Sahabelerin �rnek hayatlar�

**fsoyarik** · 29.09.08, 09:07

.:..:.. DIHYE-� KELB� ..:..:..

D�hye-i Kelb� tic�retle me�gul olup, �ok zengindi. Kab�lesinin reisiydi. M�sl�man olmadan �nce de Res�lullah efendimizi severdi. Ticaret i�in Med�ne’den ayr�l�r, her d�n��nde Res�lullah� ziy�ret eder ve hediyeler getirirdi. Fakat Peygamberimiz bunlara k�ymet vermez ve;

- Y� D�hye, e�er beni memnun etmek istiyorsan �m�n et! Cehennem ate�inden kurtul, buyurur, onun �m�n etmesini isterdi. D�hye ise, zaman� oldu�unu s�ylerdi. Peygamberimiz onun hid�yet bulmas� i�in du� ederdi.

Y�z�ne g�z�ne s�rd�

Bedir gaz�s�ndan sonra bir g�n Cebr�il aleyhissel�m, D�hye’nin �m�n edece�ini Res�lullaha haber vermi�ti. �m�nla �ereflenmek i�in huzuru sa�detlerine girince, Res�lullah efendimiz �zerindeki h�rkas�n� D�hye’nin oturmas� i�in yere serdi.

D�hye-i Kelb�, Res�lullah efendimize h�rmeten H�rka-i sa�deti kald�r�p, y�z�ne g�z�ne s�rd�kten sonra, ba��n�n �zerine koydu. Res�lullah�n du�lar� bereketiyle kalbinde �m�n n�ru do�mu� ve �ylece Res�lullaha gelmi�ti.

Cebr�il aleyhissel�m �ok defa Res�lullah�n huzuruna, onun s�retinde gelirdi. Res�lullah efendimiz, �meyyeo�ullar�ndan �� kimseyi �� kimseye benzetti ve buyurdu ki:

- D�hye-i Kelb� Cebr�il’e, Urve bin Mes’�d-es-Sek�fi �s�’ya, Abd�l�zzi ise Decc�l’a benzer.

Yine bir g�n Cebr�il aleyhissel�m, Hz. D�hye s�retinde Mescid-i Neb�ye, Res�lullah efendimizin yan�na geldi. Bu s�rada daha �ocuk ya�ta olan Hz. Hasan ile Hz. H�seyin de mescidde oynuyorlard�. Cebr�il aleyhissel�m� D�hye zannedip, hemen ona do�ru ko�tular ve ceplerine ellerini sokup, bir �eyler aramaya ba�lad�lar. Res�lullah efendimiz buyurdu ki:

- Ey karde�im Cebr�il! Sen benim bu torunlar�m� edebsiz zannetme! Onlar seni D�hye sand�lar. D�hye ne zaman gelse hediye getirirdi. Bunlar da hediyelerini al�rlard�. Bunlar� �yle al��t�rd�.

Cebr�il aleyhissel�m bunu i�itince �z�ld�. “D�hye bunlar�n yan�na hediyesiz gelmiyor da, ben nas�l gelirim” dedi. Elini uzat�p Cennetten bir salk�m �z�m kopard� ve Hz. Hasan’a verdi. Bir daha uzatt�, bir nar kopar�p, onu da Hz. H�seyin’e verdi.

Hz. Hasan ve H�seyin hediyelerini al�nca, D�hye zannettikleri Cebr�il aleyhissel�m�n yan�ndan uzakla�t�lar ve Mescid-i Nebev�’de oynamaya devam ettiler. Bu s�rada mescidin kap�s�na, ak sakall�, elinde baston, toz-toprak i�erisinde, beli b�k�lm�� ihtiy�r bir kimse gelip dedi ki:

- Yavrular�m, g�nlerdir a��m, Allah r�z�s� i�in yiyecek bir�eyler verin.

