Nizip.com kütüphanesindeki Ezo Gelin makalesinde bu dediklerinin hepsi var zatenArada bir þöyle gezseniz orayý neler bulacaksýnýz da, bi türlü ýsýndýramadýk size orayý
).
Nizip.com kütüphanesindeki Ezo Gelin makalesinde bu dediklerinin hepsi var zatenArada bir þöyle gezseniz orayý neler bulacaksýnýz da, bi türlü ýsýndýramadýk size orayý
).
Görüþleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
zaten ordan aldým 2004 de yazýlmýþ bende gün yüzüne çýkarayým dedim)
meraba orhan kardeþ gönlüne yüreðine saðlýk.biz gurbetçilere memleketimizin güzelliklerini kültürünü yaþattýðýnýz için sizlere çok teþekkür ederim.tüm hemþerilerime selamlarýmý ve saygýlarýmý sunarým.
sml orhan bey cok güzel seyler yapmýssýnýz ben konyada oturuyorum sitede gezmek hosuma gidiyor
ozgül
hocamþu anda o sýcak ve heycanLý ortamý sizinle yaþamýþ gibi hissettim. cok güzel anlattýnýz. inanýn defalarca keþke dedim...
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 14:13 ) deðiþtirilmiþtir.
Bence Ezo Gelin Efsanesinin mezar taþýndaki hikayesinde eksiklik var. Günümüzde bundan daha fazla iç yakan olaylar yaþanýyor. Gayet doðal bir olay gibi görünüyor ama bu mesajdan sonra hemen araþtýrmaya baþlýyorum.
Bence "Sarý Memet" yada "Mýzarlý Mamet" olarak tanýnan Mehmet Sarý abimizin hikayesi çok daha acýklý. Mehmet Abimizin uzun havalarýný, fotoðraflarýný ve hayatýndan kesitleri Nizip.com’da görmek dileðiyle....
EZO GELIN:
Gaziantep ilinin Oguzeli ilçesinin Urus Köyü’ndendir. Bozgeyikli oymagindan Emir Dedenin kizidir. Annesinin adi Elif’tir. Üç kiz ile üç erkek kardesi vardir. Dogum tarihi 1909, ölüm tarihi 1956’dir.
Nüfusta bekar olarak gözükmektedir.
ezo, erken gençliginden itibaren, güzelligiyle dikkatleri üzerine toplarmis, hatta dügünlerde çevre gençleri gelini unutup ezo’yu seyrederlermis.
ezo’nun güzelligi kulaktan kulaga yayilarak efasane olurken, diger yandan, civar köylerde bir adamin adi dillerde dolasmaya baslamis. komsu köyden "sitto" lakapli hanefi açikgöz isimli bir adammis. sitto sahane baglama çalmasinin yaninda, süper de sarki söylermis.
hatta o dönemler "kambersiz dügün olur, sitto’suz dügün olmaz" gibisinden akillara zarar bir deyim de türemis.
ezo’larin köyünde bir dügüne ezo’da sitto’da davetli imis. hal böyle iken, ne damat ne gelin gerekli ilgiyi görmemisler zira sitto ile ezo’ya bakmis herkes.
Tabi sitto’da gözünü ezo’dan alamamýþ, bu yüzden ezo’ya görücü yollamis amma ve lakin görücü ala ala "düsünelim" cevabi almis.
Araya zaman girince sitto kendi köyünden biriyle degisik töresini uygulamaya karar vermis, ama araya girenler olmus, degisik gerçeklestirilememis ve bu yüzden de es-dost’un yüzüne bakamaz olmus.
Bir süre sonra yine es-dost sayesinde sitto ile ezo’nun arasi yapilmis ve evlenmelerine karar verilmis fakat baslik parasi ya da türevleri kullanilmamis zira sitto’nun ezo ile evlenmesine karsilik, ezo’nun agabeyi zeynel’e, sitto’nun halasi verilecekti.
Kis ortasinda dogru, iki dügün birden kurulmus, sitto ile ezo’nun dügünü sitto’nun köyü olan beledin köyünde, zeynel ile hazik’in dügünü ezo’nun köyü urus’ta kurulmus.
