Sevgili arkadaşlarım, işlerden fırsat buldukça bir şeyler yazmaya gayret ediyorum. Bu günde Fattım bacıyı yazdım biraz zaman aldı ama sonundada yazdığıma değdiğini umuyorum. Burada yazmış olduğum yazıdaki olaylar ve ismi geçen şahısların gerçekle alakası olmayıp, sadece ve sadece hayali olarak yazılmış bir yazıdır. Aslında bu yazıyı bölüm bölüm yazıp burada yayınlayacaktım. Ama sonradan sıkıcı olmasın diye bir sayfada yayınladım. Burada geçen konular eskiden yaşanmış olayların hayali versiyonudur. Başlık parasının kalın dendiği, talipli geldiğinde düyürcü dendiği o yılların unutulmaya yüz tutmuş dilinden yola çıkarak yazdım. Umarım okudukça keyif alırsınız. Bakalım unuttuğumuz ne kadar kelimeler varmış hatırlayalım dedim. Selam ve sevgilerimle.
Kuması yüzünden Fattım bacının başına gelenler
Fattım Bacı gene tağanın annacına kurulmuş, konşusu Sürmeli Zekiye’gilin hayadını gözliydi…
Derken epey şendiğin geldiğini gördü. Fattım bacıda kızı süslü Hadduç’u çağırdı… Hadduç’dan ses gelmeyince ‘’Yaşın kara gele Hadduç, gene kimin zibilini döküysün gene’’ diye bağırdı. Hadduç mahsim de gene her dayımhı kimin yüzüne gözüne birez boya sürme çalmışdı. Anasının beddaa verdiğini eşidir eşitmez boyaları sürmeleri bi yana fırlatıp ağzını gözünü silerekten anasının yanına geldi. ‘’Buyur anam beni mi çağırıydın’’ dedi. Fattım bacı da ‘’ kimi çığıracam senden benden başka bu evde kim var kine. Gözüm gene eyi farketmiy. Hele bak şu Sürmeli Zekiyegilin evlerinde Allah heyrine bi hallar var. Gelen geden noluy ola?
Heyir heyir kötü bi şey yok şükür. Sürmeli Zekiye kızı Naciye’yi Kör Ali’nin oğlu Bakkal Hasan’a vereceklermiş.’’ dedi. Fattım Bacı ‘’Yırak olaa anam kızım sen bunları nerelikden duyuysun ola! Zatı bu Bakkal Hasan evli delmidi ki? ’’ Hadduç ‘’bene bunun hepsini Kambır Mısdava’nın kızı sidikli Cemile didiydi ben de inanmadıydım. Ana dimekkine hepside sahmiş. Ana sen bakkal Hasan evli diysin de taman haşe buradan avradı olacak Kuru Beşire’nin kaç seneden belli heç uşağı olmiymiş. İlk başlarda bir iki tene uşak düşürdüm dise de kimse kendine inanmamış. Herifi olacak Bakkal Hasan da bunun üstüne bi tene kuma getirecekmiş.’’ dedi.
Fattım Deyza ‘’Dimek el kadeni kızı, eşek kadeni herife mi ilayık görüyler. Vah yavrım Naciyem vah. Benim kimin senin de ne kara kaderin varmış. Dimek bi sohum uşağı kuma üsdüne layık görüyler. Kele anam bu nasıl konşuluk, bu nasıl hısımlık. İnsan bi danışır. ‘’Kele Fattım bacı Naciye’yi kuma üstüne isdiyler amma sen daha eyi bilin. Sen kuma üsdüne evleniksin. Hem de üsdüne sonadan acer bir kuma gelik. Nasıl olur acep’’ diye. ‘’ Kızı hemene kapıp da kaçan mı var ele del mi. Haksız mıyım kızım Hadduç’’ dedi.
Hadduç da ‘’Aman ana saa ne gereği var. Kimse saa danışmıysa nedicen hös de otur’’ dedi.
Dirken Fattım bacının geçmişi bi hayel kimin gözünün urgundan geçmiye başlamışdı.
‘’Ah kızım ah! Allah heç kimseyi kuma üsdüne getirtmesin, kuma üsdüne götürtmesin. Bu işler heç göründö kimin del. Bu işler yeen çetin işler. Karşındahı kara yazılı anan ne çileler çekdi de ne günner gördü. Ne demiş Atalarımız ‘’İçim beni yakıy dışım eli yakıy’’ Ne güzel sölemiş sölüyen ağzına salık.
