<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" http://www.devletim.com/images/gundem/mevlana.jpg[/IMG] .<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" Bir kez daha çağırıyor bizi Mevl&aacute;n&aacute;,
bir kez daha sesleniyor bütün insanlığa.
17 Aralık 1273’te bu dünyadan göçüp gittiğinde bıraktığı mirasa sahip çıkmaya davet ediyor hepimizi. İnsanlık tam 733 yıldır gidiyor Mevl&aacute;n&aacute;’ya... .<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" Mevlana, Mevlevi, Hüdavendigar ve Mollayı Rum lakaplarıyla; Belhi, Rumi ve nadir de olsa Konevi nisbeleriyle anılan Celaleddin Muhammed, bugün Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Alimler yetiştiren bir ailenin ferdi olan babası Baha’uddin Veled’in Belh’te sahip olduğu büyük maddi ve manevi zenginlikler içerisinde çocukluk yıllarını geçirmiş ve sonrasında vatanı konyaa olmuştur. konyaa’daki hayatı, ailesi, dergahı ve eserlerine intikal eden fikirleri, O’nu günümüze çok canlı bir şekilde taşımıştır. O, daha çok ilahi aşk, sevgi, zarafet ve hoşgörüyü hatıra getiren ve İslam inancını gönüllere bu bakışla sunmayı hedef edinen bir anlayışın öncüsü olarak kabul görmüştür. "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic"
"FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" ŞEB-İ ARUZ : düğün gecesi manasına gelir.Mevlana’nın öldüğü günü işaret eder.çünkü mevlana ölüm’ü bir son değil ebedi hayatın başlangıcı ve muhammede kavuşacağı gün olarak kabul etmiştir.işte bu yüzden mevlana’nın öldüğü geceye ölüm gecesi denilmez;dostuna kavuştuğunu ve ebed&icirc; vuslata erdiğini belirtmek için düğün gecesi anlamında "şeb-i aruz" denilir.
Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevl&acirc;na 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ın rahmetine kavuştu. Mevl&acirc;na’nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadrettin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi çok sevdiği Mevl&acirc;na’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine Mevl&acirc;na’nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı. Mevl&acirc;na ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu.O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah’ına kavuşacaktı. Onun için Mevl&acirc;na ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Ar&ucirc;s" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu. "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" İşte onun bize sunduğu altın öğütler ve şeb-i aruz ruhu: .<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" Şevkat Ve Merhamette Güneş Gibi Ol
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
Höşgörülülükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol...
.<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" "Gel, gel, ne olursan ol yine gel. İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel..." .<p align="center" "FONT-SIZE: 9pt; FONT-STYLE: italic" "Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok."

"Her gün bir yerden bir yere göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."

"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız &acirc;riflerin gönüllerindedir..."

.

Edited by - coskun on 12/26/2006 08:48:14 AM