Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş mânâ.
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek için ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK...
a.karakoç
Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş mânâ.
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek için ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK...
a.karakoç
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Fatih abi siz bu a.karakoç' u çok sevdiğiniz belli bende onun şiiri sonrada şükriye tutkun'un seslendirdiği bir şarkıyı paylaşayım sizinle...
Mihriban(AŞK)
Mihriban
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
‘Yâr’ deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin
bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış
bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın
tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın
anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim… Çözülmüyor Mihriban.
Konu Gökhan Dokuyucu tarafından (24.05.08 Saat 12:17 ) değiştirilmiştir.
MARTILAR Kİ
Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı
Ve öylesine harlı ki
esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak.
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
Boğazın iki yakasından
Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında sevgili öfkemle benim
Yanacak bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını
ısıtsın diye martılar
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin
can yücel
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
AYRILIK SEWDAYA DAHİL -1-
görinen yıldız değil yir yir delinmişdür felek
gün yüzünün hasretiyle tir-i ahımdan benüm
necati
1.
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın..
atilla ilhan
-2-
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan..
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
ayrılık sewwdaya dahil 3
.
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili..
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
ayrılık sewdaya dahil 4-
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
AYRILIK SEWDAYA DAHİL-5-
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız..
ATİLLA İLHAN...
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
yaşama sebebi
sıkmışım dişlerimi gözlerim kanayana kadar
çeyizimizde hüzün motifleri
göçebe bir ağıt göğsümün derinliklerinde
bu aşkın dönüşü yoksa
duman kırığı gözlerinde gecenin hıçkırıkları
kırık keman sesi ve adağım var
moraran hercai düşlerim ateşi delip ıslatır mendilimi
kalbime dolar -sonsuz uykuma- korkuya susamış yasadışı bir rüzgâr
bu aşkın dönüşü yoksa
suya düşer kokusu menekşelerin
deniz her zamankinden daha köpüklü
serçeler bi garip ötüşlüdür
martıları mavnalarla başka türlü danseder hamuruna sevgi katılmış bu dünyanın
küflü yüzler yok hiçlik de
hani ne derler gözlerinden öperim çocuk,gamlı sevda, şiir
ne'm kalır geriye gülüm seni alırlarsa benden
tiksintiler toplamı umutsuzluk sapağında ölüm...
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
YETER Kİ GEL
Üzülme her hafta gelemem diye
Haftada olmazsa ayda gel canım.
Üç yüz altmış beş'i böl on iki'ye
Sırala otuz'u say da gel canım.
Bekletme geciken müddet ziyandır
Güzele kin,öfke,hiddet ziyandır
Varsa gurur,kibir,şiddet ziyandır
Onları orada koy da gel canım.
Kitap 'aşk masal' der,yıkar bırakmaz
Akıl 'tedbir al'der çöker, bırakmaz
Korku 'gitme kal'der çeker, bırakmaz
Sen gönül sözüne uy da gel canım.
Yazı,güzü,kışı bahar zamanı
Yaşadın bilirsin ki her zamanı
Dinle rüzgârları seher zamanı
Uzaktan sesimi duy da gel canım.
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Yavaş yavaş ölürler
seyahat etmeyenler
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar
müzik dinlemeyenler
vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar
yavaş yavaş ölürler
onurlarını yıkanlar
hiçbir zaman yardım
istemeyenler.
yavaş yavaş ölürler
alışkanlıklara esir olanlar
her gün aynı yolları
yürüyenler
ufuklarını genişletmeyen ve
değiştirmeyenler
elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyen
veya bir yabancı ile konuşmayanlar
yavaş yavaş ölürler ihtiraslardan ve verdikleri heyecandan kaçanlar
tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar
yavaş yavaş ölürler
yavaş yavaş ölürler
aşkta veya işte bedbaht olup istikamet
değiştirmeyenler
rüyalarını gerçekleştirmek için risk
almayanlar
yavaş yavaş ölürler
Pablo Neruda
Öyle dost.. Öylesi dost
dost
uzakta
gurbet ellerinde
dost
mızrabı
gönül tellerinde
dost
sevgi de
paylaşım da
dost
ekmeğimde
zehir de olsa aşım da
dost
yaşanılan anların hazzı
dost
katlanılan çilenin avazı
dost
en uzun soluk
yaşam nefesi
dost
en uzun çığlık
mutluluk sesi
dost
rafine rafine imbik imbik
dost
sevda da yumak sevgi de ilmik
dost
yokluğunda sızlar yare
dost
yoksunluğunda yürek pare pare
dost
Veysel de kara toprak
dost
Pir Sultanın gülün de yaprak
dost
Mevlâ’na da gönül aynası
dost
Yunus da açan vuslat sayfası
dost
idealim yıldız yıldız
dost
eksikliği kaygılarımız
dost
eksiği acım
dost
varlığı ilacım
öyle dost
öylesine dost
“Gerçek dostlar yıldızlara benzer, karanlık çökünce ilk onlar gözükürler.”Mahir Özel
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.YUNUS EMRE
Dost
Dost vardır ekmek gibi
Acıkınca ararsın
Dost vardır akrep gibi
Sen ondan hep kaçarsın
Dost vardır ilaç gibi
Sen hep onu ararsın
Dost vardır
Yağmurla toprak gibi
Nasıl toprak kurumuş
Hasretse yağmura
Dost vardır öyle
Hasrettir dostuna
Dost vardır yakut gibi
Kullanıldıkça parlar
Dost vardır pamuk gibi
Kullanıldıkça yıpranır
Dost vardır ırmak gibi
Seyrine doyamazsın
Dost vardır ateş gibi
Dokunursan yanarsın
Dost vardır dolunay gibi
Geceni aydınlatır
Dost vardır güneştutulması gibi
Gündüzünü karartır
Dost vardır'AZAD'gibi
Uzaktır ma yürekte
Dost vardır 'HASRET'gibi
Özlemle beklenilmekte...Ömer Sevim
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.YUNUS EMRE
Gönüller Yapmaya Geldim
Benim burda kararım yok
Ben burdan gitmeye geldim
Bezirgânım, mallarım çok
Alana satmaya geldim
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim
Dost sarhoşu deliliğim
Âşıklar bilir neliğim
Değiştirip ikiliğim
Birliğe yetmeye geldim
O hocamdır, ben kuluyum
Dost bahçesi bülbülüyüm
O hocamın bahçesine
Şad olup ötmeye geldim
Burda tanışık olanlar
Orda bilişirler imiş
Tanışıp da hocam ile
Halim arz etmeye geldim
Siz Yunus'tan sorun haber
Dost nerde ise anda var
Haberi gel gör benden al
Ben onu görmeye geldim
bireysel emekli, sadece üye...
Yunus derki ey hoca
İstersen git bin hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir.
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Doğru olsun özü sözü
Harama kaymasın gözü
Tebessümle dolu yüzü
Gönül arar şöyle bir dost.
Varlığımda hep yanımda
Yakın olsa darlığımda
Hastalık ve sağlığımda
Gönül arar şöyle bir dost
Hatama nasihat etse
Düşünce elimden tutsa
Benle derdini unutsa
Gönül arar böyle bir dost
Dünyada sırdaş hem yoldaş
Ahırette sağlam kardeş
Her anımda bir arkadaş
Gönül arar böyle bir dost.
Dost insanı vezir eder
Dost insanı rezil eder
Şakir ya da kâfir eder
Gönül arar doğru bir dost
Dünyada dost olsa yeter
Dostla kalmaz acı keder
Onsuz hayat daha beter
Dost ararım, dost, dost, dost.
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.YUNUS EMRE