İşde Hadduc’um ciyerim ben de bi zemanlar Naciye kimin genç irisi çıhıkdım. Sohakda hakke söyler oyun oynar gezerdim. Köyümüzün de en güzel kızıymışım. Ele dirlerdi. Hatta ohula bile bes bi ay getdim. Bubam İrbaam Çavuş; kızım göze gözükür oldu diye ohuldan da çıhardıydı. Bi gün şehirden bizim köye baa bakmıya düyürcüler gelmişlerdi. Sona da herbişey ardı ardına sökün etdi. Yirmi günün içinde de etdi eylediler. Anamgil 450 Lira kalını aldılar. Anamın etekleri zil çalıydı şehir yerindeki kızlara da aynı parayı veriylermiş değerini bil kızım diye hıs hıs gülüydü. O zaman aklım ermiydi ne biliym beki de anamın da yüree yanıydı amma baa belli etmiydi.
Heç dimedilerkine bu dırnak kader uşaa şehir yerine kuma üsdüne veriyk amma eyi mi olur kötümü olur diye de heç düşünen olmadıydı. Ammelbeter anam koltoma koltoma sohulup ‘’Kurban olam kızım, şansın yavuz çıkdı. Köy yerinden kurtuluysun, şehirde heç olmazsa köylüler kimin ekmek etme derdin olmaz. Ahır mahır pekleme derdin olmaz ‘’ didiydi. Anamın o an ne ahıldan bana öyle dediini bilmedim. Zatı 13 yaşındaydım uşakdım işde… Şehre gezmiye gedicem belliydim. Ya işde bele yavrım. Bu ananın çilesi beyleliknen başlamış oldu.
Neyse beni alladılar pulladılar ellerime saçlarıma kınaları yakdılar bi de beşibir yerde dakdılar o da ayretiymiş sonadan örgendim. Bir kaç kat zubun aldılar bi iki çüt kondura aldılar beni Antebe getirdiler. Ben de sevincimden ölücem Antebi heç görmemişim içim içime sığmıy herkeşin yüzüne bahıp bahıp gülüymüşüm. Kaynanam olacak kadın koluma bi çimdik atdı ki, gözümden ataş çıkdı belledim. Yuhalık etmeli delmişim. Gelin dedin süzülürmüş. Gülen gelini makbul saymazlarmış. Ben de ne biliym anam kaç kelle gelin oldum ki, uşak aklı işde birezden unutup yenişden gülüydüm. Çünkü çok seviniydim. Zatı o gülmelerim hayatımın son gülmeleri oldu. Şu yaşıma kader de gülmedim gülemedim…Dert adamı çabık böyüdürmüş… Eve geldik. Herifim olacağın ilk avradını gösterdiler öp kız bacıyın elini bundan böyle bu evin içinde o ne dirse o olcak didiler. Kumam de ilk başlarda kücük gelin diye beni yere yurda komazdı. Sona noldusa oldu. Benge durmamıya köylü eşşee demiye başladı. Kücük oldugum için işleri kendi kendime yapamıydım. İlle birinin sölemesini bekliydim. Sona kumam Ayten Bacı hasdelendi. Zatı iki sene sona da sizlere ömür geçindi. O öldükten sona kimi didi ki, ‘’Bacım kadın netsin kuma koley mi marahından çatladı, kimi didi ki, rahmetli Ayten içerliydi kumada kendini yidi bitirdi’’ didilerdi. Benim de zatı uşam olmuydu… Evleneli tam beş sene geçmişdi ben de onsekizime girmişdim. Onsekiz yaşından küçük olduum uçun o zamana kader resmi nikah da kıydırmamışlardı. Kaynanam ’’ Resmi nikah kıyma oolum, beki bunun da uşaa olmaz salarsın bubası evine’’ demişdi.
Bi gün bakdımkine bizim herif çirtim çirtim kılavlanıy geyinip kuşanıp gediy… Daha yeni genç oldum için kıskanmayı da bilmiym. Aklıma kötü kötü şeylerde gelmiy. Bi gün karşı konşumuz baa ‘’ Kele Şaziye benden duymuş gelme de taman anam herifin senin üsdüne bi tene kuma getiredekmiş. Bunun için kaynanandan herifin iki günün birine geyinip kuşanıp kız bakmıya gidiylermiş zatı kızı bulup her işi de bitirmişler böön de sabehde acer kuman gelir bekle sen.’’ Dedi kimin, Aman Hadduc’um Allah kimsenin başına vermesin ben orda carhadanak yere yığılmışım. Burnuma kolonya kohuladıp ayılttılar amma yürem gürp gürp atıp nerdeyse kuş olup dışarı uçacak. Ben kumalığın ikisini de dattım. Hem küçük kuma oldum hemi de böyyük kuma oldum. Rahmetli kumam Ayteni o saat eyi anladım.
