Karkamış ! ... Söylendiğinde tarihten çağrışım yapan ve belki de tarihle yaşıt olan bir yer adı. Yine bir çok tarihi olayların mekanı ve olaylara ışık tutan bir tarih yığını. Tarihçiler büyük Hitit Krallığının bir arşivinin şimdiki tümsek yığınının altında olduğunu söylüyorlar. Eğer o arşive ulaşılsa kim bilir İlk Çağ Anadolu tarihinin nice bilinmeyen karanlık dönemleri gün ışığına çıkacaktır. Tarih boyunca Anadolu, Mezopotamya ve Mısır üçgenin de hep stratejik konumda olmuş, bir çok uygarlıklara beşiklik etmiş bir tarihi mekan. Ana hatlarıyla belirlenen bu yönü Karkamışın tarihi yüzünü teşkil eder. Fırat buradan terk eder Anadolu topraklarını. Doğunun sarp,kıvrımlı ve derin vadilerinden coşkulu akan Fırat bu noktada yorulur ve belki de o yüzden sakin ve hülyalı akar buralarda. Geniş bir alana bir yelpaze gibi yayılır, içinde adacıklar oluşturarak boz kır içinde ormanı andıran yeşilliği ile adeta bir cennet gibidir. Antik kentin tepesinden Fıratı seyredenler kendilerini Boğaz içinde hissederler. Fırat en güzel buradan seyredilir. Tarihi Demir yolu Fırat köprüsü işte tam bu noktadadır. Görkemli bu muhteşem dev eser sanki yeşilliğin arasında kaybolmuş gibi. Fırat ilk kez bu köprü ile aşılmış bundan yüzyıllar öncesinde. Ve onun hemen birkaç kilometre üstünde son teknoloji ile inşa edilmiş bulunan baraj Fıratın son gemlendiği yapıt. İşte bütün bu yönleri birleştiğinde ortaya bu kez de Karkamışın Turizm yüzü çıkar. Ve nihayet Karkamışın hemen önünden Batıya doğru uzanan verimli barak ovası ve onun üzerinde oluşmuş Barak kültürüyle Karkamış bir kültür merkezi olma özelliğine sahip bir yerleşim alanı.
Bu kadar özelliklere,güzelliklere sahip olmasına karşın ne yaz ki Karkamış bu gün için Sosyal ve Ekonomik alanda,gelişmişlik ve kentleşme yolunda arzu edilen seviyenin çok gerisinde kalmıştır. Kimileri buna Karkamışın kaderi, kimileride makus talih demiş ve bunun değişemeyeceği inancı içerisinde olmuşlar. Ancak bunun hiçte kader yada kırılmayacak bir makus talih olmadığı bilinci içerisinde olan ve bu inançla göreve gelen Belediye Başkanı Nuh KOCAASLAN göreve geldiği son dört yıla yakın bir süredir işte bu makus talihi kırmanın çaba ve gayreti içerisinde. Kırdımı ya da ne kadar kırabildi. Bu söyleşinin içerik ve kapsamı bu çerçeve de yapılmıştır.
Makamında ziyaret ettiğim Başkana söyleşimizin siyasetten,politikadan uzak sadece yapılan hizmetlerle sınırlı olacağını söylediğimde kendiside tebessümlü yüz ifadesiyle düşünceme katıldığını belirterek, oturduğu koltuktan geriye yaslanıp söyleşiye hazır olduğu mesajını veriyordu. Hafif dökülmüş saçlarıyla açık bir alın ve kararlı bir yüz ifadesi vardı Başkanın. Bazen belli noktalara odaklaşan gözleri sonraları etrafı tarar gibi keskin ve karşıyı etkiler gibi. Bakan değil ama gören gözleri vardı başkanın. Gerçektende göreve geldiği günden beri Karkamışın neyi var neyi yok, nelerin yapılacağını çok iyi görmüş , çalışma ve projelerini de o şekilde belirlemiş.
İşler sezi yordu mu şeklindeki söyleşinin ilk ısınma soruma cevabı “kesinlikle hayır” oldu ve devam etti.”işleyen demir ışıldar” Doğrusu sorumdan mahcup olur gibi oldum.
Dedim ki "göreve geleli bugün itibariyle dört yıl oldu. Bu süre içerisinde Karkamışa hangi alanda neler yapabildiniz. Karkamışın makus talihini ne ölçüde kırdınız". Başkan bu soruyu bekler gibiydi. Elinin altındaki dosyaları birbirinin üstüne indirip kaldırdıktan ve bardağındaki son yudum çayını da içtikten sonra hafif bir tebessümle insanın yaptıklarını anlatması ona zevk verir diyerek başladı yaptıklarını anlatmaya.
İşte başkanın yaptıkları ile ilgili anlattıkları:
“Karkamışta yaşayan biri olarak ilçenin sorunlarını yakından görüyor ve biliyordum. Bu benim için bir avantajdı. Yani neyi nasıl yapacağım konusunda önceden hazırlıklıydım. Birde bir Karkamışlı olarak Karkamışın içinde bulunduğu durum onun tarihi kimliğiyle örtüşmüyordu. Böyle gelmiş böyle gider inancına hiç katılmadım. Karkamışın ehil ellerde gelişeceğine hep inanmışımdır. İşte Cenabıhakkın yardımıyla değerli hemşerilerimin de bana gösterdikleri teveccüh ile bu işe gelince ekip arkadaşlarımla beraber Karkamışın süre gelen bu makus talihini yenme işine başlamış olduk. Çok şükür göreve geldiğimden bu yana geriye baktığımda bir çok konuda mesafe aldığımızı memnuniyetle görebiliyoruz.
