BEYAZ PİRAMİTLER NEDİR?
Bugün Çin Halk Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde yer alan, Xian şehrine 100 km uzaklıkta Qin Ling Shan daglarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edilmi, etrafında irili ufakli 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadir.
Beyaz Piramit'in ikinci dünya şavası sırasında Çin'e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotografi 1957 yılında ilk kez Life dergisinde yayınlanmıştır.
Bu piramitleri araştırmak üzere 1994 yılında Sensi bölgesine bir gezi yapan Alman bilim adami Hartwig Hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. Hausdorf'a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500'ler civarındadır.
Bölge Çin Halk Cumhuriyeti tarafından yasak bölge ilan edilmiş olduğundan dolayı Piramitler içerisinde bulunan Misir medeniyetinden çok ileri bir teknikle mumyalanmıs olan cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar üzerinde arastırma yapılamamaktadır.
Türk Bilimadamı Kazım Mırsan yaptığı araştırmalarda Ön-Türk uygarlıları tarafından OT-OG olarak isimlendirilen Ön-Misir'a M.Ö 3000 yıllarından Dogu Anadolu'dan Isub-Ög yazısının gittigini tespit etmiştir. Kazım Mırsam'ın bugüne kadar anlamı çözülemeyen 184 adet Mısır hiyeroglifini Ön-Türkçe olarak okumu oldugu ve mumyalama tekniklerinin yine M.Ö. 3000'li yıllarda Altaylarda geliştirildiği düşünülürse Piramit insan teknolojisinin Eski Mısır'a Ön-Türk Uygarlıklari tarafından öğretildiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bütün bunlarla ilgili olarak Haluk Tarcan'ın "Ön-Türk Uygarlığı - Resmi Tarihin Çöküşü" isimli eserinde aradığınız bilgileri bulabilirsiniz. Ben henüz kitaplara ulaşıp okuma şansım olmadı ama önceliklerimin arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Bütün bunları sizlere tarihimizin ve atalarımızın ne kadar büyük olduğunu hatırlatmak için yazıyorum ve paylaşıyorum.
"Türkleri bütün dünyaya geri bir millet olarak tanıtan görüş, bizim de içimize girmiştir. Evvelâ, millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz" diyen M.Kemal Atatürk elbette bütün bunları 1930 yılında boşuna söylememiş. (Ahmet Hamdi Başar, Atatürk'le 3 ay, s. 122)