Birinci defa olarak Oguzeli ilçesinin Beledin Köyü’nde bulunan Türkmenler’in Karasihli oymagindan Hanifi Açikgöz ile imam nikahi usülü geregince kardesi Zeynel Bozgeyik’e degisik gelenegine göre 1930 tarihinde evleniyor. daha sonra sitto ile ezo mutlu bir yasam sürerlerken, aralarina arabozucular girmis. yemeyip içmeyip dedikodu yapmislar, olan olmayan bir çok laf tasimislar. Sitto ile ezo daha ilk yýllarýnda tahmini 1932 yilinda ayrilmislar ve sitto öykülerini bir cümlede özetlemis. "kötü talih geç buldum, tez yitirdim"
Kýsa süren evlilikten sonra geçimsizlik nedeniyle küsülü olarak babasi evine gelen ezo, altý sene dul yasadiktan sonra ikinci olarak Suriye’nin Halep ilinin Caraplus ilçesinin Kozbas köyünde bulunan teyzesi oglu Meme’ye (Mehmet) 1936 yilinin bir ilkbahar mevsiminde degisik olarak Urus köyüne gelin olarak gidiyor. Ezo’nun ikinci kocasiyla geçimleri yerindeymis fakat ezo köyünü özlüyormus hatta ölümünde urus köyünü gören bir yere gömülmek istiyormus. öyle de olmus.
Suriye’ye gidisinin yirminci yilinda 1956 güzünde ezo yataga düsmüs, verem olmus. Ölecegini anlamis ama tek avuntusu olan kizi celile’yi yataginin basindan ayirmamis.
ezo gelin, bir cuma aksami son nefesini vermis. esi ve yakinlari vasiyetini dikkate alarak onu arasira tepesine çikip yasli gözlerle köyünü seyrettigi bozhöyük’ün en yüksek noktasina gömmüsler. Birinci kocasindan çocugu yok, ikinci kocasindan 6 çocugu oluyor. Bugün bunlardan yalniz kizi Celile hayattadir.
Kozbas köyünün yakininda olan ve Türk sinirina yarim saat uzaklikta bulunan Bozhöyük köyünün höyügünün basinda Ezo’nun mezari vardý. Saatlerce mesafeden, gerek Türkiye’den, gerekse Suriye’den gözükmektedir. Mezari yapili, badanali, sivali bir haldeydi.
1997 yýlýnda Oðuzeli Kaymakamý Cemal hüsnü Kansýz, Gaziantep valisi Muammer Güler ve yine Dokuzyol köyünden olan Devlet Bakaný Mustafa Yýlmaz’ýn giriþimleriyle mezarýnýn Suriye’den nakli için Suriye makamlarýna 1.dereceden baþvurulur. Ýki yýl süren temaslar sonucu Oðuzeli Kaymakamý Cemal Hüsnü Kansýz baþkanlýðýnda bir heyetle naaþý 23 Eylül 1999’da Dokuzyol’a getirilerek defnedildi. Yöremizde vatan sevgisinin sembolü olan Ezo gelin halen eski adý Urus köyündeki kendisi içi hazýrlanan mekanda bulunmaktadýr. Allah rahmet eylesin....
Ezo Gelin’in asil adi Zöhre olmakla beraber yörede Ezo olarak anilmaktadir. Urus köyündeki birçok yasli kadin ve erkek Zöhre’ye niçin Ezo dediklerini yakinlari da dahil olmak üzere bilmemektedirler. Sadece “Biz Ezo’yu küçük kiz iken çok sever idik” demekle yetinirler.
Ezo kelimesinin kökünün ez’den geldigi kabul edilecek olursa ez kelimesi farsçada basina eklendigi kelimeyi “den” haline getirir. Yine farsçada ez kelimesi ben, kendim anlamina gelir. Fars dilindeki kelimelerin özelliginden bir tanesi de hece sayisinin azligi ve son ekin o haliyle bitmesidir. Yani Ezo kelimesinin anlami su sekilde olmakta: ez ben, o da ek ,yahut sahis zamani oldugunu göre ben o ,yahut benim o ,yahut o benim anlamina gelmesi icap etmekte. Halbuki kelimeyi ez olarak alinirsa özüm yahut özümün anlamini tasimasi gerekmekte.
