Sırası gelmeyen kaç kişimiz kaldı bilinmez! Suskunluğun toplumsal dile dönüştüğü bir gerçek.Hepimiz aynı sıradan geçtik.Hepimizin yüreğine acılardan bir çentik atılmış.Ermeniler,Kürtler,Aleviler,Başörtülüler,Sakallılar,Socular,Sağcılar,Laikler…Hepimiz.Bütün bir toplum.Sıramızı savmışız gibi davransak da hala sıradayız.Bizi sıraya koyanların kim olduğuna dair toplumsal hafızamızdaki belirsizlikten olsa gerek,sırada itişip kakışmakla geçirdik ömrümüzü.İnsan ömrü dediğin nedir ki?! Üç günlük dünya işte!Sıraya koyanlar kimdir,kimlerdir,nasıl varlıklardır,ne yer ne içerler!...bir türlü çözemedik bizi sıralayanları,sınırlayanları,ayıranları,ayrıştıranları….Hayatımız kahırla,hüzünle,acıyla…sürüp giderken biz hala sıradayız.Sıramızı bekliyoruz.Ve belirli aralıklarla kim olduklarını bilmek istemediğimiz o buyurgan sesliler;
“ Hey sen sıradaki?!” deyince yeniden irkiliyoruz.Bu sesi insanı paranteze alan,insanı kendince tanımlayan bu sesi bir yerlerden hatırlıyorum “Hey sen başörtülü kız!Ya başını aç ya sınıfı terk et” veya “Sizi gidi vatan hainleri” veya “Sen sünnetsiz piç dölü!” veya “Sen Allah’ın kırosu!”…Bu seslerin küpe olmadığı vicdan kaldı mı bilinmez!Kulağında kalanlar belki bu sesi unutmuş olabilirler ama bu sesi yüreğinde,vicdanında taşıyanlar asla ve asla bu sesi unutmadılar.
Sırada bekleyen,beklediğinin şuurunda olamayan insanlara umut olacak sesler duyuyoruz nihayet.Bu ses sırada beklediğinin şuurunda olan,sırada beklemenin insan onurunu rencide ettiğini hisseden insan sesi.Evet…Beşer değil insan sesi.Ama nedense sırada beklemekle insan olduğunu unutup,beşer olmayı tercih eden,sureta insan olan,sireta ne olduğunu irfan ehlinin takdir edeceği varlıklar! bu sesten ve sıranın dağılmasından endişe etmektedirler.
Suskunluğunu içinde büyüten bir toplum aynı zamanda beden diline sığınan bir toplumdur.Türkiye Cumhuriyeti son bir asırdır belirginleşen yeni bir dilin zebunu olmakla maluldür!Türkiye beden dili ile konuşan ve sembollerle anlaşan bir toplum!Bir adım ilerisinde sesleri kısılanlar ile sesleri kısanların aynı sırada buluştuğu bir toplum! Zalimin mazlumlaştığı,mazlumun zalimleştiği bir toplum.Sırasıyla; “Bugün bana,yarın sana!” demişiz nedense!
Sustukça kaybettik.Konuştukça da!Ne yapacağımızı bilemez hale geldik.Hayatımızı tanzim eden kutsallara,sıraya koyanların kurallarına,değerlerine kurban olduk hepimiz!Din,Devlet,Vatan,Millet,Bayrak,Misak,Ayıp,Günah…yasak.Bir cinnettir bir paranoyadır sürüp gidiyor.Biz hala sıradayız.
Bütün toplum olarak sıradan çıkmak,sıradan olmak,düz bir insan olmak için ne yapmamız gerek bunu düşünmek zorundayız.Sırdan çıkarak,ses verenlerin olduğu bu vasatta dahi sırada kalmaya,susmaya devam edersek,bir daha hiç ama hiç konuşamayacağız.Öyleyse önce sıradan çıkmak lazım.Sıradan çıkıp,aklımızı vicdanımızın ve kalbimizin sesine teslim edersek,bizi sıraya koyanları rahatlıkla tanıyacağız.Bu ilk ve önemli adımı atmak insan olma onuru ve erdemi için olmazsa olmazlardandır.Haydi hep beraber sıradan çıkmaya,sıraya koyanlara insan olduklarını hatırlatmaya başlayalım.Öyle bir dil kullanalım ki;bu dil kainatın dili kadar kuşatıcı ve birleştirici olsun.
Suskunluğun bize öğrettiği bir dil mutlaka bulunur.Yeter ki;kelam etmeye niyetlenelim.Ben sırada beklemekten yoruldum.Çocuklarım yoruldu.Gelecek nesil sırada beklemesin istiyorum.Hey sıradakiler!