Allah (C.C)insanları yaratırken bazı sorumluluklarla birlikte yaratmıştır. Ama insanlarımız ne yapıyor? Bu sorumlulukları yenmek ve kabullenmek yerine daha da zorlaştırıyorlar.Bilindiği gibi; zaman akan su misali hızla akıp gidiyor. Bu zaman diliminde hayat saf su gibi kendi halinde geçmez. Beraberinde dikenli yollar gibi olumsuzlukları da getirir. Tabiki temkinli olmak lazım. Rotamızı doğru yöne çevirirsek bu engelleri zıplayarak aşarız. Bu engellerden biride günümüzün gençlik sorunlarıdır.Dünyada derdi, sorunu olmayan hiçbir insan veya varlık yoktur. Kimisi ekmeğinin peşinde, kimisi de geleceğinin hayalini kurmakta… Bazıları ise ne ekmek peşindeler ne de geleceğin hayalini kurmakta! Bunlar da tabiî ki gençlerimizdir.Yalnızca ve yalnızca kendi çıkarları için yaşıyorlar. Bilmiyor ekmek nasıl kazanılır, gelecek nasıl sağlanır… Bir tek bildikleri şey var; sigara içmek, içki içmek, internet salonlarında vakit geçirmek, gezmekle, tozmakla hayatlarını geçirmek…Birilerini,ve ya kendimizi, kandırmakla başlıyordu her şey,ama eskide sadece saklambaç oynarken küçük yalanlar söylerdik,onlarda kandırmacaydı zaten.
Geçliğimiz artık öyle bir hale gelmiş ki; bizlere musikimizi ve kültürümüzü unutturuyorlar. Hasta ziyaretlerini, bayram ziyaretlerini bile unutturmuşlar. Nerede o eski bayramlar, o ziyaretler! İşte bütün bunların hepsi gençlerimiz sayesinde ortadan kalktı. Sevgi, saygı, hoşgörü nedir? Bilmiyorlar… Yalnızca kendi kafalarına göre ve popüler kültüre uyarak hareket ediyorlar. Bütün bunlara dur demek istiyoruz ama gençlerimiz bu sorunları gün gün daha da artırıyor. Her gün, her saat ve her saniye farklı bir görünüşle ve hareketle karşımıza çıkıyorlar…Bende bir gencim ama ben neyin iyi, neyin kötü olduğunun farkın dayım. Gençlerimizin her şeyin farkında olmalarını istiyorum. Bu sorunların hepsi şöyle bir geçmişe ve hayata baktığımızda, çocukluktan başlar. Mesela; çocuk küçük yaşta nasıl eğitilirse, gelecekte de öyle öğrenir. Çocuklara yalan söylemenin kötü bir davranış olduğunu söylemezsek, çocuklar yalan söylediğinin farkına bile varmaz. Sonuçta onlar birer çocuk… Peki, gençlerimizde mi çocuk? Tabi ki hayır ama gençlik nereye! İşte bu sorunun cevabını şöyle bir örnekle açıklayabiliriz; mesela gençlere hele de okuyan gençlere okulda, eğitim veren, onca yardımsever ve sırf öğrencileri için çırpınan öğretmenlere bir tek kişi bile saygı göstermiyor hatta onların söylediklerini hesaba bile almıyorlar. Bu söyledikleri ise yapılamayacak şeyler değil. Bunlar: hırsızlık yapmak, yalan söylemek, içki içmek, sigara içmek, ********** kullanmak ve daha kötüsü, kötü amaçlı haberlerin ve dizilerin seyredilmesi… Ama dinleyen kim? Bunları yazarken içim yanıyor. Bu kadar insanın emek harcayıp da, gençlerimizin bu hale gelmesine.
