BİR FESTİVAL GENELLEMESİ
Sosyo-tarihsel içeriği bakımından ‘’özünde’’ sanatsal ve musiki bir çok özelliler arz eden festivallerin (ki, festival sözcüğü Fransızca bir deyimdir ve de ŞENLİK anlamına gelir)günümüzde bir çok türü vardır.
Şenlik, eşittir; toplu bir şekilde neşelenmek, eğlenmek, coşkulanmak türünde, sevinç ve mutluluk vermesi gereken ‘ki beklenen’ tarihsel bir olgunun, bir yapıtın, bir eserin yada
Geçmişte yaşanan anlamlı bir olayın ‘bölgesel yada genel bazda’’ belirli etkinlikler çerçevesinde kutlanmasıdır; festivaller…Tabi, önceden tesbit edilmiş bir program dahilinde ve günlerde yapılır.
Ülkemizde 1930’lardan bu yana ‘’sosyo-kültürel etkinlikler kapsamında’’ bir çok değişik tür ve konularda festivaller yapılmaktadır. Bunlar; müzik festivalleri, spor festivalleri,
Tiyatro ve sinema festivalleri, geniş kapsamlı kültür ve sanat festivalleri, turizm festivalleri, antik kent festivalleri, tarihsel kişilerimizin adına yapılan festivaller sanayi ve teknoloji festivalleri ve de tarım ürünlerine atfen yapılan festivallerdir.
Festivaldeki amaç, bir şeyleri sergilerken, bir şeyleri konu edip eğlenirken ve hatta bir festival mevzuunda gururlanırken, esas amaç onu TANITMAKTIR, TANITMAK…
Sanatçı sanatını…
Tarımcı ürününü…
Bölgeler ise coğrafik özelliklerini, antik eser ve kentlerini yada tarihi kişiliklerini uluslar arasına ve genele TANITIRLAR. Tabii ki bu tanıtım bir pazarlamacının kişisel ve tek düze tanıtımına benzemez. Örneğin, festivale konu olan tarımsal içerikli bir ürün ise ‘tanıtım bazında, söz konusu olan o bölgeye özgü tarım ürünü olduğundan’ o bölgenin bu festivalden yararlanabilmesi için iyi bir tanıtım propagandasına gereksinim duyulur… Ki adına festival düzenlenecek kadar ‘ender bulunan ve yalnızca o bölgeye özgü olan ve de yararı açısından önemli görülen ‘ o tarım ürünü İSTENİRKİ bölgesinin ve ülkesinin sınırlarını aşsın ve de tüm dünya pazarlarında aranır hale gelsin.Ama iş bununla da bitmez! Çünkü o’nu ( ki tanıtılmak istenen ne ise) eğitsel ve eğlentisel yanı ağır basan birçok kültürel, sanatsal, artistik ve sportif etkinliklerle güçlendirmelidir ki AKILLARA,FİKİRLERE YER ETSİN, İBRET İLE ANILSIN ve iyi bir organizasyon örneği olarak sürekli gündemde kalsın. Gelen yerli ve yabancı konuklar, etkinliklerin sergilenme hoşnutluğundan, gittikleri yerlerde bedava propaganda yapmak lüzumunu hissetsinler; kısacası PEH, PEH desinler, ellerinize sağlık!...
Bu minval üzere düşündüğümüz zaman ZEUGMA ANTİK KENTİ kalıntılarının ‘kültürel ve turistik manada’ ilçemiz Nizip’e özgü bahşedilmiş bir nimet olduğunu ‘sanırım’ kimse inkar edemez.Ama bu önemli olguyu kimsenin ihmal etmeye de hakkı olmadığını ısrarla belirtirim… Ki yediden yetmişyediye her Nizipli sorumluluk hissedip, ilgilensin!. Daha önceleri ilgilenenler olmadı mı? Tabii ki oldu. Ama en ciddisi Nizip Belediye Başkanı Hacı Fevzi Akdoğan tarafından resmileştirildi. Yani Festivale dönüştürüldü.
O’nun önderliğinde birkaç kurumun katkılarıyla Nizip Kültür ve Turizm Festivalinin 2’si, 2 Eylül’de yapıldı. Kimilerine göre eksik-noksan, festivalden ziyade bir konsere benzetilse ve amacına uygun organizasyon yoktu, dense de ‘üstelik, birincisinde olduğu gibi ikincisinde de bulunamamış olsam da’ ben derim ki; yapılan işin kötüsü olmaz! Yeter ki ibret alınıp, katkı görsün. Eleştiri yapanlarda önümüzdeki sene üçlenecek olan organizasyona alternatif öneriler sunsun. Hiç şüphem yok ki Başkan Akdoğan bu önerileri asla geri çevirmez. Neticede karlı çıkacak olan Nizip ve Nizipliler olacaktır.
Öyle ise haydi Nizipliler, adı ZEUGMA olan bu festivaldeki sosyo-ekonomik yararlarınızı görerek ‘önümüzdeki sene de yapılacak olan’ bu etkinliğin ucuna sıkıca sarılın. Unutmayınız ki gerek yurt içinden, gerek yurt dışından gelecek olan bir avuç turistin sizlere bırakacağı geliri düşünün; lokantacılar, otelciler, araba tamircileri, benzin istasyonları, yerli mahsulat satıcıları, el işi turistik eşya satıcıları, yani yani tüm Nizip esnafı…
Son bir kez daha yapılan festivalin organizasyonunu (ki, kendime söylenenler kadarı ile) beğenmeyenlere, horsunanlara şair Özdemir Asaf’ın bir tesbiti ile derim ki; ‘’Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim’’
4 Eylül 2006