Her gün ne kadar su içmelisiniz?
Ne kadar su içmeniz gerektiği çeşitli etkenlere bağlıdır: vücudunuzun büyüklüğü, fiziksel olarak ne kadar aktif olduğunuz ve iklim – çünkü vücudunuz sizi sıcak veya serin tutmak için çok uğraşmaktadır.
Genel bir kural olarak, ortalama bir kişi hergün kaybedilen vücut sıvılarını yeniden almak için 1.5 ile 2.5 litre (yaklaşık 1.5 – 2.5 quart) su içmelidir. İçilecek Su Miktarı Hesaplayıcı'mız size egzersiz alışkanlıklarınız ve mevcut kilonuza göre günlük ne kadar su içmeniz gerektiğini söyleyebilir.
Su kaybetmeyin.
Vücudunuz ihtiyacı olduğundan daha az suya sahip olduğunda dehidrasyon görülür ve bu çok ciddi bir durumdur. Vücudunuz normalin yalnızca %1'i altında olduğunda aşırı susarsınız, normalin %5 altında olduğunda ateşiniz hafif yükselir ve normalden %10 su eksiğiniz olursa morarırsınız ve yürüyemezsiniz!
Su hidrasyon için en iyi yöntemdir.
Kahve, çay ve kola gibi kafeinli içecekler vücudun sıvısını azaltmakta ve verdiklerinden fazla su işlediklerinden dolayı alkollü içecekler de aynı şekildedir. Arıtılmış su içme vücudun su ihtiyacı için en iyi yöntemdir!
Bu veriler için Hastalık Kontrol Merkezi, Su Kalitesi Derneği, Amerikan Kanser Topluluğu, Amerikan Diyetik Derneği ve Amerikan Kalp Vakfı gibi çeşitli kaynaklar kullanılmıştır. (ABD)
Su içmenin bizim için iyi olduğunu hepimiz biliyoruz ancak şunları biliyor muydunuz...
Kanın %92'si su, kemiklerin %22'si su, beynin %75'i su ve kasların %75'i sudur. Su ayrıca:
• Vücudumuzdaki bütün hücrelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.
• Hücrelere besin ve oksijen taşıyarak ve atıkları uzaklaştırarak kan ve lenf sistemlerimizin en büyük kısmıdır
• Böbreklerimizin toksik maddelerden temizlenmesine yardımcı olur
• Kan basıncımızın kontrol eden elektrolitlerimizin dengelenmesine yardımcı olur
• Göz, ağız ve burun kanallarımızın nemlenmesine yardımcı olur
• Sıcak havalarda vücudumuzu serin tutar ve soğuk havalarda vücut izolasyonu sağlar
• Vücudun organlarına karşı darbe emici görevi yapar
• Eklemlerin yağlanmasına yardımcı olur ve kan, ter, gözyaşı ve tükürüğün bir parçasıdır
• Vücutlarımızın ihtiyaç duyduğu iz minerallerinin pek çoğunu sağlar
Bu veriler için Hastalık Kontrol Merkezi, Su Kalitesi Derneği, Amerikan Kanser Topluluğu, Amerikan Diyetik Derneği ve Amerikan Kalp Vakfı gibi çeşitli kaynaklar kullanılmıştır. (ABD)
Sağlığa Faydaları
Yeterli su içmek...
Sağlığınızı ve dinçliğinizi geliştirebilir.
Su bu kadar çok vücut fonksiyonu için önemli olduğundan optimal sağlığa ulaşmak için yeterli su almak optimal sağlık için anahtardır.
• Su, enerjinizi koruyan kan hacminin korunmasına yardım eder
• Doğru hidrasyon özellikle egzersiz sırasında konsantrasyon ve tepki sürenizi iyileştirir
• Su düzenli günlük faaliyetler sırasında yaktığınız kalori miktarını arttırır
• Su konsantre ilaçların meydana getirdiği mide ağrısını önleyebilir
• Su sıvı tutmaya neden olan fazla sodyumun vücuttan atılmasına yardımcı olur
Çeşitli hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olur.
Araştırmalar daha yüksek oranda su tüketiminin aşağıdaki hastalık risklerini düşürdüğünü göstermiştir:
• soğuk algınlığı
• kabızlık
• idrar yolu enfeksiyonları
• böbrek taşları
• mesane kanseri
Görünüşünüzü geliştirebilir.
Su cilde en son ulaşmaktadır; eğer vücudunuz yeterli su almazsa, cildiniz bundan diğer organlardan fazla etkilenir. Su cildin susuz kalmasını önleyerek, cildinizi:
• daha düzgün
• daha yumuşak
• daha esnek
• daha kırışıksız hale getirir
Kilo kaybetmenize yardımcı olabilir.
İnsanlar genellikle susuzlukla mide kazıntısını karıştırırlar, bu nedenle aslında sadece vücudumuzun içecek ihtiyacı varken abur cubur yeriz. Su içmek tok hissetmenize yardımcı olarak, iştahınızı azaltır.
