekledin..
sağolasın sevdiğim,
suskun,sakin ve düşünceli.
geldim işte
gönlüne,kalbine,yarınlarına.
ah benim gözleri ela,
sözleri başıma bela yarim..
ben ne zaman gelirim dedim de gelmedim?
CANIMSIN CANIM...
Yüreğine sağlık busenaz..
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
karaladım işte,idare eder.yine de savolasın hido
CANIMSIN CANIM...