1936 yýlýndan bu yana Ezo gelin hakkýnda birçok türkü yakýlmýþsa da bunlardan sadece dört tanesini kayýtlarda görebiliyoruz. “Turnayý uçurdum Uruþ gölünden “ diye baþlayan türkü Nizip’in Ýzan Köyü’nden Bekir Karaduman’ýn oluþturup ezgilediði ilk Ezo gelin Türküsü dür. Ferruh Arsunar bu türküyü (1908-1965) notaya almýþtýr.
Ýzan’lý Bekir Karaduman aðýtý nasýl yaktýðýný þöyle anlatýyor ’’Türküyü 1936 yýlýnda ben yaktým. Ezo Gelin’i isteyenler çoðalýyordu. Lakin Ezo’nun bir kimseye gönül vermeyiþi birçoklarýnýn da cesaretini kýrýyordu. Gaziantep’te Kalelilerin Kahvesinde Barak köylerinden birkaç kiþi oturuyorduk. Söz dolanýp dolaþýp Ezo Gelin’e intikal etti. Dostlarýmdan biri Alagöz köyünden Þaban oðlu Resül Alagöz idi. Diðerleri Türkyurdu köyünden Ali hoca (Ali Aksoy þimdi ölüdür.) Aramýzda arz edeceðim konuþma münakaþa konusu oldu. Resül Aða, Ali Hoca’ya bu Ezo Kadýn niçin kimseyi istemiyor dedi. Duruma müdahale eden Hoca ise Ezo’nun çok onurlu ve herkesin evlenme teklifini kabul etmediðini ifade eyliyor. Bu meyalde Resul Aða, Ali Aksoy’a muhatap olarak bu muhitte sevilen bir kimse olduðunuza göre acaba size verirler mi? Evet cevabýný alýnca ben ve Resül Aða bir otomobil tutarak Ezo Gelin’i Ali Hoca’ya istemek için üçümüz beraber Uruþ Köyüne hareket ettik. Üzerimizdeki bütün paralarý Ali Hoca iddiasýnda baþarýlý olduðu takdirde kendisinde kalmak üzere teklif ettik. Teklifimizi kabul ederek paralarý aldý. Uruþ Köyünün Harman yerine vardýðýmýzda köy bekçisi Celle Halef karþýmýzdan geldi. Birde baktýk ki köyden gelen bir kalabalýk çýkmýþ Tilsevet Köyünün yoluna doðru gidiyor. Bu kalabalýðýn ne olduðunu Celle Halef’e sorduðumuzda bize aynen þöyle dedi: ’’Bu köye neye geldiðiniz anlýyorum. Aradýðýnýz iþte gidiyor. Boþa geldiniz’’ dedi. Parmaðý ilede gidenleri göstererek iþte Ezo Suriye’ye gidiyor der demez tepemizden vurulmuþa döndük... Otomobili Ezo’nun gitmekte olduðu kalabalýða yetiþmek için o tarafa çevirdik. Resul Aða, Ali Hoca’ya dönerek: ’’Ezo’yu istedin, Ezo gitti; Murat’a (Fýrat) dönsen suyu kurur. Ezo Gelin þu mýntýkada yaþayýp gidiyordu. Senin niyetin onu da baþka ellere attý’’ dedi. Ezo’yu götüren kalabalýða yetiþtik. Gelin alayý yayan gidiyordu. Ezo gelin, meyus ve çok üzüntülü bir þekilde götürücüler arasýnda yürüyordu. Otomobille biraz ileri giderek sadece bir defa daha Ezo Gelin’in yüzünü görebilmek için otomobilin tekeri patlamýþ numarasýný düþünebildik. Böylece bir defa daha Ezo’yu görebilme mutluluðuna eriþtik. Ondan sonra gayet üzgün bir halde, Ali Hoca’nýn yüzünden düþen sinek sanki bin parça oluyordu. Tilsevet, Gemlik, Mýkbýlý üzerinden köyümüz olan izan’a geldik. Zaten vakit akþam olmuþtu. Resul Aða ile Ali Hoca’yý misafir ettim. Çeþitli meze ile donatýlmýþ içki sofrasýna davet eyliyerek oturttum. iþte tam bu sýrada Ezo Gelin’in namutenahi güzelliðinden mülhem alarak þudört kýtalýk güfteyi kaleme alarak Resul’ün içki bardaðýna koydum.Güftenin metni aynen þöyle idi:
Ezo Gelin
Turnayý uçurdum Uruþ gölünden
Tilsevet gölüne battý mý dersin
Haber alamadým Zambur köyünden
Þibip’e tüyünden attý mý dersin
Hele Devehüyük geçit yeridir
Bozhöyük de gümanýmýn biridir
Alýp giden Türkmenlerin eridir
Bir gece Kozbaþ’ta yattý mý dersin
Önünde Sacýr var geçmez orayý
Hep avcýlar arar bahtý karayý
Þaine Küllü’yü hem Zugara’yý
Bu üç köyü þavký tuttu mu dersin
Mallarým kaçaktýr varma gümrüðe
Geç karakuyu’dan, otur düðnü’ye
Dön ha Ezo dön ha eski yurduna
Sahiplerin seni sattý mý dersin
Ýzanlý Bekir Karaduman
************
Ezo Gelin
Üstünden al giymiþ altýndan mavi
Yarim kanatlanmýþ uçmanýn çaðý
Anca þahin alýr böyle bir avý
Gene dertli dertli gider bu gelin
Giymiþsin karayý olmuþsun tatar
Derdimi derdine etmiþsin katar
Söyler de dostlar ben inanmazdým
Elin dediðinden olmuþsun beter
Yüce dað baþýnda bölük bölük kar
Ayrýlýk elinden ciðerim delik
Bu ayrýlýk bize mevladan geldi
Gene dertli dertli gider bu gelin
Fýrat kenarýna yaðmaz mý dolu
Eþinden ayrýlan olmaz mý deli
Günde üç beþ defa gördüðüm yari
Þimdi yýldan yýla sabýr eder gönül
Salýnmaz ateþi saldýn özüme
Geceleri uyku girmez gözüme
Son zamanda sen gelirsin sözüme
Gene dersin ben ettiðimi bilmedim
Annesi huri de benzer meleðe
Baþýn için salma beni dileðe
Gücüm yetmez þu imansýz feleðe
Gene dertli dertli gider bu gelin
Hanefi Açýkgöz
************
Ezo Gelin
Bir hançer bakýþlý kanlar içen yar
Þu beni velvele salar gözlerin
Sen korkup Allahtan sürmeler çekme
Evel evvelden de kara gözlerin
Tuðsuz vezir gibi salýnýr gezer
Aþýklar ismini deftere yazar
Þu senin salýnman baðrýmý ezer
Evel evvelden de kara gözlerin
Ay benim der isen gün ele girmez
Öldürür aþýðý hiç aman vermez
Bu asýr güzeli ikrara durmaz
Ömür telef edip sevmeli deðil
Acep bu yerlerde kalmalý deðil
Aladýr gözlerin sürmeli eðil
Bir yar peydah ettim el aldý gitti
Gitmeli bu elden kalmalý deðil
Hanefi Açýkgöz
***********
Ezo Gelin
Ezo Gelin benzer huri meleðe
Baþýn için salma beni dileðe
Benim olsan vermem seni meleðe
Minnet eylen nazlý yari versinler
Ezo Gelin tutmuþ seker düðünde
Al giyinmiþ Antep çiti önünde
Bir güzel gördüm ben Uruþ köyünde
Minnet eylen nazlý yari versinler
Ezo Gelin hurilerdin huridir
Baþköy derler gümanýmýn biridir
Ezo Gelin nice canlar eritir
Minnet eylen nazlý yari versinler
Anonim
***************
1936’da meydana gelen ve tüm ülkeye yayýlarak halk müziðimizin en bilinen türkülerinden biri haline gelen Eza Gelin türküsü'nün düzülmesine neden olan olayý ise Eza Gelin’in kocasý Þido Hanifi söyle anlatýr:
"Bizim Ezo ile evlenmemiz deðiþik usulü ile oldu. Ben kýz kardeþimi Ezo’nun aðabeyi*ne verdim, Ezo’yu aldým.