Araştırmalar yeterli su içmenin şu faydaları sağlayabileceğini göstermektedir:
• Egzersiz sırasında size daha fazla enerji verir
• Egzersiz sırasında yaktığınız kaloriyi arttırır
• Vücudunuzdaki yağ stoklanmalarını azaltır
Bu veriler için Hastalık Kontrol Merkezi, Su Kalitesi Derneği, Amerikan Kanser Topluluğu, Amerikan Diyetik Derneği ve Amerikan Kalp Vakfı gibi çeşitli kaynaklar kullanılmıştır. (ABD)
Yudum yudum sağlık: Su
İnsanın yaşamını devam ettirmesi için en az oksijen kadar önemli olan suyun, vücutta pek çok görevi de bulunuyor.
Son yıllarda özellikle diyet listelerinin baş köşesinde yer alan suyun vücudumuz ve hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için büyük önemi bulunuyor. İnsan yapısı, yemek yemeden dört hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi ise sadece 3-4 gün. İnsan bedeninin 2/3’ü sudan oluşurken, her insanın kendini zinde hissetmesi için günde 2.5 litre suya ihtiyacı bulunuyor. Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Çünkü böbrekler aşırı çalışır ve sık sık tuvalete çıkmanıza neden olup, vücudunuzdaki kalsiyumun atılmasına neden olur. Vücudunuzun su alımının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmek. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.
SUYUN VÜCUT İÇİN ÖNEMİ
• Vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur.
• İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
• Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinleri sindirir.
• Hücre ve kas dokularını güçlendirir.
• Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
• Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
ŞİŞMANLIĞA KARŞI SU Vücudun su toplamaması için, bol miktarda su içmek gerekir. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Nedenine gelince; böbrekler yeterli miktarda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu görev de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise, daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı son derece olumsuz etkiler.
Vücut özellikle geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda hemen bir bardak su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içeceğiniz bir bardak su, iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce içilen bir bardak su da yine metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin tükenmesinin önüne geçer.
SUYUN RAHATLATICI ETKİSİ...
Günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmanız için yapmanız gereken en önemli şey; şöyle bol köpüklü bir banyo. Suyun rahatlatıcı etkisi, aslında sandığımızdan çok daha fazla...
Su sadece temizlenmek için değil, arınıp, yenilenmek ve yorgunluktan kurtulmak için de birebir...
Yıkandığınız suyun sıcaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına özen göstermelisiniz. Çok sıcak su, kanın yüze doğru hücum etmesine neden olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su, bazı dolaşım bozukluklarını da doğurabilir, kalbi zayıf olanlar üzerinde ise daha kötü etkiler yaratır. Sıcak suyun bir dezavantajı da, deriyi yumuşatması ve varislerin daha da ortaya çıkmasını sağlamasıdır. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bazı zararları bulunur: Özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir. Kan damarlarının önce daralmasına, ardından hemen genişlemesine neden olur. Bu nedenle, ideal banyo suyunun sıcaklığı, 33 ile 37 derece arasında değişir. Eczaneden alacağınız bir termometre ile suyun sıcaklığını ölçmeniz mümkün. İdeal su sıcaklığı içerisinde, en az 15 dakika kalmayı da ihmal etmemelisiniz...
DERİYE KAYBETTİĞİ SUYU YENİDEN VERİN
Eğer banyo çıkışında vücudunuzda kırmızılık oluştuysa ve kaşınıyorsanız, suyunuz fazla klorlu ya da kireçli demektir. Kireçli su ise, vücudu kurutup, sertleştirir. Bunun için, banyo sonrası, vücudunuza nem kazandıracak kremler sürmenizde fayda var.
Kokulu ve renkli banyo tuzlarından kattığınız suda yıkanırsanız, tuzların canlılık verme ve yorgunluk alma özelliğinden de faydalanabilirsiniz. Gülsuyu ve gliserin eklenmiş su ile yapılan banyo ise, deriye kaybettiği suyu yeniden verir.
Banyo köpüğünün içinde yer alan maddeler su ile temas ettiğinde, karbon gazı çıkmasını sağlar. Bu gaz tabakası da suyun içinde dağılıp, vücut ısısının etrafa yayılmasını önler. Vücudu terletip zayıflattığı gibi, vücuttaki zehirlerin de atılmasını sağlar. Ayrıca sinir sistemini gevşetmesi de, köpüğün özelliklerindendir.
Fakat köpüklü banyoların bir de zararı vardır ki, bu da, köpüğün içinde hassas derileri kurutan yağ alıcı madde bulunmasıdır. Bunu da yine çeşitli krem ve sütlerle takviye ederek giderebilirsiniz. Özellikle yosunlu losyonlar kullanmanızı tavsiye ederiz. Banyo sırasında cilt karbon gazı emdiği için, sudan çıkınca derin derin nefes alıp vermeyi de ihmal etmeyin!..
Yüzümüzün cildi çok daha hassas olduğu için, tuz içeren ve bu nedenle de kuvvetlendirici etkisi olan bir maden suyuyla yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Yağmur suyunun saflığını hissedeceğiniz bu yıkama işlemi, cildinizin tazeliğini uzun süre korumasını sağlayacaktır.