Bu kadarız işte diyoruz. Aslında biz böyle olmayacaktık diyenler de oluyor. Yazmalarımız-çizmelerimiz, planlarımızı-projelerimiz falan filan. Bir şeyler işte. Yazmayınca da anlarsınız işte. Yaşımızı ve *gözlerdeki yaşlarımızı gizliyoruz. Gecelerde, sabahın erken saatlerinde ve… Okumaya devam et →
Kaynak...


  • Bu kadarız işte diyoruz.

  • Aslında biz böyle olmayacaktık diyenler de oluyor.

  • Yazmalarımız-çizmelerimiz, planlarımızı-projelerimiz falan filan.

  • Bir şeyler işte. Yazmayınca da anlarsınız işte. Yaşımızı ve *gözlerdeki yaşlarımızı gizliyoruz. Gecelerde, sabahın erken saatlerinde ve şimdiki gibi akşama vakitlerinde paramparçalığında hüznümüz.

  • Kahvaltılarımız soğuk, sıcak simitleri ağzımıza götürmeye cesaret edemiyoruz. Ya onlar diyoruz! Boğazımız düğümleniyor. *Memleket meselelerini takmayanlar da var elbette.

  • Şöyle böyle işler işte.

  • Tıkanmışlık var. Bütün notlarımız, grafiklerimiz, analizlerimiz açık değil. Yani yazılmıyor. Araştırma sonuçları da öyle istatistikli bilgilerle ve de akademik falanlı posterlerle anlatılmıyor.

  • Başlarım bütün aşklara, başlarım ulan demedik*ve diyemiyoruz. *Ayaklarımızda sızımız belimize vuruyor, belimizdeki sızılar kafamıza, kafamız dağılıyor. Proje falan kalmıyor. Topluma ait, okullara ait planlarımızı laf olsunlarla yapanların yanındayız. *Emre Aydın abimiz gibi ‘ölsem ölsem, kaçsam kaçsam tam da şimdi” li fiyakalı laflar etmek düşüyor. Bütün dünyaya yani aleme sövmeden arabeskli kafalarla yaşıyoruz. Komşu ofisteki Salih Ustanın dediği dualara ise eyvallah çekiyoruz. Ama hep ve *yine de koşuyoruz. Koşarken de ancak bu kadar yaşıyoruz. Elalem laf etmeden erken yola düşmenin peşindeyiz. Onu da bilesiniz. Salih Usta arkamızdan dua eder artık. Belki bir dolma partisi de verir.

  • Son cümleyi laf olsun diye yazdım. Partiden yanlış anlaşılmasın. Bizim partilerimiz aslında büyük oluyor. Dolma falan de neymiş. Şimdi yorgunluk zamanı. Belki bir soğuk çay buluruz. Boşa yazmamalı…