Ona har�md�r

Hz. Hasan ve H�seyin, biri �z�m�, di�eri de nar� yiyecekleri s�rada, bir ihtiy�r� b�yle g�r�nce, hemen yemekten vazge�ip ihtiy�ra vermek i�in mescidin kap�s�na do�ru y�r�d�ler. Tam verecekleri s�rada Cebr�il aleyhissel�m g�rd�:

- Durun, vermeyin o mel’�na! O �eytand�r. Cennet ni’metleri ona har�md�r, buyurarak �eytan� kovdu.

**esera79** · 29.09.08, 09:14

fatih abi �ok g�zel bir payla��m devam�n� bekliyoruz .

**fsoyarik** · 29.09.08, 09:38

.:..:.. VEL�D B�N VEL�D ..:..:..

Vel�d bin Vel�d, me�h�r H�lid bin Vel�d'in karde�iydi. Bedir gaz�s�nda m��riklerin saf�nda harbe kat�ld�. M��rikler bu harpte yenilince, onu Abdullah bin Cah� esir ald�. Med�ne-i M�nevvereye getirdi.

Karde�lerinden hen�z m��rik olan H�lid bin Vel�d ile Hi��m bin Vel�d, onu es�retten kurtarmak �zere Med�ne'ye geldiler. Abdullah bin Cah� kurtulu� ak�esi verilmedik�e b�rakmak istemedi. Karde�lerinden H�lid r�z� olduysa da, baba bir annesi ayr� karde�i Hi��m kab�l etmedi.

Z�rh kar��l�� anla�t�lar

Res�lullah efendimiz babalar�n�n sil�h ve techizat�n�n verilmesini teklif etti. Bunu kab�l ederek babalar�n�n y�z dinar k�ymetindeki k�l�c�, z�rh� ve mi�feri kar��l��nda anla�t�lar. Vel�d'i es�retten kurtar�p, Mekke'ye yola ��kt�lar.

Fakat Vel�d, Mekke yolu �zerinde Med�ne'ye d�rt mil mesafedeki Z�'l-Huleyfe'de onlardan ayr�l�p, Res�lullah�n yan�na geldi. �m�n edip, Esh�b-� kir�mdan oldu.

M�sl�man olduktan bir m�ddet sonra Mekke'ye karde�lerinin yan�na gelmi�ti. O zaman H�lid bin Vel�d sordu:

- Madem ki M�sl�man olacakt�n, kurtulu� fidyesi �demeden olsayd�n ya. Babam�zdan kalan h�t�ray� elimizden ��kard�n. Ni�in b�yle yapt�n?

Vel�d de �u cevab� verdi:

- Kurey�lilerin, es�rete dayanamad� da Muhammed'e t�bi oldu demelerinden korktum.

Karde�leri onu Mahz�mo�ullar�ndan ba'z� M�sl�manlarla, Ay�� bin Eb� Reb�a ve Eb� Seleme bin Hi��m'�n yan�na hapsettiler. �m�n etti�i i�in senelerce hapis yatt�. �sl�miyetin az�l� d��manlar�ndan amcas� Hi��m ile m��rik akrabalar�ndan �ok zul�m ve i�kence g�rd�.

Res�lullah efendimiz m��riklerin zulm�ne u�rayan Ay�� bin Eb� Reb�a ile Eb� Seleme bin Hi��m ve kendisi i�in ��yle du� ettiler:

- �l�h�! Vel�d bin Vel�d'i, Seleme bin Hi��m'�, Ay�� bin Eb� Reb�a'y� ve k�ff�r elinde bunal�p zay�f ve �ciz g�r�len di�er m�'minleri kurtar.

Vel�d Res�lullah�n du�s� bereketiyle bir f�rsat�n� bulup, ba�l� bulundu�u yerden ka�t�. Med�ne-i M�nevvereye gelip, Res�lullah efendimiz ile bulu�tu. Res�lullah, Ay�� bin Eb� Reb�a ile Eb� Seleme bin Hi��m'�n h�lini sorunca, onlar�n birbirlerine ayaklar� ile ba�l�, �iddetli azap ve i�kenceler alt�nda k�vrand�klar�n� haber verdi.