- İcraatımızın kilidi disiplin oldu. Yani belediyedeki her şeyi önce bir disiplin altına almakla yola çıktım. Harcamasından malzemesine,çalışandan,görevlisine kadar her şeyi bir disiplin altına aldım. İşte ondan sonra yapılacak iş ve projelerin uygulanmasına geçtik.
- Bu kapsamda belediyeciliğin asli unsuru olan şehre temiz ve kesintisiz içme suyu sorununu çözerek başladım.
- Sonra yine belediyeciliğin temel hizmetlerinden olan temiz bir çevre işine ağırlık verdim. Bu bağlamda cadde ve sokakların kaldırım,kilit taşı ve asfaltlanma işini tamamladım.
- Çöplerin günlük alınması ve temiz bir Karkamış sloganıyla harap ve çevre kirliliği arz eden bütün yapı ve eklentilerini yasal prosedür içerisinde çözmüş olduk. - Karkamış için çok elzem olan ve kent kültürünün adeta simgesi durumunda görülen şehrin giriş yolunu yaparak bu çok önemli eksikliği giderdik. Bu güzergahları park ve caddeleri ağaçlandırarak ileride yeşil bir Karkamış görünümünün alt yapısını kurduk.
- Bu arada şehrin su ve kanalizasyon alt yapılarında ilave ve yenilikler yaparak bu alt yapının da sağlam ve çalışır olmasını sağlamış olduk.
- İlçenin içinden geçen dere her yönüyle bir sorundu. Sivri sineğin adeta yatağı idi.
- Taşkınlarda çevresi için risk teşkil ediyordu. Ayrıca tüm atık sular açıkta bu dereye dökülüyordu. İşte bu dereyi ıslah ederek bu önemli sorunu çözmüş olduk. Kısaca hedefimiz köy görünümündeki Karkamışı olanaklar ölçüsünde modern bir şehir görünümüne getirmekti bunu yapmaya çalıştık ve başardık.
- Öte yandan belediye ve halkımızın hizmeti için gerekli araç ve iş makinelerinin teminini yaparak böylece hizmetlerin seri ve zamanında yapılmasını sağlamış olduk.
- Eğitim ve sağlık alanında İlçe kaymakamlarıyla ve öteki yetkililerce beraber çalışarak bu dallarda da önemli hizmetler getirilmiş oldu. Örneğin eski sağlık ocağı yerine daha geniş kapasiteli,günün her saatinde hizmet veren bir sağlık tesisi yapılarak halkımızın sağlık hizmeti almasını sağladık. Eğitim kurumlarımızın tümünün kaloriferli sisteme geçirilmesinin yanında ek bina ve dersliklerle eğitim kapasitesini artırarak çocuklarımızın daha iyi eğitim almalarını da gerçekleştirmiş olduk.”
Başkan icraatlarını anlatmayı sürdürürken ben araya girerek ona yeni bir soru yönelttim. Sorum şu idi.
Dedim ki "Karkamışın bir turizm potansiyeli vardır bununla ilgili yaptıklarınız yada projeleriniz nelerdir?"
Başkan sanki yerinden yekinir gibi yaparak omuzlarını ve başını oynatıp yine eksik olmayan yüzündeki tebessümüyle bu sorumada oldukça detaylı bilgi verdi.
” Fırat kıyıları ile ilgili buralarda ciddi anlamda sosyal tesisler kurma projelerimiz hazır ve bunları ilgili bakanlık yetkilileriyle hayata geçirebilme aşaması içerisindeyiz. Ayrıca Antik Kent mekanının bulunduğu alanı mayınlardan temizleterek burayı bir açık müze haline getirme projemiz şu aylarda uygulamaya konulacak durumdadır. Bu her iki projemiz gerçekleştiği zaman Karkamış bir turizm kenti olacaktır. O zaman insanlar görmek için, gezmek için,araştırma ve inceleme yapmak için Karkamışa adeta akın edeceklerdir.”
Ben yine Başkanın konuşmasının arasına girdim ve bir başka soru yönelttim ona. Bu kez dedim ki bütün bunlardan sonra Karkamışın makus talihi yenilecek mi ?
O cevap olarak dedi ki “Biz o talihi yendik bile”
Doğrusu başkanın anlattıkları ve bu son cevabı Karkamış ve Karkamışlılar için son derece sevindirici ve güzel hizmetlerdi. Başkan çalan telefonuna cevap verirken ben kendi kendime Karkamış acaba eski parlak günlerine mi dönüyor diye düşündüm. Eski Karkamışın bazalt taşlarındaki mutluluk tabloları içeren kabartma figürler geldi gözlerimin önüne. İnsanların mutlu olduğu sahneler. Yine kendi kendime sordum şimdi niye olunmasın. Mutsuzluk kader değil,talih değil. Olsa olsa geri kalmışlık olur işte bütün meseli bu geri kalmışlık çemberini kırmakta. Enerji dolu,çalışkan,ufku geniş ve dürüstlüğün timsali olacak kadarda dürüst başkanın bunun üstesinden geleceğine inanarak ona teşekkür ettim ve bu duygularla ondan ayrıldım.