Diyken boban olacak kabirinde yatmıyasıca acer kumamı eve getirdi. A şeyle bi göresin gözünü bir an birbirinden ayırmıylar. Göre ben böyük kumayım amma üsdüme gelen küçük kumam Miyese benden tam yeddi yaş böyyükdü. Bakdımkine ikisi de benden irahatsizler. Boban olacak herif dur ben seni anangile köye götürüym acı birez kafanı dinnersin didi. Acep ben mi kafa dinliyecem yoksam ondar cicim aylarını ben olmadan daha mı eyi geçirmek isdiylerdi. Beni anamgilin yanına götürdü. Uşam devşem olmadığı için bi şey de diyemedim.’’ Sona gelir seni götürürüm ‘’didi. Aradan iki ay geçdi. Ben bu arada kusuyum, maadem bulanıy, başım dönüy… Anam ‘’noluy kızım neden bu kader marak ediyn’’ diy. Sona bi gün karnım da berk sancılanınca anam beni ebeye götürdü. Allahın işine bak beş seneden belli uşam olmiydi. Ebe demesin mi ’’ Kızım sen iki aylık yüklüsün, sevinek mi üzülek mi nedecemizi şaşırdık.’’ Bobam herifime köy otobosundan haber saldı. ‘’Acele gelmeliymişsin avradın berk haste’’ diye. Boban olacak boyu bosu devrilesice geldi.’’ Yeri hazıllan da seni tokdura eledim’’ dedi.
‘’Ben de lüzum yok şindi eyiyim. Zatı iki aylık yüklümüşüm beyle şeyler normalmiş…’’ deyince bobayın yüzü bi tahef oldu. Sen Allahın işine bak Miyese de yüklü. Şaziye de ‘’didi amma eyi sevindi. Beni Antebe evimize getirdi eve gelmezden evvel ‘’göynün ne isdiyse saa yidirim avrat’’ didi. Eskiden biz utanırdık. Herifimizden bi şey mi isdiyebilirdik. ‘’Yok bi şey isdemiym’’didim o da bi da heç sormadı. Aradan günler aylar tez gelip geçti ikimizinde uşaa oldu. Benim kızım oldu bubanın suratı yer süpiriy. Ben ne istesem alan buban sen doğduktan sonra bana çemkirmeye başladı. Kötü davranmaya başladı neymiş benden erkek uşak bekliymiş. Ey hanan haraba kalada yurdun yuvan dağıla herif. Sanki uşak siparişten geliy benim elimden oliy sanki. Evde yimee datlı bişirik acı yiyik bu adamın kahri çekilmez oldu. Baban ise kumamam olan Miyese ile ilgileniy bene gıcık veriy. Avrat aha ben çarşıya gidim canın bir şey istiymi ne istiyse getirim dimeye başladı. Bende elim börgümde onlara bakim. Neyse kızım senin kırkın çıkarken kumamda doğurdu. Kara yere doğurasıca yanı yanı doğurasıca, onunda bir oğlu oldu. Kumam Miyesenin kihını palta kesmiy, bedeni yıkılasıca buban ona bir cumhuriyet altını taktı. Katmer getirdi yide kuvvetlen avrat didi. Oğlanın adınıda kayın bubamın adını Cuma koydular. Hay Cuma günü başına kara gelede yanı yanı gezesin. Ah yavrım buban aklıma geldikçe beddaanın bini bir para bende, ben buna intizar etmimde kime intizar edim. Ben etmesem bile gemiklerim eder. Kumam 20 gün nefse yattı. Buna günlük süt geliy, kebaplar geliy, kendine bir bardak çay doldurmayan buban, kumam Miyeseye kendi eli ile ayranı ayranı dolduriy. Eee işte etme bulma dünyası sen sabırlı olursan Allah sana gösterir derler ya ayni ele oldu. Kumamın oğlu allah kimseye vermesin Kara Kızamığa yakalandı. Yavrım yavrım çocuk ataşlarda yaniy uşağı goktura götürmek aklarına gelmiy ha bire bebek aspirini veriyler çocuk yattığı yerde silkeleniy. Uşağın ağzına cadi, afatı ısliyler uşağa veriyler. Mahsim yandı yandı getti. Ben dayanamazdım uşağı ben emzirirdim. Neymişte uşağa ben maraklı süt vermişimde bu çocuk bele yeenleşmiş. Benim sütümde ele bir keremet olsa kızım, bubanın aşına südümü sağar zehir ederdim. Mahsimin suçu günahı yok ben niye ele verem. Aynı südü sene verim sen tokkaç kimin oldunda o uşağımı zehirliyecek. Ahh kızım ah, bu uymaca akıllı buban onun bunun sözüne baktı, nazar dediler, yel geçmiş dediler, hocaya götürün kaat yazdırın dediler. Çocuğun döşünde kaattan tutturda şebe, mazıya, yüzerliğe kadar hatta gözü çıkasıca buban göz boncuğunun çeşitlisini getirdi. Bir parça uşak bu kadar çileye dayanamadı getti. Getti ama sanki benim ciyerim gitti. Valla kızım ben o bir parça uşağa yandığımı, buban ölse belkide o kadar yanmazdım.
