Ovalar yeryüzü coğrafyasının genellikle düz ve aynı zamanda verimli toprak parçalarıdır. Bu özellikleriyle de genellikle ovalar üzerinde yetiştiği bitki ve ürün yönüyle bilinirler. Çukurova pamuğu ile Konya Ovası buğdayı ile Gediz,Menderes ovalarıda tütün ve öteki ürüleriyle tanınırlar. Kimileride üzerinde yaşanılmış olaylar ve kurulmuş uygarlıklarla yer alır belleklerde. Kosova,Mezopotamya gibi.
Coğrafi yapı olarak tümünün ortak özelliği düz ve verimli olmalarıdır. Olaylara ve uygarlıklara sahne olmalarınında temel nedeni bu yönüyledir. Bilindiği üzere insanlar yaşam alanı olarak daha çok bu gibi yerleri tercih etmişlerdir tarih boyunca. Dolayısıyla olaylar ve uygarlıklarda buralarda sahnelenmiştir genellikle. Bu durumu yazımızın konusu olan Barak ovasında çok net olarak görebiliriz. Yeri gelmişken bu hususu örnekleyerek Barak Ovası”nın öteki yönlerini irdelemeye çalışalım.
Bilindiği üzere bu coğrafyada daha önceleri Rişvanlar (Kürt topluluğu) otururken Baraklar bunların üzerine atılarak kanlı bir çatışmadan sonra Rişvanları bölgeden atarak kendileri buraya yerleşirler. Bahs edilen bu olay 19.yüzyılın başlarında meydana gelir. İşte bu tarihten sonra barakların buraya yerleşmesiyle birlikte bu ovanın adıda topluluğa izafeten Barak Ovası olur. Kimileri bu ova adının açık anlamına gelen“berrak”sözcügüyle izaha çalışırlarki bunun gerçekle ilgisi yoktur. Eğer öyle olsaydı bu coğrafyanın daha önceleride böyle anılması gerekirdi. Olay tartışmasız topluluk adı ile özdeştir. Bu ova coğrafi konum olarak Doğuda Fırat nehirinden başlar, Batıda Sacur Çayı”na kadar uzanır.Kuzeyde Nizip-Birecik asfaltı,güneyde ise Suriye sınırı ile çevrelenir. Fıratın kestiği doğu kısmı coğrafi yapı ve kültürel yönüyle tamamen ovanın bitim noktasıdır. Ancak batıya uzanan bölümünde bitim noktası, burası kadar özellik göstermemektedir. Gerek arazi yapısı ve gerekse kültür yapısında çok baraz bir farklılık arz etmemektedir. Nitekim çoğu kez araştırmacılar Barak kültürünün izlerini sürerken bu sınırların dışına çıkabilmektedir. Hatta denilebilinir ki Barak ovasının sınırlarını çevreleyen durum coğrafi yapıdan ziyade ova üzerindeki kültürün kapsadığı alanlardır. Yine Türkiye-Suriye sınırının çizilmesiyle birlikte sınırın Suriye tarafında kalan yüzlerce Türk köyü bu kültürün bir parçasıdır. Sınır sadece bir bölünmüşlüğün ifadesidir. Yani kültürel varlık kendisini devam ettirmektedir.Öte yandan Kuzeyde Nizip ilçesinin bulunduğu noktadan başlayarak doğu ve batı istikametleri doğrultusunda farklı bir coğrafya ve kültürün başladığı görülürki bu noktalar Barak ovası sınırının ve kültürünün bitim noktalarıdır.Bu duruma göre Barak ovası ve onun üzerinde oluşan kültür alanı Karkamış-Nizip ve Oğuzeli ilçeleri arasında bulunan coğrafi yapı ile sınırlıdır.
Her ovanın kendine has bilinen özellikleri vardır demiştik yazının başında. Barak Ovası içinde aynı ifadeyi kullanabiliriz. Bu ovanında verimli bir toprak yapısı vardır. Bol ve bereketli ürün alınır. Mercimek,fıstık buranın en bilinen ürünleridir. Ancak bu ovayı popüler yapan ürününden veriminden ziyade onun üstünde var olan kültürüdür. Ova ile özdeşleşen Barak kültürü, Barak boyunun kendine özgü bu kültür yapısı yüz yıllardan beri yaşam tarzlarından doğan gelenek-görenek,örf ve adetlerinin,folklörük özelliklerinin tümünü kapsar. Göç destanları,savaş menkıbeleri,kahramanları,güzelleri,yaşanılan acı ve sıkıntıları bu kültürün hamuru olmuştur. Culaptan Uzun yaylaya,Horasandan Aceme kadar geçen her şey,her olay bu kültürün içinde görülür. Inançlarından sofralarına,düğünlerinden ölümlerine, şiir,destan ve türküleri hep bu kültür içerisinde terennüm edilir. Ve bu çağlar boyu,kuşaktan kuşağa bozulmadan,asimle olmadan günümüze dek gelmiş olup halende varlığını korumaktadır. Araştırmacılar bu durumu Barakların kapalı toplum olma özelliğinde ararlar.Esasen Baraklar kapalı toplum olma özlliğine sahiptirler. Işte bu yanları bu kültürün sürdürülmesinin temelini teşkil eder.Barak kültürünü sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarar en önemli unsur şüphesiz onların oda geleneğidir. Barak “oda” geleneği günümüzde de devam etmektedir. Bu odalar çok zaman ortak kolektif olarak kullanılır. Misafir ağırlamalar,toplantılar,söyleşi ve sohpetlerin mekanıdır. Bundan dolayıdırki ova genelinde bir sözlü kültür birikimi vardır. Bu mekanlar adeta kültürün okulu gibidirler. Temiz ahlaki değerler üzerine kurulmuş olan Barak kültürünün özünde misafirperverlik,yardımlaşma ve toplumsal dayanışma vardır. Düğünlerde,ölümlerde sosyal yaşamın bütün aktivitelerinde bunları görebiliriz. Bu durumlar Barak kültürünün öne çıkan özellikleridir.
Barak ovasının zenginliği kültürüyle sınırlı değildir. Bu ovanın bitki açısından zengin ve verimli bir toprak yapısı vardır. “kepir” tabir edilen arazilerde bitkinin her türlüsü en verimli şekilde yetişir. Oldukça düzlük bir alana sahip olan barak ovası akar su yönünden çok zengindir diyemiyoruz. Ovanın bellibaşlı suları batıda Sacur Çayı, aşağıda Kerzin Deresi,Büyük Ark Deresi ile doğusundan geçen Fırat nehridir. Fırattan yararlanma olayı daha çok kıyı kesimleridir. Gap Projesi kapsamında olan Barak Ovası sulaması bu projenin son halkasını teşkil etmektedir. Bitirildiğinde ova baştan başa sulama alanı içerisine girmiş olacaktır. Bu konuda devletin işaret ettiği tarih 2014 yılıdır. Gerçekleştiği taktirde göğün mavisi ile toprağın yeşili ufukta kesişirken, kültürel zenginlik de ekonomik zenginlikle bütünleşecektir. Böylece Barak ovasının Coğrafi ve kültürel özellikleri dahada güzelleşecektir.
[GOOGLEMAP]36.899665,37.845497[/GOOGLEMAP]