Evliliðimiz sýrasýnda bir gün Eza’ya bir tokat attým. Ezo bana küsüp aðabeyinin evine gitti. Ben de gidip kýz kardeþimi aldým. Altý ay kadar böyle yaþadýk. Bu arada kimse bize barýþtýrmak için bir çaba göstermedi. Sonunda Ezo’nun aðabeyi haber gönderdi; benim avradý getirsin Ezo’yu götürsün, diye.
Ben de haberciye "Ezo kendi küstü, kendi gelsin, on güne kadar gelmezse Ezo benden boþ olsun. Kendi de bacýmý boþasýn" dedim. Ama Ezo gelmedi. Sonra da duydum ki, Ezo’mu Suriye’nin bir köyüne gelin vermiþler. Ýþte o zaman aðlayarak bu türküyü düzdüm.
Ezo Gelin benim olsan seni vermem feleðe
Güzel yosmam baþýn için salma beni dileðe
Anasý huridir de kendi benzer meleðe
Nen eyle de ah Ezo Gelin nen eyle
Çýk Suriye daðlarýna bize el eyle
Ezo Gelin çýk Suriye daðlarýnýn baþýna
Güneþ vursun kamerinin kaþýna
Bizi kýnayanýn bu ayrýlýk gelsin baþýna
Nen eyle Ezo Gelin nen eyle
Çýk Suriye daðlar/nýn baþýna bize el eyle
Ne var ki, Kubbunlü aþýk Abdil Alkurt, Þido Hanifi’nin dostu olduðunu ve ondan türküyü dinlediðini, bu ikinci Ezo Gelin türküsünün baþkalarý tarafýndan düzüldüðünü söylemiþtir.
Ezo Gelin türküsü Malatyalý Fahri Kayahan’ýn taþ plaða kaydedilen yorumuyla, en güzel türkülerimizden biri olarak halk müziðimizdeki yerini aldý
Ezo Gelin
Benim olsan vermem seni feleðe
Baþýn için salmam seni dileðe
Ezo Gelin benzer gökte meleðe
Baþý duman olmuþ aðlar bu gelin
Ezo Gelin yataðýnda yatýyor
Bülbüller de baþucunda ötüyor
Gidersen arkanda þet-ilin yatýyor
Baþý duman olmuþ aðlar bu gelin
Hele bak da Kozbaþý’nýn taþýna
Kudret kalemini çekmiþ kaþýna
Ezo Gelin girmiþ on dört yaþýna
Baþý duman olmuþ aðlar bu gelin
Ezo Gelin çýk Suriye daðlarý baþýna
Güneþ vursun kemerine kaþýna
Bizi kýnayanýn bu ayrýlýk gelsin baþýna
Baþý duman olmuþ aðlar bu gelin
Ali Çavaz
Not:
1-Uruþ, Tilsevet, Þibip; Oðuzeli’ne baðlý Barak Köyleridir.
2-Devehöyük, Oðuzeli ilçesine baðlý sýnýr boyunda bir köydür.
3-Bozhöyük, Ezo Gelin’in Suriye’de mezarýnýn bulunduðu bir köydür.
4-Oðuzeli ilçesi topraklarýndan geçen bir çaydýr. Suriye topraklarýna girdikten sonra FýratNehrine karþýr. (...)
5-Þaine, Küllü, Zugara; Suriye’de Carablus’a baðlý sýnýr köyleridir.
6-Düðnüð, Karakuyu; Suriye sýnýr köylerindendir.’’ (Mehmet Solmaz, Ezo Gelin, s.41 , 42, 43.)
Malatyalý Fahri Kayahan’ýn plaða okuduðu Ezo Gelin Türküsü’nün kimden alýndýðý bilinmiyor...
