*
Eşinizle aynı masada yemek yerken tencere yanıbaşınızda* olmasına rağmen hanımıza, "Canım tabağıma yemek koyarmısın" diyorsanız,
Hem hanımınız hem de siz aynı işi yapıyorsanız, akşam eve dönerken gazeteniz koltuğunuzun altında hanım alışveriş yapmış, eve poşetlerle dönüyorsa,
Eve gelince hanım mutfağa siz de "Hayatım bugün çok yorulmuşum, bana bir kahve yaparmısın" dedikten sonra salona geçip gazetinizi açıp okumaya başlıyor ve çerez olsun diye de televizyon seyretmeye başlıyorsanız,
Sabah kalktığınızda üstünüz açıksa ve hafiften de öksürmeye başladıysanız;* "Neden üstümü gece kalkıp örtmedin" diye fırça üstüne fırçayı hanıma attıktan sonra,* kahvaltıyı da burnundan getiriyorsanız,

Fazla uzatmaya ne hacet, siz katıksız, sertifikası benden anlı-şanlı şehirli bir kazak erkeğisiniz.

Köyümdeki Dem Hasan gibi siz eşeğin üzerinde, hanım ve çocuklar yaya bir şekilde bağınıza, bahçenize gidiyorsanız,
Tarlanızda hanım ve çoluk çocuk çapa ya da kazmalama* yaparken siz söğüt ağacın gölgesinde ciğaranızı tütürürken, en küçük bebeğinizin ağlamasına tahammül edemeyip, komşu tarlaya geçip arkadaşınız Bıçkı Cemal ile cora tutuşursanız,
Akşam eve gelirken hanım tarafından biçilmiş ve çuvala doldurulmuş ot çuvalı önünüzde hanım ve çocuklar yine yaya peşinizde *geliyorsa,
Eve gelince hanım ahıra hayvanlara ot verme ve süt sağma derdine düşmüşse; siz de "Arvat yemek hazır mı?" cümlesini tekrar ediyorsanız,
Akşam yemeğini yedikten sonra "Ben köy odasına gidiyorum, gelince uşaklar uyumuş olsun" diyorsanız ve köy odasında çoluk çocuksuz sıcak künefeye kaşık sallıyorsanız,

Siz Köy Muhtarı* Irıza dayı tarafından* belgesi* parmak damgalı hakiki bir kılıbıksınız ki, bunu köy hopörlerinden ilan edebilir, sizinle aynı şerefe nail olan Bıçkı Cemal ile bu rütbeyi sarı renkli* Muş tütünü ile kutlayabilirsiniz.

*Elbise değişirken pantolonuzu olduğu gibi yerde bırakıyorsanız, banyo havlunuzu kanepenin üzerine ıslak ıslak atıyorsanız,
Hayatınızda değil bir çift çorap, bir bardak dahi yıkamamış, bir yumurta dahi pişirmemişseniz,
Adınızı şehrinizin girişine altın harflerle yazılmalı...
Ama....

Bütün bunlardan yaparken, diğer alemde size sunulacak köşklerden ümidinizi kesiniz deme fetvası bana düşmez ama göz göre ne huriler ne de bir başka birileri size sonsuza kadar katlanmaz, bilesiniz.

*Not: Şu günlerde aile içi şiddetin, boşanmanın zirveye çıktığı zamanı yaşıyoruz. Kimsenin birbirine tahammülü kalmamış. En huzurlu zan ettiğimiz ailelerde bile yangınlar başlamakta. Sebeblerini, *sizde onlarca sıralayabilirsiniz.

Yazdığım iki yazıda derdim ne kazak ne kılıbık tespiti yapmaktır. Yazdıklarım, biz erkeklerin hanımlarına yaptıklarınız basitleştirilmiş halidir. Keşke hanımlarımıza olan davranışlarımızı gözden geçirebilsek ve dosdoğru bir hayatın kollarında huzuru yakalayabilsek ve ailemizle başkaları için yaşama şuurunu yakalasak. Başkaları için yaşarken kendi huzurumuzu sinemizin derinliklerinde hissetsek.

Son iki cümleye tezat olacak ama mesele sadece erkeklerin yaptıkları ile bitirmemek lazım, birara hanımların biz erkeklere ettiklerini, şükranlarını ve itilip kalkılmalarımızı menkibelerle değil, şahitliklerimiz ve duyduklarımızla anlatmaya çalışacağım.



foto/yazı:magpak


Kaynak...