Ben kurtar�r�m

Res�lullah efendimiz onlar�n h�line �ok �z�l�p, kurtar�lma ��relerini arad�. Kimin kurtarabilece�ini sorunca, senelerce i�kence alt�nda kalmas�na ra�men, Vel�d, b�y�k bir ces�ret ve a�kla dedi ki:

- Y� Res�lallah! Onlar� ben kurtar�r, Size getiririm.

Tekrar Mekke'ye gelip, i�kence g�ren M�sl�manlar�n yerini onlara yiyecek g�t�ren bir kad�n� takip ederek ��rendi. Mazl�mlar, tavans�z bir binada hapisti.

Geceleyin, �l�m� de g�ze alarak b�y�k bir ces�retle duvardan s�yr�l�p, mazl�mlar�n yan�na vard�. �m�n etmekten gayri bir su�lar� olmayan, m��riklerce bir ta�a ba�lan�p; Arabistan'�n ��l havas�ndaki yak�c� s�cakl��nda her t�rl� zulme u�rat�lan mazl�mlar� kurtar�p, devesine bindirdi.

Med�ne'ye a�, susuz, yal�n ayak �� g�nde geldiler. Parmaklar� ta�lar�n tahribat�ndan par�a par�a olmu�tu. Vel�d bin Vel�d kan rev�n i�inde Res�lullaha kavu�man�n verdi�i sevin� ve huz�rla b�t�n s�k�nt�lar�n� bir bir unutuverdi.

Vel�d'in karde�i H�lid bin Vel�d, ��yle anlat�r:

"Allah� te�l�, benim hayr�m� diledi�i zaman, kalbime �sl�miyet sevgisini d��rd�. Beni, hay�r ve �erri anlayacak h�le getirdi. Kendi kendime dedim ki:

- Ben, Muhammed'e kar�� her sava� yerinde bulundum. Bulundu�um sava� yerlerinden hi�biri yoktur ki, d�nerken, ayk�r� ve yanl�� bir i� �zerinde bulundu�umu ve Muhammed'in, muhakkak galip gelece�ini i�imde sezmi� olmayay�m!

Allah taraf�ndan korunuyor

Res�lullah efendimiz, Hudeybiye'ye ��k�p geldi�i zaman, ben de, m��rik s�varilerinin ba��nda yola ��kt�m. Usfan'da, Res�lullah efendimizle Esh�b�na yakla��p g�z�kt�m. Res�lullah efendimiz, bizden em�n bir s�rette Esh�b�na ��le namaz�n� k�ld�r�yordu. �zerlerine, birden bask�n yapmay� d��nd�kse de, ger�ekle�medi. B�yle olmas� da, hay�rl� oldu.

Res�lullah efendimiz, kalbimizden ge�enleri sezmi� olmal� ki ikindi namaz�n�, Esh�b�na korku namaz� olarak k�ld�rd�. Bu, bana �ok te's�r etti. Kendi kendime, "Bu z�t, herhalde, Allah taraf�ndan korunuyordur" dedim. Mekke'ye d�nd��mde �e�itli d��nceler h�linde bocalar bir vaziyette idim.

"Nec��'ye mi gideyim? Halbuki, kendisi, Muhammed'e ba�lanm�� bulunuyor! Esh�b� da, Onun yan�nda emniyet ve sel�met i�inde bar�n�p duruyorlar. Yoksa, Herakli�s'�n yan�na gideyim de d�nimi b�rak�p H�ristiyan m� olay�m, ya da Yah�d�li�e mi gireyim? Yahut, kendilerine t�bi olarak Acemlerle birlikte mi oturay�m?" diye kendi kendime s�ylendim, d��nd�m durdum.

