Gaziantep'te fabrikaların atık sularının karıştığı dere, insan sağlığını tehdit ediyor.
40'tan fazla köy ve mahallenin içinden geçen dere, çevreye yaydığı kötü kokunun yanı sıra yetiştirilen sebze ve meyvelerin sulanmasında da kullanılıyor. Fosseptiği andıran suyla yetiştirilen yaklaşık 3 ton domates, patlıcan, salatalık, taze fasulye ve mısır, her gün Gaziantep halinden pazara sürülüyor.
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) fabrikaların atık sularının karıştığı ve 'Akar' denilen dere, belediyeler yasasıyla mahalleye dönüşen Atabek, Savcılı, Boğazköy, Dülük, Suboğazı, Bedirköy gibi 40'a yakın mahalle ve köyün içinden geçiyor. OSB'nin atık su arıtma tesisinin kapasitesi yeterli olmadığı için fosseptik görünümü alan derenin geçtiği köylerde vatandaşlar, kokudan uyku uyuyamıyor, arazilerinde rahat çalışamıyor. Çocuklar, pis suyun kenarında tehlikeden habersizce oynuyor. Civardaki köylüler ise bu suyla yetiştirdikleri tonlarca sebzeyi, Gaziantep Sebze Hali'ne götürerek satıyor. Bu suyla domates, biber, salatalık, patlıcan, mısır ve taze fasulye, şehir merkezindeki market, bakkal ve seyyar satıcılar tarafından satışa sunuluyor.
Gaziantep OSB'nin atık su arıtma tesisinin yeterince çalışmadığını iddia eden Suboğazı Mahallesi sakinleri, dere suyunun arazilerindeki kuyuların sularına karıştığını, ağaçlarının bu nedenle kuruduğunu ve çocuklarının ve hayvanlarının hastalandığını öne sürüyor.
Sudan dolayı çocuklarının hasta olduğunu ileri süren Suboğazı sakinlerinden Veli Sezer (68), köydeki ağaçların da kuruduğunu söyledi.
Sezer, "Bu sudan çocuklarımız ve hayvanlarımız hasta oluyor. Ceviz, kavak ve meyve ağaçlarımız kurudu. Bazı vatandaşlar, 2 kilo fazla olsun diye patlıcanını, salatalığını, kabağını ve her türlü sebzesini bununla suluyor. Bunu da gidip millete yediriyor. Bu suyun döküldüğü Fırat nehrine kadar, 40'tan fazla köy var. Derenin bir an önce temizlenmesini istiyoruz." diye konuştu.
OSB'den gelen suyun Dülük, Atabek, Savcılı, Boğazköy, Bedirköy gibi yerlerden dolaşarak köylerine ulaştığını belirten Mehmet Düzkaya (42), "Sadece köy içinde bu sudan dolayı 100 tane ceviz ağacı kurudu. Ben de 50 yıllık ceviz ağacımı kuruduğu için kesmek zorunda kaldım. Suyun kokusundan durulmuyor. Çocuklarımız, her türlü tehlikeden habersiz suyun yanında oynuyor. Hayvanlarımız, suyun kenarındaki arazilerdeki otlarla besleniyor. Mevsiminde köyden, her gün 3-4 ton sebze Gaziantep'e gidiyor. Atık suyun içinde insan sağlığına zararlı ne tür maddeler var hiç bilmiyoruz. Buna bir çare bulunsun." şeklinde konuştu.
Gaziantep İl Sağlık Müdürü Ziya Yıldırım, yapılan analizlerde suyun insani amaçlı kullanılamayacağının belirlendiğini, bunu köylülere bildirdiklerini ve uyarıcı levhalar koyduklarını söyledi.
OSB'deki Atık Su Arıtma Tesisi'nin 30 bin metreküplük kapasitesi olduğunu belirten İl Çevre ve Orman Müdürü Mesut Niziplioğlu ise tesisin biyolojik aratma sisteminin bulunduğunu ve tam kapasite çalıştığını kaydetti.
OSB yönetiminin, fabrika sayısının artışına paralel olarak tesisin kapasite artışıyla ilgili gerekli girişimlerde bulunduğunu belirten Niziplioğlu, "OSB Başkanlığı, tesisin kapasitesinin 90 bin metreküpe çıkarılmasıyla ilgili İş Temrin Planı'nı bize verdi. Denetimlerimizde tesisin tam kapasite çalıştığını gördük. Buradan arıtılıp dereye bırakılan suyun analizleri her gün raporlanıyor." diye konuştu.
Derenin dip çamurunun temizlenmesiyle ilgili girişimde bulunduklarını, Nizip ve Şehitkamil kaymakamlarının bir araya gelerek köylüleri bilgilendirdiğini belirten Niziplioğlu, "Ancak, mülkiyet ve köylüden kaynaklanan bazı sorunlar nedeniyle, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) Nizip yönünden başladığı dip çamuru temizleme işi yarım kaldı. Köylüler, iş makinelerinin ağaçlarını yıktığından, arazilerinin zarar gördüğünden şikayetçi oldular. Bunun üzerine iş yarım kaldı." şeklinde konuştu.
Tesisten bırakılan suyun miktarı ve niteliğinin dönem dönem farklılık gösterdiğini belirten Tarım İl Müdürü İbrahim Yılmaz da, dereye bırakılan suyun her dakika kontrol edilmesinin mümkün olmadığını, atık suların deşarjı ile ilgili yönetmeliğe göre analizlerinin çok zor olduğunu dile getirdi. Yılmaz, "Birçok ildeki sanayi bölgelerinde arıtma tesisi yok. Gaziantep'te böylesine bir tesisin bulunması artıdır. Ancak fabrika sayısı artıyor. Tesisin kapasitesinin artırılması faydalı olacaktır." dedi.
İbrahim Yılmaz, bu suyla sebzelerin yetiştirilebileceğini, içindeki zararlı atıkların belirlenen miktarların altında bulunduğunu sözlerine ekledi
kaynak:zaman.com.tr