"font-size: 10pt; font-family: Verdana" "font-size: 10pt; font-family: Verdana" Gülmek, gönlün inşirahına, latife ise muhabbet ve sevginin artmasına vesiledir. Onun için bazen gülümsemek, bazen de latifede bulunmak, silkinişe, iç dünyanın rahatlamasına vesile olur.

[u]Ama gülmenin de bir yeri vardır. Dimi Yanii.
</u
"font-size: 10pt; font-family: Verdana"

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" Rivayet olunur ki, eski dönemlerde bir Osmanlı paşası, taşrada teftişe çıkmış ve uzun bir zaman geçtikten sonra evine dönmüş ve evinin kapılarını kapatmış ve karnını tuta tuta, höyküre höyküre gülmeye başlamış. .

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" Paşanın gülmesini seyre duran lalası, &ldquo;paşam niye gülüyorsun&rdquo; diye sorunca, paşa; .

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" &ldquo;Hani ya lala. Bundan bir hafta önce bir kazaya gidiyorduk ya. O gün eşeğini kaçıran bir köylünün paytak paytak koşarak kovalaması gözümün önüne geldi. Onun için gülüyorum.&rdquo;demiş. .

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" Bunun üzerine, paşanın lalası, &ldquo;paşam aradan bunca zaman geçti. Niçin o zaman gülmediniz de, bugün gülüyorsunuz&rdquo; diye sorunca, paşa cevabı yapıştırıvermiş; . "font-size: 10pt; font-family: Verdana" &ldquo;Olur mu lala. O zaman gülseydim mehabet-i devlet nice olurdu&rdquo; demiş. Böylece nerede ve ne zaman gülünmesi gerektiğinin ölçüsünü vermiştir.

"font-size: 10pt; font-family: Verdana"

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" Bir zamanlar İbnülemin bir baloya davet edilmişti. Etrafını çeviren kadınlardan biri üstadın önünde durarak, &ldquo;Beyefendi ahdim var, sizi bir kere öpeceğim&rdquo; der ve öper. . "font-size: 10pt; font-family: Verdana" Bu duruma sinirlenen, bir nevi barut fıçısına dönen Mahmut Kemal kadına sorar: &ldquo;senin kocan yok mu?&rdquo; Kadın &ldquo;var efendim, işte şu adam&rdquo; diyerek işaretler. İbnülemin Mahmut Kemal bu sefer adama dönerek, &ldquo;beyefendi, alnınızın iki tarafında kaşıntı hissediyor musunuz&rdquo; diye sorar. Adam &ldquo;ne gibi efendim&rdquo; der. İbnülemin bunun üzerine taşı gediğine koyar ve &ldquo;boynuz çıkacak yerlerde önce bir kaşıntı başlar da&hellip;&rdquo;
"font-size: 10pt; font-family: Verdana"
İlahi "font-size: 10pt; font-family: Verdana" İlahi İbnülemin Mahmut Kemal. Şu anda yaşasaydı sokaklarda, balolarda, ev toplantılarında hanımlarını başka erkeklere öptürenlere acaba ne derdi? . Şu anda yaşasaydı sokaklarda, balolarda, ev toplantılarında hanımlarını başka erkeklere öptürenlere acaba ne derdi?

"font-size: 10pt; font-family: Verdana"

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" Yine İbnülemin Mahmut Kemal, rektörlüğe seçilen Prof. Dr. K. İsmail Gürkan’ı tebrik için telefonla arar, ancak ulaşamaz. Bunun üzerine Prof. Dr. K. İsmail Gürkan’a bir mektup yazar ve gönderir. Mektupta; . "font-size: 10pt; font-family: Verdana" &ldquo;Rektörlüğünüzü tebrik için Rektörhaneye, devlethaneye (eve), hastahaneye telefon ettim, sizi bulamadım. Acaba siz bu hanelerden gayrı bir hanede yani tımarhanede, umumhanede, mahpushanede mi bulunuyorsunuz?&rdquo; Bugün latifenin böylelerine de ihtiyacımız vardır.

"font-size: 10pt; font-family: Verdana"

"font-size: 10pt; font-family: Verdana" İbnülemin Mahmut Kemal’e sorarlar; &ldquo;Efendim öyle kimseler vardır ki, hiç layık olmadıkları halde isimleri dillerde dolaşır, sık sık gazetelere konu olurlar. Oysa siz alim bir zatsınız. Adınızı kimse anmaz. Bu ne iştir anlayamıyoruz.&rdquo; Üstad hemen cevabı yapıştırır:
"font-size: 10pt; font-family: Verdana" &ldquo;Ben yıllarca bilmek için okudum, okuyorum, onlarsa bilinmek için okudular, onun için öyledir.&rdquo; Bilenle bilmeyen bir olur mu? Bilenler ebedileşir, taklitçiler, nevzuhur her türlü türemeler çok çabuk unutulur. Ülkemizdeki kazip şahsiyetlerin unutulduğu gibi. İsimleri sadece mezar taşlarındadır. Alimler eserleri ile, e&hellip; semerleri ile anıldığı bir dönemden geçiyoruz. .

Edited by - İ.H.Er. on 10/19/2006 07:16:50 AM