Sıcaklarda kalbinize dikkat


İşte kalp hastalarının yaşam boyu dikkat etmeleri gerekenler...


Bunlar çoğu kez hastalar tarafından yeni bir yaşam şekli olarak algılanır. Mümkün olduğunca da uymaya özen gösterilir

Her mevsimin kendine özgü güzelliği ve özelliği vardır. Kışın karı ve soğuğu ile yazın sıcağı ve denizi bunların başında gelir.

Kalp Hastası olan kişi yazın ve denizini çok seviyor da olsa, kendini mümkün olduğunca sıcaktan ve yaz-deniz keyfi adına yorgunluktan korumalıdır. Bu nedenle sıcağın ve koruyucu hareketlerin sakıncalarına kısaca değinmek uygun olur.

Sıcaklık ve Deri
İnsanlar içinde bulundukları ortama uyum sağlamada kendilerine yardımcı olan donanımlara sahiptirler.

Çevrenin ve kendi vücut ısınlarının durumuna uyum sağlamada deri çok önemli bir rol oynar.
Deri, damarlarının durumunu ihtiyaca göre ayarlayarak damarların genişlemesi veya damarların daralmasını sağlayarak çevrenin sıcağına uyum sağlar. Kişinin sıcağa uyum göstermesinde terleme ve titremeninde önemli bir ayarlayıcı rolü vardır.

Deri, normal koşullarda normal ısıdaki ve istirahatteki erişkin bir insanda kalp debisinin % de 5-10'u kadar bir kan taşır. Isının artmasıyla deri kanlanması artar.
Aşırı ısı artması hallerinde kap debisinin % 50-60'ı deriye gider. Bu gibi hallerde derinin Sempatik Vazokonstriktör sinirleri arayıcılığı ile çeşitli refleks yollar sayesinde dolaşım düzenlenmesi yapılarak kontrol altına alınır.

Yazın aşırı sıcaklarda, sıcağa uzun süre maruz kalmakla en sık görülen aşırı halsizlik, yorgunluk hatta bitkinlik düzeyindeki tablolardır. Sıcak Çarpması (Güneş Çarpması) bu durumlardan biridir.

Ortamın ısısının artmasıyla kişinin deri ve çeşitli organlarında oluşan temel değişiklikleri şöyle özetleyebiliriz.

1- DOLAŞIMDA ,KANIN BÜYÜK KISMI DERİYE YÖNELDİĞİ İÇİN DERİNİN KAN AKIMI VE KAN MİKTARI ARTAR. 2- KALB DEBİSİ VE ATIM HACMİ AZALIR. 3- ARTERİYEL KAN BASINCI ( TANSİYON ) DÜŞER. Bu değişiklikler Bu değişiklikler yorgunluk yaratabilecek düzeyde güç sarfiyatını gerektiren her türlü beden-sel faaliyette daha da artar.
Böyle durumlarda kalbin işinin artması dakikadaki atım sayısı-kasılması da artar.

Yukarıdaki açıklamaya çalışmaya çalıştığımız özelliklerden ötürü hipertansiyonlu, kalp yetmezlikli, koroner arter hastalıklı ve tedavi altındaki hastların şunlara dikkat etmleri uygun olur.


Fazla sıcağa maruz kalmayınız.
Yürüyüş ve gezintilerinizi sabah erken veya akşam serin saatlerde yapınız.

Günlük su alımınız kısıtlanmış bile olsa,yazın çok sıcak zamanları_da ve aşırı terlediğıniz dönemlerde su kaybınız artacağı için yeterli suyunuzu (günde ortalama 2-2,5 litre)

Terle birlikte vücudun elektrolit kaybı, özellikle sodyum (tuz) kaybı fazla olacağı için-tuz kısıtlamalı bir rejim içindeyseniz doktorunuzun fikrini alarak yemeklerinize biraz tuz ilave edebilirsiniz.

Deniz kıyısında tatilde iseniz, kumda yatıp, güneş banyosu yapmayınız. Denize sabah veya akşam üzeri giriniz. Denizde uzun süre yüzmeyiniz.

Eger denizde dalma alışkanlığınız varsa dalmayınız.

Tok karnına denize girmeyiniz.

Fazla yaglı, kızartmalı, ağır gıdalar yerine, bol sebze, haşlama veya ızgara, hafif gıdalar tercih ediniz. Eğer diabetes mellitusunuz (şeker hastalığı) yoksa bol meyva yiyiniz.

Bacaklarınızda kronik venöz yetmezlik (varis) varsa, denizde belinize kadar olan bir su seviyesinde yürüyüş yapınız. Asla kum banyusu yapmayınız.

Hipertansiyonlu iseniz, tansiyon ilacınız fazla gelebilir, dozunu doktorunuza tekrar sorunuz.

Aşırı sıcaklarda ritm bozuklukları olabılir.

Bu kurallara uymadığınız takdirde hangi sebeple meydana gelmiş olursa olsun kalb yetersizliginiz kaybolmuşken yeniden ortaya çıkabilir, hafiflemişken ağırlaşabilir.

Sükün bulmuş, kaybolmuş kalb ağrılarınız (angina pectoris) yeniden başlayabilir.

Deniz ve sıcağa karşılık serin yayla tatilini tercih edebilirsiniz
(ALINTIDIR)