Tip 1 Diabetes Mellitus: İnsüline Bağımlı Şeker Hastalığı
Prof.Dr.Ömer Tarım, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
(Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı)
20.11.2007
Diyabet, insülin salgılanmasında veya insülin etkisindeki yetersizlik sonucu ortaya çıkan, belirgin özelliği kan şekerinde yükselme olan kronik seyirli bir hastalıktır. İnsülin pankreasta yapılır ve eksikliğinde karbohidrat, yağ ve protein metabolizmalarının bozulmasına yol açar.
İnsüline bağımlı şeker hastalığı çocukluk ve adölesan çağının hastalığıdır. Genellikle erken yaşlarda başlar. Hastalığın başlangıcı ani olup klinik belirtilerinin ortaya çıkışı ile tanı konulması arasında geçen süre kısadır.
Pankreasın insülin salgısındaki eksikliğe bağlı olarak gelişen metabolik değişiklikler klinik bulgulardan sorumludur. Şekerin kullanımı bozulduğu için kan şekeri yükselir ve buna bağlı çok su içme, sık idrara çıkma ve fazla beslenmeye rağmen kilo kaybı, halsizlik gibi bulgular görülür. Tuvalet eğitimi tamamlanmış bir çocukta idrar kaçırmanın tekrar başlaması diyabetin bir bulgusu olabilir. Bazan hasta bilinç bulanıklığı veya kusma tablosunda da başvurabilir.
Tanı
Çocuk ve ergenlerde şeker hastalığının tanısı klasik klinik belirtiler ve biyokimyasal değerlere göre konur. Kan şekeri genellikle 200 mg/dl'nin üzerindedir. İdrar tetkikinde de şeker saptanır. Asemptomatik (belirtisiz) bireylerde açlık kan şekerinin 126 mg/dl'nin üzerinde olması tanı koydurucudur.
Komplikasyonlar
Tip 1 diabetes mellitusta en sık görülen ve en önemli iki akut komplikasyon ketoasidoz koması ve hipoglisemidir. Kandaki insülinin yetersizliği ketoasidoza, fazlalığı ise hipoglisemiye (kan şeker düşüklüğü) yol açar. Böylece hastada çarpıntı, terleme, açlık, halsizlik hissi ortaya çıkar. Eğer şeker düşüklüğü tedavi edilmezse başdönmesi, bayılma, havale, komaya kadar ilerleyen sorunlar ortaya çıkar.
Uzun dönemde ortaya çıkan komplikasyonlar ise şöyle özetlenebilir:
- Lipodistrofi: İnsülin enjeksiyonlarının sürekli aynı yerden yapılması sonucu ortaya çıkan cild problemleridir.
- Büyüme geriliği, ergenliğin gecikmesi
- Katarakt
- Göz damarlarında bozukluk (diabetik retinopati)
- Böbrek problemleri (diabetik nefropati)
- Sinir tutulumu (diabetik nöropati)
Bu sorunların hepsi düzenli izlem ve tedavi ile önlenebilmektedir.
Tedavi
Hastanın kan şekerinin ideale yakın düzeylerde tutulması ve komplikasyonların önlenmesi hasta, aile, çocuk doktoru, beslenme uzmanı ve hemşirenin işbirliği ile sağlanabilir. Tedavinin amacı:
- Hastanın şeker, yağ ve protein metabolizmasının düzeltilmesi
- Normal büyüme ve gelişmenin sağlanması
- Hastanın rutin sosyal ve sportif aktivitelerinin sürdürülmesi
- Hastalıktan doğan psikolojik sorunların önlenmesi ve tedavi edilmesi
- Akut ve kronik komplikasyonların önlenmesi ve tedavi edilmesi
- Hasta ve ebeveynlerinin diyabet, diyabet tedavisi ve komplikasyonları hakkında bilgilendirilmesi
Bütün bu amaçların sağlanabilmesi kan şekerinin iyi kontrolüne bağlıdır. Bu da;
- insülin
- diyet
- egzersiz
seviyesinin ayarlanması ile sağlanabilir.
Çocukta mutlaka insülin enjeksiyonu gereklidir ve ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçların etkisi yoktur.
Diyabet kontrolünün istenen düzeyde gitmesini sağlamak için belli aralarla;
- Kan şekeri (en az günde iki kez)
- Hemoglobin A1c (3 aylık şeker ortalamasının tahmini için 3 ayda bir)
- İdrarda mikroalbuminüri (en az yılda bir kez)
- Göz muayenesi (en az yılda bir kez)
- Sinir muayenesi (gerektiğinde) yapılmalıdır.
Ayrıca beslenme planlaması sık sık gözden geçirilmeli, çocuğun büyüme ve gelişmesi yakından izlenmelidir. Kurallara uyulduğu takdirde ve iyi tedavi edildiğinde diyabetin bütün komplikasyonları önlenebilir ve kişi normal bir hayat sürebilir.