Nizip'te Bayram Hazılıkları Başladı.12 ayın sultanı Ramazan’ın ardından Nizip’e Ramazan Bayramı geliyor.Evlerde Ramazan hazırlıkları başladı ve bu hazırlık sokaklara bile taştı. Her yerde şeker, çikolata, lokum gibi şekerleme ürünü satılıyor. İnsanlara baktığınızda ,yarı telaşlı, yarı heyacanlı biçimde
12 ayın sultanı Ramazan’ın ardından Nizip’e Ramazan Bayramı geliyor.
Evlerde Ramazan hazırlıkları başladı ve bu hazırlık sokaklara bile taştı. Her yerde şeker, çikolata, lokum gibi şekerleme ürünü satılıyor. İnsanlara baktığınızda ,yarı telaşlı, yarı heyacanlı biçimde alışveriş yapan kişilerin yüzündeki heyecanı görür gibi oluyorsunuz.
Şeker, yağ, un, elbise vs. gibi hazırlıklar için devamlı bir koşuşturma var çarşıda…
Ve bir yaşlı amcaya yaklaşıp soruyorum.” bu çarşı sizin zamanınızda da bayramlar bu kadar hareketli miydi” diye?
Cevapı çok hoş oluyor. Aynen yazıyorum.
“oof oğlum off bizim zamanımızda bayramlar hazırlığı olarak bütçemize göre bayram şekerini ve gelen misafirler için yemek malzemesi ve bir de kına alırdık elimize yakardık adettendir ya. Ama şimdi baksana çeşit çeşit şekerlemeler çıkmış bizde bir badem bir de lokum olurdu. Kınayı da şimdi kimse yakmaz oldu.”
Evet amcam eski günleri baya özlemişe benziyor: ) o bademini yiye dursun biz çarşıyı gezmeye devam edelim : )
Kıyafetler kapılara dizilmiş mağazalarda insan yığınları devamlı bir şeyleri sormakla meşgul.
Nizip’te, çarşıdan yükselen bazı sesler…
-Bu neçiye yok bu bu..
-hangisi sarılı mı
-yok kırmızılı
-o sana olmaz küçüğü de kalmadı
-olsun o olsun kırmızı olsun büyük olsunJ
Başka biri;
- oğlum bu göynek neçiye
- 5 lira nene
- le ne satin beenim başlık param 5 liradı : )
- o eskidendi nene
- o zaman eski fiyattan ver sene sende meret kalasıca.
Bayramların gelmesine en çok sevinenler çocuklar, en çok yorulanlar çarşı pazarda alış veriş yapan anneler ve en çok üzülenlerde babalar olsa gerek malum para harcanıyor : )
Arefe günlerini hep sevmişimdir çünkü insanlarda ki bayram sevinçinin gittikçe arttığı ve alış veriş yapmak için yarışan insanların yüzündeki o mutluluk ve yorgunluk arasında gidip gelen mimiklerini izlemek bana huzur veriyor.
Son iftardan sonra çarşıya son defa gidip bayram eksiklerini tamamlanıp bayramı beklemeye başlandığında herkesin aklında yarının hayali kurulmaya başlanıyor.
Çocuklar; yarın kimlerin elleri öpülecek, kimler para verecek, bayram yerinde neye binilecek, naraya mı hömmülhöce mi yoksa imamın kayığına mı…
Babalar; namazdan sonra mı gitsem mezara yok yok mezar çamurdur akşam yağmur yağdı yarın giderim der ama gitmez: ) çocuklara ne kadar haşlik versem, anamlara yemekten sonra gitsek sonra amcamlara ordan eve gelip yatsam diğer günde amannn yatim en iyisi…
Anneler; yuvalamayı yaptım sabah bey namaza gittikten sonra yoğurtla katarım. Çocukları giydirip beyin namazdan gelmesini beklerim sonra elini öptükten sonra afiyetle yemeğimizi yiyip, komşulara sonra anamlara bayramlaşmaya gideriz sonra da kaynanamlara gideriz( ah ah görüyor musunuz en son kaynanaya gitmeyi hayal ediyor : ) )
Ve sabah olur çocuklar baş uçlarında olan bayramlıklarını giyip kendilerini sokağa atarlar ve o günü 25 saat yaşamak için elinden geleni yaparlar. İlk gördükleri büyüğün elini öpüp, o büyüğün elini cebine atmasını meraklı bakışlarla beklerler. Amca elini cebine atar , şekeri yada parayı çıkarıp çocuğa verir ve verirken “çok bayram göresin”, “anan bana gününü görsün”, “Döşünde ağ tüyler bite” gibi dualar ederler. Ve çocuklar aldıkları parayla bayram yerine doğru gitmeye yola koyulurlar.
Ve bayram devam edip gider…
Nerde O Eski Bayramlar…
Lütfen bu Bayramda büyüklerimizin yanına gidelim. Onların gözlerini kapıda sizin gelmenizi beklemekle bırakmayıp, çocuklarının yanında olduğunu görerek gözlerinin içlerinin gülmesini sağlayın…
Hepinizin Bayramı Kutlu Olsun…