Ertesi sene, Res�lullah efendimiz umre i�in Mekke'ye gelip girince, O'ndan gizlendim. Kendisinin Mekke'ye giri�ini g�rmedim.

Karde�im, Vel�d bin Vel�d de umre i�in gelip Mekke'ye girmi�ti. Beni, aray�p bulamay�nca, bana bir mektup yazm�� ve mektubunda ��yle demi�ti:

(Do�rusu, ben, senin �sl�miyetten b�yle tedirgin olmak ve y�z �evirip gitmekteki g�r��n kadar �a��lacak bir g�r�� g�rmedim! Halbuki, e�ri yola gitmekten seni al�koyacak bir akl�n da var! Akl�n� kullansan ya! �sl�miyet gibi bir d�ni, kim bilmez ve tan�maz olabilir?!

Onun gibi bir adam

Res�lullah efendimiz, seni, bana sordu. "H�lid, nerededir?" dedi. Ben de, "Allah, onu getirir" dedim. Res�lullah efendimiz bunun �zerine buyurdu ki:

- Onun gibi bir adam, �sl�miyeti bilmez ve tan�maz olabilir mi? Ke�ki o, b�t�n sava� ve �abalar�n� M�sl�manlar�n yan�nda, m��riklere kar�� g�sterseydi, kendisi i�in, ne kadar hay�rl� olurdu! Biz, kendisini ba�kalar�na tercih eder, �st�n tutard�k!

Ey karde�im! En elveri�li, en yararl� yerlerde ka��rm�� bulundu�un f�rsatlara acele yeti�!)

Bana, karde�imin bu mektubu gelince, gitmek i�in, acele ettim. �sl�miyete olan iste�im de artt�. Res�lullah efendimizin s�yledikleri ise, beni �ok sevindirdi, ferahlatt�."

H�lid bin Vel�d daha sonra Med�ne'ye gelerek M�sl�man oldu.

Vel�d, Med�ne'de 629 senesinde vef�t etti.

**Orhan �elik** · 29.09.08, 20:56

Onlar yery�z� y�ld�zlar� idi,selam olsun O b�y�k insanlara...
Selam olsun Onlar�n yolunda gidenler.

**fsoyarik** · 29.09.08, 22:03

MUS'AB �BN UMEYR (r.a)

