Ufak tefek Kara kuru bir yapısı vardı. Ancak son derece sempatik ve cana yakın bir kişiydi. Adı cuma Kara. Ama halk onu Tarihçi Cuma olarak bilirdi. Geçmişinde kır bekçiliği vardı. bu yüzden bekçi Cumada denilirdi. Bekçi Cuma yada Tarihçi cuma herkesin sevdiği,saygı duyduğu cemaatlerin şen şakrak espirili kişisiydi o. henüz okulların yaygınlaşmadığı dönemlerde ancak ilkokulu okuyabilmiş. sonra hayatın yükü omuzlarına çökmüş. yetimlikle yoksullukla büyümüş. boyunun ufaklığı çehresinin esmerliğini yaşam yükünün ağırlığına yorardı. sonra evlilik çağı gelir ve evlenir. kızlı oğlanlı sekiz çocuğu olur ve kıt imkanlarla kalabalık ailesini geçindirmeye çalışır. ufak tefek vücuduyla öylesine çalışırki tutuğu işin suyunu çıkartırdı. ve çocuklarını bu sayede yetiştirip büyüttü. ama kendiside bu yükün altında yoruldu yıprandı. bir ara sağlığı da bozuldu ancak o her şeyde olduğu gibi yakalandığı hastalığıda yendi. önceleri bekçi olarak bilinen Cuma kara tarihe karşı sardığı ilgi ve merekla dikkatleri üzerinde topladı. tarihle ilgili bulabildiği kaynak ve kitapları her yerde elinden düşürmez oldu. Ve gerçektende bir tarihçinin bilgisi kadar tarih bilgisi kazandı. işte ogündür bu gündür hep tarihçi Cuma olarak bilindi. Tarih bilgisini daha çok Atatürk,Napolyon ve Büyük İskender üzerinde yoğunlaştırdı. niye bunlar diye soranlarada kendisi "tarihin en büyükleridir" diye cevap verirdi. bir ara Karkamış lisesinde konuk anlatımcı olarak öğrencilere tarih sohbetleri anlattığıda olmuştur. tabi onun bu anlatımları daha çok yakın tarihimiz ve yöre tarihi ile ilgili anektodlarla sınırlıydı. kısaca tarihe karşı özel bir ilgisi ve merakı vardı. Kurtuluş savaşı yıllarında Fransızların yöremizi işgalleriyle ilgili bildiklerini kusursuz bir anlatımla ifade ederdi.
Tarihçi Cuma son yıllarını hanımını kaybedince yalnız başına yaşadı. çocukları onu yanlarına almak istediysede o bu isteği kabul etmeyerek evinden Çakıroğlu köyünden ayrılmayacağını söyledi ve öylede yaptı. Önceki gün komşuları gün boyunca onu farkedemeyince kaldığı eve giderler ve onu yatağında ölmüş olarak görürler. Böylece Tarihçi Cuma seksen yaşlarında yaşama veda etmişti. Allah rahmet eylesin