Kumam Miyese bana karşı çok eyi oldu biz ayni bacı kardaş kimin olduk. O da anladı kimin eyi kimin kötü olduğunu, keşke o uşağa bir şey olacağına, bedenini yallı parçalıyasaca bubana olmalıydı.
Bubanda sanki 20 yaşında yiğit yitirmiş kimin eve geliy ses hanek vermiy yimeni yiy zıbarıp yatiy. Bizde eve ha it geliy, ha gendi geliy yüz vermik. Biz bir kere kumamdan eyi olmuştuk. Bir birimize şunu şurdan şuraya kaldır dimik çok iyi geçiniydik. Taa ki buban arakıya başlıyana kadar. Arakıyıda içmesinide bilmez, bir bardak içisin kendini bir şey beller bağırır çağırırdı. Bir de bir türkü alışmış “Vay dünya dünya yalansın dünya” onu sölerdi. Hele bu türküyü sölediği zaman isterdimki, sürgü burunlu yumurta topuk kondurasını ağzına depeyim derdim.
Yaaaa kızım bir de dövmeyi eli alıştı eve serhoş geldimi eline ekmek döndereceni alır beni vur babam vur. Her tarafımı kara mor yaktı. Bunun derdi bir gün deel iki gün del her gün her gün çekilecek dert değil. Artık dayanamadım dedene haber saldım. Habeş ve Ahmet dayın duymuş geldiler, “biz bacımızı sohaa atmış delik nedir senin bu ettiğin bacımıza, dedi. Ağalarım benim kimin babayitti, buban kimin dört tene iti altına alıp dövecek kadarda gözüleri karaydı. Get allahından ıstıfıl ol elimizde kalacan mapıslarda senin kimi itin yüzünden çürüdüğüne deymez dediler ” beni tekrar köye getirdiler. Köyde saada baada ağamlar baktılar. Senin bir dediğini iki etmediler. Sonadan duyduğuma görede kumam Miyesede bubana dayanamamış gardaşlarına haber salmış. Onun gardaşlarıda çok akisler, çok zalımlar bunu ellerine almışlar eyi dövmüş hım hış etmişler. Vuranların atasına bubasına rahmet, duydum nasıl sevindim. Hatta evde sevincimden senin elinden tutup dilans sekmiştim. Bubanda evde tek başına kala kala içine ata ata ince hasteliğe tutulmuş. İki avrattan tek başına orta yerde kaldı sonundada sokak iti kimin evde tek başına öldü. Öldüğünü konşular bir hafta sonra evden gelen kokudan anlamışlar. İşte kızım “alma mazlumun ahını” diye boşuna dimemişler. Bu herif ne küçük nede böyük sözü dinlerdi.
Başına olacağı taa o zamandan belliydi. Kızım benim çektiğimi allah ne sana göstersin, nede bu hakkiyemi okuyan vede dinliyen Nizipli kardaşlarımın ve bacılarımın başına vermesin.
Amin aney amin. Aha buraya ben yazim. Bu konuştuğumuzu Abdurrahman ağam erinmez bunu internette yayınlar.
"Sahmi diysin kızım yırağ ola ağamgilin habarı olursa beni tiftik tiftik ederler"....