Kadın Nasıl Olmalı (Dede Korkut'tan)
Bilindiği gibi, Dede Korkut Destanı, hikmet ve irfan pırıltılarıyla dolu müthiş bir duâ ile başlar; içinde müjdeler demeti bulunan, insanca yaşamanın sırlarından hevenk hevenk güldesteler ihtivâ eden bu yakarışın girişi şöyledir:
(Allah Allah demeyince işler onmaz;
Kadir Tanrı vermeyince er bayılmaz;
Ezelden yazılmayınca kul başına kazâ gelmez;
Ecel vâde ermeyince kimse ölmez;
Ölen adam dirilmez;
Çıkan can geri gelmez;
Bir yiğidin kara dağ yumrusunca malı olsa,
Yığar,derer,talep eyler,
Nasîbinden fazlasını yiyemez;
Uğuldaşan sular taşsa deniz olmaz;
Tekebbürlük eyleyeni Tanrı sevmez;
………………………)
Bu uzun yakarışın peşinden ve ilk hikâyeye başlamadan önce kadınlar dört gruba ayrılarak, her birinden özenle bahsedilir:
1-Ev yapan sulp;
Evin dayağı odur ki, yazıdan yabandan eve bir udlu konuk gelse, er adam evde olmasa, o onu yedirir, içirir, ağırlar, azizler gönderir. O,Ayşe Fatma soyudur, Hânım, onun bebekleri bitsin, ocağına bunun gibi avrat gelsin!
2-Solduran sop;
Geldik o ki ‘’solduran soptur’’,sabahleyin yerinden kalkıp doğrulur, elini yüzünü yıkamadan dokuz bazlamaç ile bir küvlek yoğurt közler, doyuncaya kadar tıka basa yer, elini böğrüne vurur:’’Bu evi harâb olası ere vardığımdan beri karnım doymadı, yüzüm gülmedi, ayağım paşmak, yüzüm yaşmak görmedi,’’ der.’’Ah ne olaydı, bu er öleydi, birine daha varaydım, umduğumdan yahşı uyar olaydı,’’ der. Onun gibilerin Hânım,bebekleri bitmesin,ocağına bunun gibi avrat gelmesin!