Ashab-� kir�m'�n ileri gelenlerinden K�nyesi Eb� Muhammed'tir. Mekke'nin zengin ailelerinden olup, yak��kl� ve g�zel giyinen bir gen�ti. Anne ve babas� onun �zerine titrerdi. �zellikle, Mekke'nin en zenginlerinden say�lan annesi, o�luna g�zel elbiseler giydirir ve g�zel kokular s�rerdi. Mekkeliler de onu hayranl�kla seyrederlerdi. Bir defas�nda Hz. Peygamber de onun hakk�nda ��yle buyurmu�tu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha g�zel giyinen, daha yak��kl� ve nimetler i�inde y�zen ba�ka bir gen� g�rmedim" (�bn Sa'd, et-Tabak�t�'l-K�br�, Beyrut 1960, III, 116).
Mus'ab, Mekke'de o g�n�n �artlar�na g�re zenginlik ve ihti�am i�inde ya�arken, Hz. Peygamber(s.a.s)'in insanlar� �sl�m'a davet etti�ini ��rendi. Fazla vakit kaybetmeden Hz. Peygamber'e giderek iman edip m�sl�man oldu. O s�rada Mekkeliler, m�sl�manlara yo�un bir bask� uygulad��ndan, Hz. Mus'ab m�sl�man oldu�unu ailesinden gizlemek zorunda kalm��t�. Ama o, Peygamberimizi gizlice ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Ne var ki Osman b. Talha, Mus'ab'�n namaz k�ld��n� g�r�p durumu annesi ile akrabalar�na bildirmi�ti. Bunun �zerine akrabalar� yakalay�p hapsettiler. Mekke'nin bu nazl� ve zengin genci i�in art�k �ile dolu zor g�nler ba�lam��t�.
Habe�istan'a hicret eden ilk kafileye kat�l�ncaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkan� ��k�nca, dinini daha rahat bir �ekilde ya�ayabilmek i�in Habe�istan'a hicret etti. Habe�istan d�n��nde Hz. Mus'ab'�n durumu tamamen de�i�mi� ve bu nazl� delikanl�n�n yerini, kalbi �slam ve imanla dopdolu iradesi g��l� kuvvetli, metin bir gen� alm��t�. Annesi ondaki bu kararl�l�k ve metaneti g�r�nce, �zerindeki bask�s�n� biraz hafifletmek zorunda kald�.
Bu s�rada Birinci Akabe Beyat� olmu� ve Medinelilerden bir grup �sl�m'� kabullenmi�ti. Kendilerine �sl�m'� anlatmak ve di�erlerine de tebli� yapmak i�in Rasulullah'tan bir ��retici istediler. Hz. Peygamber de bu �nemli g�rev i�in Hz. Mus'ab b. Umeyr'i g�revlendirdi. Hz. Mus'ab onlara hem namaz k�ld�racak, hem Kur'an ��retecek, hem de di�er insanlara �sl�m'� anlatacakt� ve yeni kimseleri �sl�m'a davet edecekti.
B�ylece Medine'ye ilk hicret eden sahabi Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medine'de ilk cuma namaz�n� da Mus'ab b. Umeyr k�ld�rd�� kaynaklarda ifade edilir (�bn Sa'd, a.g.e., III, 118).
Bir y�l sonra Mekke'ye, hac mevsiminde yan�nda yetmi� ki�i ile gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e �sl�m'�n Medine'deki h�zl� yay�l��n�n m�jdesini verirken ��yle demi�ti: "�sl�m'�n girmedi�i ve konu�ulmad�� ev kalmad�." Ba�ta Hz. Peygamber olmak �zere b�t�n m�sl�manlar bu habere �ok sevindiler. O�lunun Mekke'ye d�nd��n� haber alan annesi onu tekrar hapsetmek istedi. Ancak Mus'ab b�t�n bunlara kar�� olgun bir m�sl�man tavr�n� tak�narak iman�nda direndi ve annesini bundan vazge�irdi. Onun annesini �sl�m'a daveti bir sonu� vermedi�i gibi annesi de Mus'ab'� yolundan d�nd�rememi�ti.
Hz. Peygamber (s.a.s)'in yan�nda iki ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hicretten on iki g�n �nce Medine'ye vard�. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. Eb� Vakkas (r.a) ve Eb� Eyy�b el-Ens�r� (r.a) ile karde� ilan etmi�ti (�bn Sa'd a.g.e., III, 120).