Nizip’te gençlik işte böyle. Ama bazı gençlerimizi yani okuyan vatanına, milletine; saygı, sevgi, hoşgörü gösteren gençlerimizi can-ı gönülden kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.”Bilginin efendisi olmak için, çalışmanın kölesi olmak şart!”Gençlerimizin artık iman etmeyi hatta Allah’ın varlığını ve birliğini bile unutmuşlar. Nasıl mı dersiniz? Mübarek Ramazan ayı geldiğinde, sokaklarda her gencin elinde ya bir sigara var, ya da ********** bir madde… Hele o ağızlarından çıkan iğrenç mide bulandırıcı sözler yok mu? İnsanı yerin dibine batırıyor, Allah’ın utancından. Bunlara inanmak zor ama şimdiki gençlerden bunlar beklenir, tabi ki bunlar, Allah yolundan ayrılmamış ve insanlara saygısı olan gençlerimiz için geçerli değil, sokak serserileri için geçerli…Nizip’in neresine giderseniz gidin, böyle gençleri görmemek mümkün değil. Bu gençler yüzünden artık kızlarımız bile okuyamıyor küçük yaşta evlendiriliyorlar. Çünkü korkuyor anne, baba kızımın başına bu gençler yüzünden kötü bir şey gelir diye! Şu açıdan da baktığımızda kızlarımız, erkeklerin aldığı kıymetten dörtte birini bile alamıyorlar. Çünkü erkekleri kızlardan daha üstün bir varlık olarak görüyorlar. Sanki kızlar, evdeki mutfakla oda arasına bir araç olarak yapılmış. Bu ne biçim insanlıktır, ne biçim cehalettir. Gelin görün ki bunların hepsi gençlerimiz yani sokak gençlerinden kaynaklanıyor. Eğer onların bu davranışları olmasa anne, babalar kızlarını güven içinde okula gönderirler. Düşünmezler bile kızların başına kötü bir şey gelir diye… Kızlarımızın da onlardan hiç farkları yok. İşte ne yapıyorlar; her gün televizyonlara, dizilere baka baka, medyayı takip ede ede onlar gibi giyinip, davranıyorlar. Eğer kızlarımız böyle yaptıktan sonra, sokak serserileri ne yapar? Gözleri açılır, namus nedir, bilmezler. Gençlere sesleniyorum; eğer böyle bir şey, sizin kız kardeşlerinizin başına gelirse siz ne yaparsınız? Ben bunları biliyorum, yaşıyorum çünkü insanların içinde görüyorum. Ama düşünen yok ki bunları dediğim gibi kendi çıkarları için yaşıyorlar. Töreleri de eklersek bunlara, Nizip’te pek töre yaygın değil ama gündeki illaki duyuyoruz. Töre yüzünden canlarına kıyanlar, töre yüzünden mallarından olanlar… İntihar edenler! Bütün bunlar yine gençlerden kaynaklanıyor. Mesela; kendini bilmez bir genç, gidip bir genç kızın hayatıyla oynuyor, namusuna leke sürüyor ve bu da haliyle töreye neden oluyor. Kızlarımızı berdel yaparak, sırf para için mal gibi satıyorlar. Ben yalnızca kızlara şunları söylemek istiyorum; Lütfen elinizden geldiği kadar okuyun, hayatla ölüm pahasına bile olsa, mücadele edin, ezilmeyin, ezilecek davranışlar yapmayın, namusunuza toz kondurmayın ve son olarak “Haydi Kızlar Okula” diyorum!
Hayatta başaramayacağımız hiçbir imtihan yoktur. Önemli olan, başarmayı istemek, hedefi yüksek tutmak. Ama sırf başarmak içinde, şöhret olmaya gerek yok. Ama gençlerimiz başarmak için, şöhret olmayı isterler. Medyayı takip etmekten bu yollara düşerler. Televizyonda gördükleri birini taklit etmeye çalışırlar, onlar gibi olalım derken, çevresine ve insanlara zarar verirler. Daha da kötüsü içki, sigara ve ********** kullanıp ben erkek adam oldum derler ve **********luk batağına düşerler!
Zararın neresinden dönersen kârdır. Ama zararı bile bile yapıyorsan ne kâr edersin, ne de yaşayacak gücün kalır. Ben gençlerin bu yollardan çıkıp, doğru yolu bulmalarını istiyorum. Allah yolundan ayrılmamalarını ve insanlara zarar versinler istemiyorum. Mum bile erirken insanları aydınlatarak, onlara ışık vererek erirler. Biz gençler ne yapmalıyız? Yaşlanırken bile bir mum gibi insanlara faydalı olalım. Gelecek nesillere biraz da olsa umut verelim ki, şu anda düştüğümüz duruma düşmesinler.
Bir insanın umudunu kırma, belki sahip olduğu tek şey odur!
GÖKYÜZÜNE BAKMAYI, GÜLÜMSEMEYİ VE DE GELECEĞE UMUDUNU YİTİRMEYEN GEÇLERE SAHİP ÇIKMAYI UNUTMAYALIM…
Gelecegi sırtlayıp getirdik size
Anlattıklarınızla rehber oldunuz bize
Sizler her yerde, Bizler her an
Hep ileri diyerek,
Meşaleleri yakacağız,
Geleceği yan yana AYDINLATACAĞIZ…
SABİHA ERTAŞ–9-A
NİZİP CUMHURİYET LİSESİ
--------------------------------------------------------------------------------
Okunma: 112
Oy/Yorum: Rating:5 Votes:1 (Rating Scale: 1 = worst, 10 = best)
Tarih: 25.05.2006
Yazar/kaynak: Sabiha ERTAŞ
--------------------------------------------------------------------------------
Yorumlayan: yusuf tarih 31.05.2006
hanimefendinin yas ve ogrenim derecesini bilemiyorum ancak guzel bir 'cuma hutbesi kivaminda lirik bir ambiyans yansitilmis'...
hani 'temennilere gonul koydum'...