Ezo Gelinin Mezarý Türkiye’ye Getirilirken Yaþananlar
Ezo gelin’in Suriye’deki mezarýndan çýkarýlýp getirilmesinde,Halep ve Gaziantep valiliði arasýnda yapýlan ve aylar süren müzakelerde Resmi yeminli tercümandým.
En son mezarý kazýlýp oradan alýnýrken ilginç olaylar yaþandý.
Önce mezarýn sýnýrýný tesbit ettik. Ezo gelinin kýzý vardý yanýmýzda, Ýki kiþi mezarýn ayak kýsmýndan baþladýlar eþmeye, baþ kýsmýna geldiklerinde daha ancak ayak kemilerinden bir kýsmý çýktý,
Adamlar eþmeye devam ediyorlarken birden jandarmalar müdahale etti, baþsavcý ve Carabulus kaymakamý beni çaðýrdýlar, Derhal bunlarý durdurun, Eðer bir balta daha vururlarsa, tutuklarým dediler.
Eski Nizip Kaymakamý Hasan Karakaþ ve Oðuzeli kaymakamý Allah selamet versin,. Hocam dedi bu kadar kemik zaten çýkmýþ yetmez mi dedi bunlarý alýp götürsek.
Bende, bedenin çoðunluðunun alýnmasý gerek dedim.
Eee Suriye heyeti kabul etmiyor daha fazla kazý yapmayý, bizimkiler hayýr olmaz diyorlar, aylar süren müzakereler boþa gidecek, al baþýna belayý. Bir grup Carabulus kapýsýnda Cenaze bekliyor, Devlet töreniyle getirilecek, bütün ulusal basýn orada. Orada bulunan yetkililerle bu iþi halletmemi istedi bizim yetkililer. Biraz daha eþseler ne olur diye sordum.
Halep baþavcýsý: Ýleride baþka mezarý kazacak olurlarsa baþýmýza bela almýþ oluruz dedi. O da haklý. Ama daha ilerisinde mezar yok. Bunu muhtar, yaþlý bir köylü ve Ezo gelinin kýzý, yazýlý olarak bize burdan ötede mezar olmadýðýnýn altýný imzalarlarsa müsaade ederim. Dedi.
Hemen koþarak gittim muhtarý buldum, Ezo gelinin kýzý zaten yanýmýzdaydý, bir de yaþlý adam çaðýrdýk köyden, baþsavcý yazdý onlarda imzaladýlar. Bizimkiler kazýya devam etti. Bütün kemiklerini aldýk. Bir tabuta koyduk ve getirdik.
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 12:51 ) deðiþtirilmiþtir.
Bizim Oðuzeli’nin Dokuzyol (uruþ) köyünün tam karþý tarafýnda bir köy var, Suriye’ye ait. Adýný þu an hatýrlayamadým.
Suriye-Türkiye sýnýrý çizildiðinde bir çok insan gibi, Ezo gelin ve ailesi karþý tarafta, diðer Bozgeyik olan akrabalarýda Türkiye tarafýnda kalmýþlar.
Bunlar uzun süre birbirlerinin köylerini görmelerine raðmen VATAN AÞKININ ATEÞÝ ÝLE YÜREKLERÝ KÖZ OLMUÞ. O kadar yakýn bu iki köy birbirine.. O kadar ki biri baðýrsa iþitilir.
Önceleri sadece tel örgü varmýþ, sonra mayýn döþenince yürekteki közler bu defa kor ateþe dönüþür.
Ezo gelin bizim bu tarafýn dillerinde destan güzellikte imiþ. Geçen kervanlar ve yolcular, onun þeklini görmek için 1 dakika bile olsa, kapýsýna gider, bir bardak su veya ayran ister. Belki Ezo gelini görürüm diye yolunu deðiþtirirlermiþ.
VE EN CAN ALICI NOKTA..VE VEFATI ANINDA EZO GELÝNÝN KIZINA SÖYLEDÝÐÝ VASÝYYETÝNÝ DUYDUKÇA TÜYLERÝMÝ ÜRPERTÝYOR VE KENDÝMDEN GEÇÝYORUM.