Bedir sava��nda muhacirlerin sanca�� onun elindeydi. "Ras�lullah'�n bayraktar�" olarak �n yapm��t�. Uhud sava��nda da sancak yine onun elindeydi. Sava� esnas�nda m�sl�manlar�n geriledi�ini g�ren Mus'ab b. Umeyr, at�n� sa�a sola do�ru s�r�yor ve y�ksek sesle �u ayeti okuyordu: "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan �nce bir�ok peygamberler gelip ge�mi�tir" (Alu �mr�n, 3/144). Bu ayetin Uhud g�n�ne kadar nazil olmad�� ve o g�n giderildi�i rivayeti, Hz. Mus'ab'�n Allah kat�ndaki de�erini ifade eder (�bn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesinde �sl�m ordusunun sanca��n� ta��yan Mus'ab b. Umeyr'in �nce sa� kolu kesildi. Hemen sanca�� sol eline alarak sava�a devam etti. Fakat ard�ndan sol eli de kesildi. Bu defa v�cuduyla sanca�a s�ms�k� sar�ld� ve yukar�daki ayeti okumaya devam etti. Sonunda m��riklerin bir m�zrak darbesiyle �ehid oldu. Sanca�� hemen Suveybit b. Sa'd ve Eb�'r-R�m b. Umeyr adl� sahabiler ald�lar.
Hz. Mus'ab �ehid olarak yerde yatarken, g�n�n sonlar�na do�ru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'� elinde sancakla g�rd� ve "�leriye git ey Mus'ab!" diye emretti. Fakat o ki�i geri d�nerek "Ben Mus'ab de�ilim" deyince Hz. Peygamber onun Mus'ab k�l��nda sava�an Allah'�n meleklerinden biri oldu�unu anlad� (�bn Sa'd, a.g.e., II, 121).
Uhud sava��nda Ashab-� kiram'�n ileri gelenlerinden bir�ok kimse �ehid oldu. Hz. Mus'ab b. Umeyr de �ehidler aras�ndayd�. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ne kadar �z�nt�l� oldu�u y�z�nden okunuyordu. Mus'ab'�n m�barek na'��n�n ba�ucunda oturarak, Uhud �ehidleri hakk�nda nazil oldu�u bildirilen �u ayeti okudu: "M�'minlerden �yle er ki�iler vard�r ki, Allah'a verdikleri s�zde sadakat ettiler. Kimi ada��n� �dedi �ehid oldu. Kimi de (�ehid olmay�) bekliyor. Onlar verdikleri s�z� asla de�i�tirmediler" (el-Ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber di�er sahabilere, �ehidlere yakla��p selam vermelerini s�yledi ve verilen selamlar�n �ehidler taraf�ndan al�naca��n� ifade etti (�bn Sa'd, a.g.e., III, 121).
Hz. Mus'ab �ehid edildi�inde k�rk ya�lar�nda idi. Bir zamanlar zenginlik ve refah i�inde ya�ayan bu de�erli insan� kefenleyecek bir �rt� dahi bulunamam��t�. Hz. Peygamber, yan�na geldi�inde Mus'ab b. Umeyr eski bir h�rkan�n i�inde sa�lar� da��lm��, v�cudu ise k�l�� ve m�zrak darbeleriyle par�alanm�� bir durumda yat�yordu. Hz. Peygamber �z�nt�l� bir halde �unlar� s�yledi: "Seni Mekke'de g�rd��mde, senden daha g�zel giyinen, senden daha yak��kl� kimse yoktu. �imdi ise, kefen olarak sar�lm�� h�rkadan ba��n d��ar�da kal�yor." Sonra onun i�in de bir kabir a�t�lar ve o m�barek sahabiyi de Uhud �ehidleri aras�na defnettiler.
Allah yolunda can�n� feda eden bu aziz �ehid sahabi i�in Ashab-� Kiram'dan Habbab (r.a) �unlar� anlat�yor: "Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine'ye yaln�z Allah r�zas� i�in hicret ettik. Art�k m�k�fat�n� Allah'tan bekleriz. Arkada�lar�m�z aras�nda bu nimetlerden tatmadan �hirete gidenler vard�r ki Mus'ab b. Umeyr bunlardan biridir. O Uhud g�n� �ehid olmu�tu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamam��t�k. Yaln�z �ehidin bir kaftan�n� bulmu� ve bu aziz �ehidi ona sarmaya �al��m��t�k. Ancak ba��n� �rterken ayaklar� a��l�yor, ayaklar�n� kapat�rken de ba�� a��a ��k�yordu. Bu yoksulluk kar��s�nda Hz. Peygamber bize �ehidin ba��n� �rtmemizi ve ayaklar�n�n �st�ne de izh�r denilen kokulu ottan koymam�z� emretti" (Buhar�, Cen�iz 27; �bn Sa'd, a.g.e., III, 121).

