BÖLÜM 2



Okula başlarken gri renkli bir elbise ile başlamıştım. Onunla bitirmek üzereyim. İki pantolonumun biri okul için birisi de okul sonrası için. Yağmurda, çamurda giydiğim kıyafetlerim bunlar. Kolları kısalmış pijamamın hali ise perişan.

Ayakkabımın arkası dün yırtılmıştı. Babam elime beş kuruş tutuşturdu ve tamirci Abdurrahman amcaya gidip ikinci yamayı yaptırdım. Yeni gibi oldu. Ayağıma daha bir oturdu.

Mahalle bize yabancı gibi. Arkadaşım yok. Karşı komşunun çocukları hep büyük. Beş kardeş kendimize yetiyoruz. Okul hem sabah hem öğleden sonra olduğundan sokakta vakit geçirecek zaman yok, kimse de yok. Gidip geldiğimiz tek komşumuz var onlarda bizim gibi köyden yıllar önce gelmişler. Faik amcanın dört tane kızı olduğundan evlerine gitmeye utanıyorum. Babam fabrikada bir hafta gece, bir hafta gündüz çalıştığından onam akşamları genellikle komşumuz Niğar teyzelere takılıyor. Akşamları saat sekizde radyo tiyatrosu oluyor. Çoğu komşuda radyo olmasına rağmen biz de yok.

Yarın karne günü. Alsamda almasamda fark etmeyecek. Nasıl olsa karnede görünecek rakamlar belli: *çoğu notlarım 2 veyahut 3 olacak. Okula başlama heyecanı nasıl taşımadıysam, karneyi almak için de derdim yok. Yok işte. Kimse zorlamasın. Sınıf öğretmenimiz Rizeli Yusuf hoca olmazsa o okulun önünden geçmem. Bir o benim halimi hatırımı soruyor, bir o benim yüzüne gülümsüyor. Avukat'ın kızı Süreyya tam yan sırada oturuyor. Yalan söylemek hiç doğru değil. Bu kızın yakınımda bir yerde oturması hoşuma gidiyor. Lakin Süreyya'nın yüzüme baktığı yok. Süreyya benim yüzüme niye baksın ki?* Bunu neden dert ederim bilmiyorum.

Kardeşlerim Hamdi, Zeki, Nahide, Zekiye'de yakınımızda burada bir okula devam ediyor. Hepimizde köylülüğün verdiği çekingenlik ve kırılganlık var. Onlar da karne alacaklar. Onların heyecanı var. Nedenini hiçbiri demedi. Uygun cümleler kurup ben de sormadım. Akşam yemeğinde* lapa ve ayran vardı. Açma ekmeğimiz zaten hazır. Fırında da ekmek oluyormuş ama biz sadece Pazar sabahları alıyoruz. Kahvaltıda üzerine Bana yağı sürüp yiyoruz.

Sınıftaki çoğu arkadaş şehir çocukları. Ayakkabıları cidid. Pantolonları ütülü. Gömlekleri her zaman beyaz. Kravatları renkli. Kıskanmıyorum, benim de olsun demiyorum. Lakin Süreyya'nın bana bakmaması, bakınca da yüzünü ekşitmesi beni daraltıyor.

Yarın karne sonrası beni zor günler bekleyecek gibi.




Kaynak...