Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Namaz konusu gerçekten önemli.. Duyarlı arkadaşlar zaten acizane belirtiyorlar ama ben ufak tefek bazı konulara değinmeden de edemeyeceğim.
İşe girersin, "Çalışmak da bir ibadettir!"..
Askere gidersin; "Nöbet de bir ibadettir!" gibi.. alakasız gerekçelerle namazın önüne set çekilmeye çalışılır.
Namaz önemlidir hem de 'Dinin direğ'i olacak kadar...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Amacım dikkat çekmek.. Dediğin gibi yeter ki gönül istesin..
Karda,çamurda vel hasılı her yerde.. İnş...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Namaz yol kenarlarında, okul sıralarının üstünde, minibüsü aniden durdurup çayırlarda yada ağaç altlarında, giden kamyonun kasasında, uçan uçağın içinde, yolcu gemilerinin güvertelerinde, sahilde balık tutanların arasında, evlerin teras yada damlarında herkesin görebileceği yerlerde kılınır.
T.C VATANDAŞI, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..
Mahmut ne demek istediğimi biliyorsun burada amacım asla dalga geçmek olamaz, bunlar İslamiyeti zorlaştırmaktan başka birşey değil.
Nizip'e gittiğim en son gün, Gaziantep'e minibüsle dönüyordum şoförün şu muhabbetine tanık oldum, " Nizipten çıkıyorlar 4-5 km gitmeden bir sakallı ihtiyar aniden dur dur diye bağırıyor, şoför de bir şey oldu sanıp duruyor, ihtiyar hemen arabadan iniyor zeytin ağacının altında namaza duruyor, yolcular şaşkın mecbur bekliyorlar, sakallının namazı bitiyor, biniyor minibüse yola devam ediyor ve kimsede bir şey sormuyor"
Başka bir olay ben yaşadım,
Ankaraya gidiyorum, bolu dağına çıkmadan yol tıkandı, dur kalk 10 dk geçti kaza var sandık, birde baktık sağ şeritte bir araç duruyor, 4 kişi biri hoca olmuş yol kenarında vakit namazı kılıyorlar, halbuki 100 metre geride ve 3 km ilerde mola yerleri var ve hepsinde cami ve mescit var, işte bunları ima ediyorum.
T.C VATANDAŞI, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Namaz her yerde ve her şartta kılınır.Kılınması lazım.Kılınmak zorunda, vakit varsa o sakallı amca indiği zaman kılabilirdi, yok vakit az ise yola çıkmadan cem edebilirdi,veya araç hareket halindeyken de kılabilirdi.Ben o araçta olsaydım o amcayı sırf namaz kıldığı için seve seve beklerdim. Ama herkes aynı düşüncede olamıyor.Olaya senin pencerenden bakarsan çok saçma ve garip ama namaz kılanın penceresinden bakarsan çok normal. Burada mantık şöyle işliyor, İnsanlar ne der diye mi düşünmekyoksa Allah'ın(c.c) bir emrini yerine getirmek için her şeyi göze mi almak. sen karar ver.
Konu M.KÜÇÜK tarafından (24.06.09 Saat 13:15 ) değiştirilmiştir.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Müslüm abi bir de savaş namazı var..;
Düşünebiliyo musun?!.. Bir yanda olanca şiddtiyle bir savaş var ve diğer yanda bölük bölük namaz kılan sahabeler.. İki rekat olarak ve önündeki arkadaşının sırtına secde edilmek suertiyle ama farzın ifası yönünde bir eylem.
Amaç; yalnızca Allah Rızası.. Yani senin anlattığın, minübüs bekleme..yok otobüs seferinin gecikmesi, trafiğin aksaması gibi bir kaç örnek 'Peygamberimizin Namazı kılma gayreti' yanında devede kulak kalır...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..