GAZİANTEP-NİZİP
NE VERİYORUZ,
NE ALIYORUZ?
Bu bir alış-veriş...
Her alış-veriş gibi, bir taraf için karlı bir iş...
Getirisiyle, götürüsüyle!...
Eksisiyle artısıyla; kananıyla kandıranıyla; kazananıyla, kaybedeniyle...
Hakkaniyet ölçüsünde; alan razı, veren razı mı?
Bu alış-veriş, bir İl (Gaziantep) ile bir İlçe (Nizip) arasında...
Sosyo-ekonomik, sosyo-politik, sosyo-kültürel,
tarihsel, örfsel ve geleneksel...
XXX
İl büyüktür, ilçe küçük!...
İl, Büyükşehir’dir; ilçe, apartmanlı büyük bir köy!...
Biri (İl olanı), sosyal kurum-kuruluşlarla yüklü; sayısız cazibe merkezleri ile donanımlı, sosyo-kültürel yaşam etkinlikleriyle anlamlı...
Diğeri (İlçe olanı), sosyal kurum-kuruluş kısırı; cazibe merkezi ve sosyo-kültürel yaşam yoksulu...
Biri, tarihi ve kültürel değerlere sahip çıkmada güncel; çevresine duyarlı; sanayi de, turizm de marka...
Diğeri, tarihi ve kültürel değerlerine ve de çevresine duyarsız, turizm getirisinden habersiz.
XXX
İl ile ilçe müşterek bir aile ortamında, bir hanenin değişik odalarında; aynı coğrafyada, aynı tarihsel ve kültürel aynilik bağı ile bağlı olarak yaşıyorlar...
Asırlardır komşu komşu, bacı bacı oynuyorlar...
Ama iş, yaşamsal yapılanma ve kapılanma alış-verişine gelince... Biri acem mülkü, diğeri yangın-yıkım.
Üvey evlat muamelesini geçiniz!...
Abi-kardeş örneklemesi genelinde olduğu gibi; abi, küçük kardeşini koruyan, kollayan, gözeten (...) değildir; bu çıkar ve sahiplenme ilişkisinde...
İyisi bana, ateresi sana...
‘’Camiye lazım olan mescide haramdır’’ uygulaması...
‘’Önce ben, sonra ben, ilanihaye ben’’ sahiplenmesi...
XXX
Bir bakalım!...
Gülerken ağlanacak bu alış-veriş ilişkisine!...
Bakalım ne vermişiz, ne veriyoruz; ne almışız, ne alıyoruz?
Tarımda, turizmde, tarihi ve kültürel yapıların korunmasında, eğitimin imkan ve olanaklarında, sağlıkta, sporda... Ki, ödenek harçlığında...
Dünden bugüne...
XXX
Biz, Gaziantep’e Zeugmamızı veriyoruz... Gaziantep, Zeugmamız sayesinde müze üstüne müze açıyor. Turizmden elde ettiği gelir, sanayi ve tarımdan elde ettiği gelirle yarışıyor.
Karşılığında...
Gaziantep Organize Sanayi, bize zehir (toksik ve ağır metal) içerikli atık sularını veriyor... Nizip Çayı’ndan su yerine zehir akıyor. Tatlı su balıkçılığımız, bahçe-tarla ürünlerimiz, ağaç türlerimiz ölüyor. Çay etrafındaki ve Hancağız gölü havzasındaki topraklarımız verimsizleşiyor. Hancağız baraj gölümüz leş gibi kokuyor.
XXX
Biz, Gaziantep’e ‘bin derde deva’ Antep Fıstığı veriyoruz... Bu fıstık sayesinde baklavasını bir dünyaya satıyor; Gaziantep bir dünyada tanınıyor.
Karşılığında...
Gaziantep, bize hayvan pazarını layık görüyor. Şehir merkezinde ‘ indir-bindir için’ bir iki Nizip dolmuş durağını dahi bizden esirgiyor. Üstelik, Zeugma denince Nizip’in adı bile geçmiyor.
XXX
Biz, Gaziantep’e düşünsel ve eylemsel yetişkiselliğe sahip, bilgili-görgülü, mesleki kariyer sahibi aydınlarımızı, sağlıkçılarımızı, eğitimcilerimizi, hukukcularımızı,mühendis ve mütahitlerimizi, istihdam yaratan girşimci ve yatırımcı iiş adamlarımızı veriyoruz... Kimi Milletvekili oluyor, kimi İl Özel İdaresi Genel Sekreteri, kimi Rektör yardımcısı, kimi Büyükşehir Belediye Başkanı, kimi Ticaret Odası Başkanı, kimi Gaziantep Spor 2. Başkanı oluyor... Kimi özel hastane, kimi holding, kimi bacası tüten fabrika, kimi imalathane, kimi marka mağaza açıyor, kimi kat üstüne kat çıkıyor...
Sanırsınız ki ‘bilinçli bir şekilde’ Gaziantep ‘sürekli olarak’ Nizip’ten beyin ve hizmet göçü gerçekleştiriyor... Çünkü, Gaziantep’te ikamet eden Nizipliler, Gaziantep’in sosyal yaşamına ve ekonomisine canlılık ve hareket getiriyorlar... Ve de varlıkları Gaziantep için bir nimete dönüşüyor...
Karşılığında...
Gaziantep, Nizip’e ne veriyor?...
Kocaman bir hiç!...
Oysa en azından, sosyal ve kültürel kurumsallaşmaların gerçekleşmesi ve bilgi-deneyim transferi için, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları düzeyinde ‘geniş açılımlı kalkınma ve yapılanma konulu’ bir DESTEKLEME KOORDİNASYON MERKEZİ oluşturmayı düşünebilirler...
Ama düşünmüyorlar!...
XXX
Sahi, o kadar zor mu, veren el olmak?
İlçelerini de kendi gibi düşünmek!...
NOT: Bu yazı, Nizip’in yetiştirdiği ender değerlerden biri olarak gördüğüm İnş. Mühendisi Sayın Yılmaz Şahin Yurtyapan ile bir hafta önce sohbet ederken ‘’Üstat, neden genel içerikli bir konuda Nizip ile Gaziantep ilişkilerine değinmiyorsunuz?’’ sorusu üzerine kaleme alınmıştır.