Ezo gelinin mezarýný az önce yazmýþtým, daðýn Türkiye’ye bakan kýsmýnda. Oradan Türkiye’de kalan Dokuzyol (uruþ gözüküyor).
Hani ondan sonra bu tarafta baþka mezar da yok demiþtim ya. Kýzý da buna imza attý tabi. Baþka mezar olmadýðýný söylerken o ara bir þey mýrýldandý. Zaten dedi, annem ölürken dediki, dedi ve aðlamaya baþladý. Neoldu dedim. Hayýrdýr. Vasiyyet etmiþti, dedi, yine hýçkýrýklarla sözün
sonunu getiremedi. Biraz yüreði inince, bende ýsrar ettim. Hadi anlat ne olursun teyze falan dedim. Ýkimiz yalnýz oturuyoruz.
Annem sýla harsreti ile yanardý. Bu daðýn baþýna çýkar Vatana doðru, uruþ köyüne doðru yanýk türküler söylerdi. Dedi.
Ve bana dedi ki, dedi: Kýzým, yavrum, ciðerparem, vatan hasretinden öte bir hasret görmedim. Her bu daðýn baþýna çýkýp uruþ köyüne baktýkça ciðerim yanar. Eðer ölürsem, beni bu daðýn, uruþa bakan tarafýna gömün, oradan uruþun havasýný almak, kokusunu koklamak istiyorum."
Tabi ben kendimden geçtim. Bu arada bizim yetkilileri çaðýrdým. Biraz gelir misiniz? dedim. Efendim çok entresan dedim. Benimde gözlerimi yaþlý görünce hepsi toplandýlar baþýmýza, onlara tercüme ettim hadiseyi. Orda bulunanlarda göz yaþlarýný tutamadýlar.
Aman Allahým vatan hasreti neymiþ ya.
Ýþte buda Ezo gelinin yanýk türküsüymüþ arkadaþlar. Bunu o gün Mýzarlý mamet bir söylemez mi abi. Ciðerlerimizi daðladý. (Ý.Halil ERDOÐAN)
Bir ördek uçurdum Uruþ Gölünden
Tilsevet Gölüne battý mý dersin
Bir haber alsam Zambýr köyünden
Bir telini Þibip’e attýmý dersin
Urgunda sacýr var geçmez arayý
Avcýlar kaçýrdý bahtý karayý
Þaine küllüðü hem zugarayý
Bu üç köyü þavký tuttu mu dersin
Kerpiçtendi þu Kozbaþ’ýn yapýsý
Deve hüyükten geçer geçit kapýsý
Sana kurban olsun Suriye’nin hepsi
Sahiplerin seni sattý mý dersin
Neneyle yazýsý kara neneyle
Çýk Suriye daðlarýna doðru bize el eyle
Gelmez miydin bir saat yanýmda kalmazmýydýn
Ben gitmem benim yarim var diyemez miydin
Nen eyle yazýsý karam neneyle
Çýk Suriye daðlarýna bize el eyle
EZO GELÝN,KESÝNLÝKLE BÝR AÞK HÝKAYESÝ DEÐÝLDÝ;
Yýllardýr dilden dile dolaþan Ezo gelin hikayeleri bir aþk hikayesi olarak anlatýldý filimler de, kitaplarda. Oysa Ezo gelin Anadolu kadýnýn hüzünlü bir gerçeðiydi. Ýçinde ihanet, gurbet, ayrýlýk, hasret, çile, acý gelenekler olan bir dramdý. Anadolu ile Ortadoðu arasýna kurtuluþ savaþýndan sonra giren sýnýrlar onlarca Ezo gelin dramýný ortaya çýkardý. Özelikle Güneyimizde çizilen Irak ve Suriye sýnýrlarý asýrlarca birbiri ile yaþamýþ insanlarýn dostluklarýnýn bitiþ, akrabalýklarýnýn hasrete dönüþmesine sebep oldu. Bu sýnýr çizgisinin sembol ismi Ezo gelin oldu.
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 12:52 ) deðiþtirilmiþtir.