**fsoyarik** · 01.10.08, 03:33

Dara�ac�ndan Resulullaha selam g�nderen sahab�:
ZEYD B�N DES�NNE

Uhud sava��nda baz� yak�nlar� �len m��rikler, m�sl�manlardan bunlar�n intikam�n� almak istediler. Al�ak�a bir pl�n haz�rlad�lar. Hemen de pl�n� tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye gidip, Resulullah�n huzuruna ��karak �u ricada bulundular: - Ya Resulallah! Bizim kabilelerimiz, �sl�miyeti kabul ettiler.
Yaln�z Kur'an-� kerim ��retmenine ihtiyac�m�z var. L�tfen bize; �sl�miyeti, Kur'an-� kerimi ��retecek kimseler yollar m�s�n�z?
��retmenler heyeti
Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 ki�ilik bir ��retmenler heyeti yollad�lar. Ba�lar�nda, As�m bin Sabit hazretlerinin bulundu�u bu heyette, Mersed bin Eb� Mersed, Halid bin Eb� B�keyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tar�k, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu.
Bu ��retmenler kafilesi, geceleri y�r�yerek, g�nd�zleri gizlenerek H�zeyl kabilesi topraklar�nda, Reci suyu ba��nda, seher vakti konaklad�lar.
Bu s�rada yanlar�nda bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlar�ndan ayr�ld�. Hemen L�hyano�ular�na gidip, haber verdi. �ok ge�meden kafilenin etraf� sar�ld�. 200'den fazla silahl� e�k�ya oradayd�.
“Bize ��retmen laz�m!” diyenler, �ekip gittiler. O g�zide m�sl�manlar�, e�k�ya ile kar�� kar��ya b�rakt�lar.
L�hyano�ullar� mensuplar�, esir ticareti ile ge�inirlerdi. Bu sebeple, “Teslim olun ve can�n�z� kurtar�n!” teklifinde bulunuyorlard�. As�l niyetleri, onlar� Mekke'de k�le olarak satmakt�. B�ylece �ok para kazanacaklard�. ��nk� Mekke'li m��rikler, kendilerine, “Yakalad��n�z her m�sl�man i�in, de�erinden fazla para �deriz” demi�lerdi.
Bunu m�sl�manlar da duymu�lard�. Onun i�in, aralar�nda isti�are ederek, �arp��maya karar verdiler. Arkalar�n� da�a d�n�p, k�l��lar�n� �ekip, Allah�n dini u�runda vuru�maya ba�lad�lar.
�kiy�z ki�ilik d��mana kar��, g�r�lmemi� bir kahramanl�kla �arp��t�lar. �zerlerine sald�ran kuvvetten bir k�sm�n� �ld�rd�ler. Nihayet �arp��a �arp��a on sahab�den yedisi okla vurularak orada �ehit d��t�.
Size yolda� olmam
Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Tar�k kalm��, m��riklerle �arp��yorlard�. �ok ge�meden m��rikler, onlar� sa� olarak yakalad�lar. ��n� de yaylar�n kiri�leri ile ba�lad�lar. Mekke'ye g�t�rmek �zere yola ��kt�lar.
Abdullah bin Tar�k Mekkeli m��riklere g�t�r�lmeye raz� olmad�. Gitmemek i�in zorland�. “Vallahi ben size arkada� ve yolda� olmam! �ehit olan arkada�lar�m bana �rnek ve �nderdir" deyip, bir zorlay��ta ellerini kurtard�. L�hyano�ullar� onu ta�a tuttular, sonunda onu da �ehit ettiler.
L�hyano�ullar�, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye g�t�r�p m��riklere y�ksek bir fiyatla satt�lar. Zeyd bin Desinne'yi de Safvan bin �meyye, Bedir sava��nda �ld�r�len babas� �meyye bin Halef'in intikam�n� almak �zere sat�n ald�.
