İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı MetehanGündüz, 17 Ağustos Marmara depreminin 12. yıldönümü dolayısıyla yaptığıaçıklamada, Türkiye'nin yakın geçmişindeki en büyük toplumsal travmalardanbirisinin 17 Ağustos 1999 Marmara depremi olduğunu söyledi. 12 yıldamühendislik tedbirlerinin alınmadığını savunan Gündüz, "Yapılması gerekenyasa ve yönetmelik değişiklikleri yapılmamış ve deprem önlemleri için bütçedenpay ayrılmamıştır. Mühendisler olarak amacımız, toplumun tüm kademelerindedeprem duyarlılığını geliştirmek ve sürekliliğini sağlamaktır"dedi.Depreme Duyarlılık Yürüyüşü ve Anma Programı düzenleneceğini kaydedenGündüz, "Yapılamayanlar ve yapılması gerekenleri anımsatmak, kamuoyuylabir kez daha paylaşabilmek ve yeniden aynı acıların yaşanmaması, yaşananacıların unutulmaması için 2008 yılından bu yana yapılan "DepremeDuyarlılık Yürüyüşü ve Anma Programı"nın bu yıl İzmit'te düzenleneceğinibelirtti. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, depremlerin her daimolacağını, fakat şu gün şu saat olacak denemeyeceğini öğrendiklerini anlatanGündüz şöyle konuştu:"Henüz dünyada keşfedilmiş böyle bir teknoloji yok.Depremle yaşamayı öğrenebilir, hiç korkmadan üstüne gidebiliriz. Her şey bizimelimizde Depremden korunmak için yeterli mühendislik bilgisine ve teknolojiyesahip bir ülkeyiz. Buna rağmen ülkemizdeki yapı stokunun büyük bölümü özelliklekırsal kesimden kente göç nedeniyle, kaçak ve hiçbir mühendislik hizmetialmadan yapılmaktadır. Bu tarz yapıların yoğun şekilde bulunması riskleriartırmaktadır. Bu noktada yapı denetimi büyük önem taşımaktadır.Türkiye'de yapıdenetimin 19 ilden 81 ile çıkarılması önemli bir yaklaşım olmasına rağmen yapıdenetim yasasının birçok eksiği olduğu için sağlıklı bir denetim mekanizmasıoluşmamaktadır. Yapı denetimi kamu yararı düşünülerek yapılması gereken biriştir. Kamu yapılarının, TOKİ ve KİPTAŞ' da içinde olmak üzere yapı denetimedahil edilmeleri gerekmektedir. Sağlıklı denetim yapılabilmesi için belli birdeneyim ve bilgi birikimine sahip teknik elemanlar denetim mekanizmasıiçerisinde bulunmalıdır"Yapıların üretim aşamasında deprem yönetmeliğidikkatine alınması ve yapının oturacağı zemin şartlarının iyi bilinmesigerektiğini vurgulayan Gündüz, "Tasarlanan projelerin, öngörülen şartlardamalzemeler kullanılarak yapılması vazgeçilmez bir kuraldır. Ayrıca inşaatlardaçalışan işçi ve ustalar ile müteahhitlerinde eğitimli olması bir gerekliliktir.Eğer, uzmanlar tarafından hazırlanmış geoteknik rapor, statik ve betonarmeproje varsa kullanılacak malzemeler projeye ve standartlara uygun seçilmişyapım



aşamasında teknik elemanlar tarafından kontrol edilmişse veinşasından sonra taşıyıcı sistemde değişiklikler yapılmamışsa olası birdepremde binamız hasar görse bile can kaybına neden olmayacaktır" şeklindekonuştu.Mühendislerin ve meslek alanında çalışanların uyması gereken hususlarınbulunduğunu belirten Gündüz sözlerini şu şekilde tamamladı:"Mühendislik vemimarlık okullarını bitiren kişilerin, bu okulları bitirdikleri gündenitibaren, uygulamada herhangi bir deneyimleri olmaksızın sınırsız meslekiyetkilerle donatılmış olmalarından kesinlikle vazgeçilmelidir. Sadece mühendisve mimarlar açısından değil, tüm inşaat yapım sürecinde çalışanların (işçi,usta, kalfa, müteahhit vs.) mutlaka eğitimli ve sertifikalı olmaları yasal birzorunluluğa kavuşturulmalıdır. Mesleki yeterliliği ve derinliği, mesleki,sorumluluk sigortasını ve mesleki insanlarının meslek içi eğitim seminerlerinekatılmalarını bir zorunluluk olarak gören bir yapı denetim yasasına veuygulamasına her zamandan daha çok ihtiyaç vardır. Meslek insanlarının, meslekibilgileri ve yüksek öğrenim sonrasında edindiği mesleki deneyimleri ilgilimeslek odası tarafından değerlendirilebilmeli; toplum yararına çağdaştekniklere uygun olarak düzeyli ve güvenilir mühendislik hizmetleri üretebilenbir yeterlilikte olmalıdır. Meslek insanları, meslek etiği ve mesleki davranışkurallarına uygun olarak hareket etmelidir" diyerek sözlerini tamamladı.