Yatagima uzanip eskiyi soyle bir dusundum hemen aklima cocuklugumdaki Nizip geldi icim ciz etti. Insanlarin sabah erkenden kalkmasi kapilarinin onunu yikamasi herkesin birbirini selamlamasi kapi onu sohbetleri babamin radyodan kisa dalgadan sarkilar arayip bulmasi anamin cay demligini koydugu gaz ocaginin sesi, hayatta (bahcede)dedemin aksirip tiksirarak yuzunu yikamasi,ninemin anama bagirarak giz gelin kahavalti etmeden attigim benim seker habim nerde demesi nerde? Ihtiyar su degirmeninin sesi durmusyerini dut agaclarina carpan ruzgara birakmisti. Mis kokulu zeytinyagli sabunun yerinisimdi kimyasal urunler almis. Havara tasli evlerin ,kerpic evlerin ve o guzelim yesil Nizip’in yerini betonlar almis. Bu evler kac nesilleri agirlamis kimbilir. Sagir zerifin borazani denen atiye bacinin ’’len zeriiiif’’’’ diye bagiran borazan gibi sesi artik duyulmuyor. Doksan yillik bir yorgunlugun karsisinda ufacik olmus artik hic sesi cikmiyor. Bu yeni nesil onu coktan bir kenara itmis. Zamanin silte bekir’i,tenekeci ökkesi, ummuhan habesi, sih muslumu seberberligin genc dullari simdinin burusuk nineleri belki ölmüslerdir, belkide torunlari bile adlarini bilmiyordur. Belki suyun tadi,sokagin goruntusu,mahallenin havasi,tasi, topragi, evi,havasi ve ruzgarinin bile sesi degismis. Bu sokaklardan ve mahalleden ziyaret icin gectigimde yeni nesilin cocuklari garip garip suratima bakmaktalar,belkide amcalariyla, dayilariyla ve babalariyla celik comak/cucukol/saklambac oynadigim bu cocuklar icin ben bir yabanciydim. Fistik zamani fistiga gittigimizde orada yatmamiz ve fistik komsumuz olan sih ahmetlerden gece birbirimize fistikta (bagda) misafirlige gitmemiz ve karsilikli tufek sikmamiz. Mahallede cardakli kokmenin dut agacina cikipdut yerken kokmen amcaya yakalanmamiz bizi kemerini cikararak dovmek icin kuvalamasi vesimdi oradan gecerken o dut agacini gordugumde icime bir huzun coktu. O yillarin dut agacina dut dusurmek icin ne kadartas atardik dalini konunu kirardik. O dut agaci ozaman bile halinden ne kadar memnunmus ki ertesi yil daha gur ve daha bereketli ve daha guzel yapraklarini acar ve dut verirdi bu guzelim dut agacina simdi bakiyorum da icim burkuluyor ve sizliyor.yaprakari sararmis dallaridusmus tipti beli egilmis omuzlari dusmus gozlerinin feri sonmus bir ihtiyari andiriyor.Yine bir islik calsam da komsu cocuklariarik kenarina toplansakda fistan donlarimizla arik’da yuzsek (yikansak)
onun kenarina toplanip birbirimizi islatsak. O guzelim yaz gunu ninemin dama cardak kursasi etrafini bezle sarmasi bizi yatarken konsumuz belkisli huseyin amcalarin gormemesi icin,anamin bizi damdan dusmeyelim diye kaliniple belimizden baglamasi diger ucunuda kendi beline baglamasi ve sabah namazi kalkipkomsular gormesin diye erkendenyataklarin toplanmasi ne guzeldi. Yemegimizi dama cikarip orada yememiz ne guzeldi suyukten suyuge (duvar kenari) atlayip komsu dama gecmemiz ne guzeldi. Dusundukce aklima geldikce bunlar bana bir baba ile ogulun yarilmasi gibi aci ve gokyuzunde parlayan yildizin samanyolu icinde kaybolmasi gibi aci veriyor simdi yine uyuyamiyorum uzak, aci ve tatli hatiralari dusundukce. Ninemin yaz gunu ruzgar olmadiginda tesbihini sallayarak ruzgari (yeli) dülülük dülülük diye cagirmasi tesbih sallandiginda dülülük geldi (ruzgar geldi) demesini, yatarken bize fatihayiokumasi ve bize tekrar ettirmesini, ninemin ve anaminbizi hamamci ismail’in/hamamci hayri’nin hamamina goturmesi, hamamci ismail’n hanimi hamamci ayus’un anama seslenerek ’’kele anam bu bösböyük bu oglanin kadinlar hamaminda neisi var bari babasinida hamama getiredin’’ demesininasil ozledim bilemezsiniz bunlari dusundukce yine bu gece uyuyamiyorum. O gunlere geri donmek icin neler vermezdim. Ama mualesef.............selamlar saygilar.
.
Edited by - Yankee SAT on 12 Sub 2006 16:25:44