Mekkeli m��rikler, Hz. Hubeyb ve Zeyd'i sat�n ald�ktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konu�uyorlard�. Bu hususta �e�itli fikirler ileri s�r�l�yordu:
- Hemen �ld�relim!
- Hay�r! Evvela i�kence etmeliyiz!
- Ama Haram aylar i�inde bulunuyoruz!
- Evet! Bu sebeple, hemen �ld�remeyiz! Haram aylar�n ge�mesini beklememiz gerek.
- O h�lde, hapsedelim!
- Ellerini, ayaklar�n� zincire vural�m!
Kararla�t�rd�klar� g�n geldi
Nitekim �yle de yapt�lar. Yani zincire vurup hapsettiler. Harp meydan�ndaki yenilginin intikam�n�, m�dafaas�z bu insanlardan alacaklard�. Hem de onlar�; harpte de�il, parayla pazardan alm��lard�!
Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi �ld�rmek i�in, m��riklerin kararla�t�rd�� g�n gelmi�ti. Fakat m��riklerin kin ve intikam hisleri ge�mek bilmedi.
Herkese haber verildi. Bu y�zden �ehrin zengin-fakir, gen�-ihtiyar, kad�n-erkek ve b�t�n �ocuklar oradayd�lar... Bu iki y�ce sahabenin ba��na gelecekleri merak ediyorlard�.
Bir sabah erkenden iki sahab�nin zincirlerini ��z�p, zindandan ��kard�lar. Mekke d��nda Tenim denilen yere g�t�rd�ler. ��nk� b�t�n melanetlerini, orada yapmay� �det edinmi�lerdi.
Bu iki Allah ve Resulullah dostu ise, heyacanl� de�ildiler. Yolda kar��la��p g�r��en bu iki sahab�, kucakla�arak, birbirlerine u�rad�klar� belaya sabretmelerini tavsiye ettiler.
Hz. Zeyd, son namaz�n� k�ld�ktan sonra, Mekkeli m��rikler, onu tutup dara�ac�na kald�rarak ba�lad�lar. Y�z�n� k�bleden Medine'ye do�ru �evirdiler. Sonra dediler ki:
- Haydi d�ninden d�n, seni serbest b�rakal�m!
- Vallahi dinimden asl� d�nmem! B�t�n d�nya benim olsa, bana verilse, yine de �sl�miyetten d�nmem!
- �imdi senin yerine Peygamberinin olmas�n�, onun �ld�r�lmesini, sen de evinde rahat oturas�n ister misin?
- Ben Muhammed aleyhisselam�n, de�il benim yerimde olmas�n�, Medine'de y�r�rken aya��na bir diken bile batmas�na asl� raz� olmam!
- Ey Zeyd, �sl�m dininden d�n, e�er d�nmezsen seni muhakkak �ld�rece�iz!
- Allah yolunda olduktan sonra, benim i�in �ld�r�lmemin hi� ehemmiyeti yoktur.
Bu konu�malardan sonra Zeyd bin Desinne, “Ya Rabbi, selam�m� Resul�ne ula�t�r” diye du� etmi�ti. Allah� te�la da onun du�s�n� kabul etmi�ti.
M��riklerin karar� iyice kesinle�ti. Safvan bin �meyye, azatl� k�lesi Nistas'a i�aret ederek, Hz. Zeyd'i �ld�rmesini istedi. Nistas m�zra��n� Hz. Zeyd'in g��s�ne saplayarak s�rt�ndan ��kard�. B�ylece, Peygamber �� Hz. Zeyd, cennetteki makam�na y�kseldi.
Hz. Zeyd'in �ehadetini haber alan Peygamberimiz ona du� buyurdu.

Giri� / Kay�t kapat

Nizip'e Ho� Geldiniz

Nizip Tarihi

Nizip'e Ula��m

Tarihimiz K�lt�r�m�z

Duyurular

Turizm

Okullular

Edit�rler

Firma / Kurum TELEFON ve ADRES REHBERi

Konu: Sahabelerin �rnek hayatlar�

Se�enekler

Sahabelerin �rnek hayatlar�

Bu Konu i�in Etiketler