Son bir hafta içinde, ağır hava ve kötü koku alanı olarak belirtilen İstasyon Mahallesi ve Saha Mahallesi ile Sanayi Sitesi, Mezbahane, Karşıyaka ve Nizip Çayı’nın her iki yakasında bulunan hayvan ağıllarının olduğu) alanları, iki gece (saat 11 ile 12 arasında, iki arkadaşla birlikte) gezdim. Gündüzünde ise, 6’sı sanayici, 20 esnaf ile pis kokunun nedenleri ve müsebbipleri konusunda sorgu-soruşturma teatilerinde bulundum.
İzlenimlerim:
1- Özellikle, bazı geceler kötü kokunun en yoğun olduğu alan Akın Gıda ile Renault servis arasındadır…
2- İstasyon ve Saha Mahallelerindeki pis kokuya sebebiyet veren etmenler 7 türlüdür: a-) hayvansal çiğ atık işleyen sabunluk yağ, sabun ve yağ üreticilerinin neden oldukları kötü kokular, b-) Akaryakıt arıtma tesislerinin ürettikleri ağır gaz kokuları, c-) Mezbahane atıklarının zaten kokan çaya dökülmesi, d-) Karşıyaka ve Nizip Çayı’nın etrafındaki büyük ve küçükbaş hayvan ağılları ve orada üretilen tezek kokuları, e-) Çay Sokağı’ndaki Nizip Çayı’na dökülen kanalisazyonun ürettiği koku, f-) Fıstık üretme tesislerinin atık kabuklarını (ki, taşıma işlemi yapan traktörcülerin insafına kalmış bir uygulama ile) topluca, açık alanlara yada Nizip Çayı’na dökmeleri, g-) Nizip Çayına dökülen Gaziantep Organize Sanayi’nin kimyasal atıklarının neden olduğu kirlenmenin oluşturduğu kötü kokular…
3- Son 1,5 ay önce, yalnızca bir sabun hammaddesi üreticisi (ismi bende saklıdır) hayvansal çiğ yağ işlemiş…
4- Özellikle (geceleri) bu pis kokunun İstasyon ve Saha Mahallelerinde daha çok hissedilmesi, yaz aylarında Güneybatı’dan esen rüzgarlar sayesinde olmaktadır…
5- Ortak kanaat: Nizip’te, her yıl, 7. ayın 15 ile 9. ayın 15 arasında bu ağır ve pis kokunun sürgit’ devam etmesi…
Görüşmelerde elde ettiğim bu tespitler ışığında, bu konunun çözümlenmesi için ‘’nasıl bir yol haritası çizebiliriz’’ arayışı içerisindeyiz.
NİÇET olarak istiyoruz ki, bu çevresel kirlilik sorununu, İl Çevre Müdürlüğü’ne havale etmeden, İlçe bazında, kendi aramızda çözüme kavuşturalım… Tabi ki, geçici ve göstermelik bir çözüme de ‘asla’ razı olmadığımızı ve olamayacağımızı da herkesin (özellikle de müsebbiplerin) bilemesini istiyoruz.
Bizlerin (ve kanımca tüm Nizipliler’in) hiçbir kimsenin ekmeğinde gözü yoktur. Bilakis, değer üretenlere, ekonomiye katkı sağlayanlara, istihdam yaratanlara ve işçi çalıştıranlara saygı duymaktayız. Ama, onlardan da doğal ve sosyal çevremize saygı göstermelerini, havamızı, suyumuzu ve toprağımızı kirletmemelerini; yaptıkları işin (imalatın) insan sağlığına ve doğamıza zarar vermemelerini istemek ve de onları çevresel duyarlılığa davet etmek ve bunu pratikte görmek istek ve taleplerimizi de bilmelerini isteriz ve istiyoruz da…