Ben en çok dutu sağlığımı bozan ağaç diye hatırlarım..
Sanırım yıl 1985.
HAziran ayının ortalarından bir gün.
Gözlerimi GAziantep Devlet Hastanesinde açınca babama soruyorum.
Niye burada yatıyorum..
Babam benim sesimi duymaktan sevinç duyuyor ve ağaçtan düştüğümü söylüyor. .
Ağaç işte dut ağacı ve ben yüksekçe bir dut ağacından düşerek Kalça Kemiğimi çatlatmışım. .
Zor bir durum. Çatlak kemik... .
Gözlerimi açmamla vücüdumun her yerinden acı duymaya başlıyorum. .
Sol kolum şişmiş , Dudaklarımı düşerken dallar parçalamış, kafamın çeşitli yerlerinde kırıklar... .
Allah düşmanıma ve Huzeyfeye bilevermesin... .
Sol ayağımı oynatamıyorum... .
Antep hastanesimüdaheleetmek istemiyor ve beni Adana Tıpa yolluyor.. .
Oraya gidiyoruz, Günlerden pazar, doktor yok.. .
Babamın kafası atıyor. .
Bu arada onu bir arkadaşı ... Adanaya yanımıza geliyor. .
Antepte bir doktor var sen ona götür diyor... .
Tam hatırılıyorum benim ambulansım bir reno stejin... .
Geri dönüyoruz.... .
Yanımda Amcam, babam, bir akrabamız.. .
Kalabalığız yani... .
Adanadan Antebe geri dönüyoruz. .
Şimdiki belediye başkanını Asım Bey... .
Benim filimlerimi inceliyor. .
Gülüyor bana... .
Tamam diyor... Ben bunu ameliyat edebilirim... .
Kalça Kemiği çatlayanların o ayakları kısa kalır ve aksarlar.. .
Aksayacak mı diye babam doktora soruyor... .
Kesin bir şey diyemem ama yok diyor....
Babam seviniyor... .
Ameliyata alıyor Asım Bey beni... .
Üç ay vücüdümun tümü alçıda kalıyor... .
tam üç AY... Dut yüzünden ben bırakın ayağa kalkmayı... İki ayağımı toplayın yan bile yatamıyorum. .
tam bir robot vaziyeti. yani... .
Anamdam emdiğim süt o Nizip sıcağında burnumdan geliyor tabi... .
Yarım kilo dut yüzünden... .
Kasım Hocam dut deme başka ne dersen de tamam mı. .
.
.